Aydınlanma çağıyla kilise baskısından bağımsızlaşma idealiyle yola çıkan batılı insan aklın merkezde olduğu bir dünyanın bunu sağlayacağına inandı. Dünya cennetti olsa olsa bu anlayışın oluşturduğu evrende gerçekleşebilirdi. Batıda başlayan modernleşme süreci biraz küreselleşmenin etkisi biraz kültür emperyalizmi sayesinde bütün dünyaya yayıldı. Artık modern olmak bir tercih değil zorunlu bir süreçti. Büyük bir heyecanla başlayan bu modernleşme süreci daha çok batılı insanın yaşadığı hayal kırıklıklarıyla sona erdi. Modernleşme, sonuçlarının en fazla hissedildiği yer olan menşei ülkelerde kıyasıya eleştirilere tabi tutuldu. Postmodernizm kimine göre modernizme bir yama yapma gayreti, modernizmin evrilmiş haliydi, kimine göre yeni bir süreç. Artık öldü denilen tanrı geri gelmiş, meta anlatılar yerini çoklu çözümlere bırakmış, monoist söylemler çoğullaşmıştı. Ancak artık bir tek doğrunun olmadığı her şeyin hem doğru hem yanlış olduğu, farklılıkların kabul gördüğü daha kaotik yeni bir döneme girilmişti.
Felsefi alt yapısı aydınlanmaya kadar giden feminizmin yapısal kökenleri sanayi devrimine dayanır. Aydınlanmanın değerleri olan eşitlik ve özgürlük söylemlerine Sanayi Devriminin eşitsiz ilişkileri de eklenince kadın hareketi için uygun zemin oluşmuş oldu. Kadın haklarını merkeze alan feminist hareket, çıkışından bu yana sürekli değişti ve farklı kadın söylemlerine ev sahipliği yaptı. Birinci, ikinci, üçüncü derken şimdilerde dördüncü dalgadan söz edilir oldu. Feminizm sadece ortaya çıktığı coğrafya da değil tüm dünya ülkelerinde az ya da çok etkili oldu. Uluslararası sözleşmelerle etki gücünü artırmaya etkinlik alanını genişletmeye çalıştı.
Feminizm, özellikle doğduğu coğrafyada hem zihniyetleri değiştirmede hem de önerilerini siyasete aktarmada çok başarılı oldu. Böylece kadınların ve toplumun yaşamsal pratiklerini değiştirdi. Ancak bu “başarılı” performans şimdilerde doğduğu topraklarda sorgulanır hale geldi. Modernizmi en fazla idrak eden ve sorunlarıyla en erken karşılaşanlar nasıl o coğrafyanın insanları idiyse feminizmin de sonuçlarının en açık görüldüğü yer yine aynı coğrafya oldu.
Modernizmin post-modernizme evrilmesi gibi feminizmin post-feminizme dönüşmesi feminizmin iddialarını kaybettiği yolunda yorumlara yol açtı. Artık bir tek doğru, tek bir reçete yoktu. Aynı zamanda İngiltere’de yapılan bir araştırma kadınların feminizme inançlarının da sarsıldığını gösteriyordu. Buna göre genç kadınlar feminizme ilgi duymadığını, feminizmi olumsuz bir etiket olarak gördüklerini, erkeler hakkındaki söylemlerini de abartılı bulduklarını ifade ediyorlardı.
Modernizmin dünya cenneti vaadine koşut olarak kadınlara özgürlük vadeden feminizmin geldiği bu son nokta soğukkanlı bir değerlendirmeyi hakkediyor.
Batıda feminist teorinin oluşturduğu yaşamın sonuçları itibariyle kadınların hayatına artı ve eksi olarak neler getirdiği şu başlıklar altında tartışılıyor.
* Kadınların ezilmesine engel olmak ya da kadının kurtuluş hareketi olarak da bilinen Feminizm önerileriyle kadınları kurtarabilmiş midir?
* Özgürlük vaadiyle ortaya çıkan feminizm kadınları ne kadar özgür kılabildi?
*Evlilik ve aileyi kadının kariyerine engel olarak gören feminist yaklaşımların oluşturduğu pratiklerin kadınların dünyasına ve topluma etkisi ne oldu?
*Tek başına ayakta kalma ile kurulan güç ilişkisi kadınları gerçekten güçlendirdi mi?
* “Bedenim benimdir” mottosunun kadınlar dünyasında nasıl bir karşılığı oldu?
* Cinsel devrimden en çok kim faydalandı?
* Aileye ve çocuğa karşı geliştirilen söylemler kadınların hayatını nasıl etkiledi?
* İş hayatında var olmak kadına neler getirdi?
* Bir taraftan kadının metalaşmasına itiraz ederken diğer yandan kadını kapitalist sistem içinde çalışmaya teşvik eden hatta zorlayan feminizm kadınların metalaşmalarına ne kadar engel olabildi?
* Sistem ve iktidar sorgulamasıyla yola çıkan feministler kapitalist çarkın içine girerek sistemin yeniden üretilmesine nasıl bir katkı sağladılar?
* Hayatı bir çatışma üzerinden yaşamak kadınların psikolojilerini nasıl etkiledi?
* Gelinen noktada feminizm miadını doldurdu mu? Yoksa yeni bir form mu kazanıyor?
* Başlangıçtan günümüze dönüşerek değişen feminist çerçeve nereye evriliyor?
2 yorum
Merhaba sayın ilgililer
Ben İngiltere Londra’da yaşayan uyghur / tatar asıllı Türk vatandaşı hanımım. Londra’da şubeniz var mı.
Merhaba,
Şubemiz yok, fakat bizi sosyal medya ve sitemizden takip ederek faaliyet ve programlarımız hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Teşekkürler,