
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun ve Uygulanması
6284 sayılı kanun olarak andığımız Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu tüm ayrıntılarıyla Av. Gözde Özkurteller’den dinledik.
6284 sayılı kanun olarak andığımız Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu tüm ayrıntılarıyla Av. Gözde Özkurteller’den dinledik.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından organize edilen “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” programına katıldık.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın çalışan annelere maddi destek vermeye başlamasından sonra biz de destek noktasında akademisyen annelere yönelmek istedik.
Kamu kurum ve kuruluşları, STK ve üniversitelerden 60 temsilcinin katıldığı oturumda, “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 3.Ulusal Eylem Planı 2016-2020” çerçevesinde gerçekleştirilen faaliyetler ve ileriye dönük planlamalar değerlendirildi.
Kendi gündemimizi kendi hızımızda gözden geçirmeye, sizleri beyin fırtınasına davet ediyoruz. İki haftada bir Cuma günleri öğleden sonraları gerçekleştireceğimiz kadın gündemi tartışmalarında kendini itikatta-amelde ya da gönülde Hazarlı hisseden herkesi bekleriz.
Kürt kadın hareketini geliştiren “Politik ve militansı kadınlar”, büyük ölçüde 1970’lerde sol hareket içinde yetişmiştir. 1970’lerde sol hareket, büyük ölçüde Kürt hareketi üzerinden gelişen bir seyir izlemiştir.
Uzun zaman Osmanlı kadınına ‘Oryantalist’ bir gözle baktık. Bu oryantalist okuma biçimi bize, ‘Batı’da kadınlar özgürlüğünü elde etmişken, Osmanlı’da kadınlar harem hayatına mahkûm edilmiştir. Kadınlar ikinci plandadır.’ diyor.
Bu hafta Cumhuriyet dönemi kadın politikalarına bakacağız. Ana hatları ile nasıl bir kadın kimliği tasavvuru söz konusu olmuştur. Bunun üzerinde duracağız. Öncelikle Cumhuriyet’in temel modernleşme anlayışı üzerinde biraz durmak lazım.
Türkiye’de İslami kadın hareketinin iki zemini var. Bunlardan bir tanesi, başörtüsü mücadelesidir. 1960’dan itibaren, kamusal alanda Müslüman kadının tesettürüyle boy göstermesiyle başlayan mücadele zemini ve o mücadele zemini üzerinde kadının kendini var etme çabası var.
1985’ten sonra feminist hareketler içerisinde belirgin bir şekilde üç tane farklı söylem gelişiyor: Eşitlikçi feminizm, radikal feminizm ve sosyalist feminizm. Eşitlikçi feministlerin her birisi, bizim daha önce gördüğümüz Batı’daki feminist taleplerinin benzerini dile getiriyorlar