15 Şubat 2018
Duyduk ki İstanbul Müftülüğü gençler için Heybeliada’da bir kamp düzenliyormuş. Genç Hazar olarak 15 Şubat tarihinde çantalarımızı sırtlayıp, Adalar vapurunun yolunu tutarak Heybeliada Gençlik Kampına katıldık.
Adaya indiğimizde bizi adeta bir bahar havası karşıladı. İskeleden kamp alanına ulaşıncaya kadar yolda mandalina ağaçları, kuş cıvıltıları, deniz ve gökyüzünün sonsuz mavisi ve yeşilliğin huzuru eşlik etti bizlere.
Kamp alanına ulaşmamızın ardından ayağımızın tozuyla Survivor parkurunda bulduk kendimizi. İlk önce herkes yapamam, edemem dese de ikinci turu dönenler bile oldu aramızda. Zor fakat oldukça eğlenceli ve macera dolu bir deneyimdi doğrusu. Hem de üç gün boyunca vücut ağrısı çekme pahasına, yine olsa yine yaparız dediğimiz bir eğlence alanıydı. Tabi aramızda biri vardı ki sporcu olduğu için ne tırmanmayı affetti, ne ip üzerinde yürümeyi, ne de lastikler arasında havada süzülmeyi… Parkurun ardından sıra ok atmadaydı. Kamp liderlerinin yardımları ile ok atma deneyiminde de bulunduk. İlk atışlarda ıskalasak da aramızda 12’den vuranlar olmadı da değil. Tüfek atışları da en az ok atmak kadar eğlenceliydi. Birçoğumuz 12’den vurmayı başardı. Ve doğrusu tüfek atışı ok atmaktan daha kolaydı.
Bu istasyon oyunlarının yanı sıra akşam yemeğinin akabinde Kızılay çadırında toplanıp sumo kıyafetlerini giyerek sumo güreşleri yaptık. Sonrasında masa tenisi, langırt ve sonsuz eğlence..
Armut puflara çöküp tabu oynayarak da kampımızın gecesini sonlandırdık.
Ertesi sabah ise bir tur daha istasyon oyunlarının ardından temiz hava eşliğinde minik bir ada turu yapıp bolca fotoğraf çekimi yaptık. Çıkışımıza yakın Adalar Vaizesi Nurhayat Haral Yalçı hocamız ile kısa bir sohbet yaptıktan sonra vapurumuza doğru hızlı adımlar ile koşarcasına İstanbul yolunu tutarak ada maceramızı sonlandırmış bulunduk.
Adalar macerası ve bu kamp bizim için bu anlatılanlardan çok daha ötesiydi. Zira birçoğumuz birbirini ilk kez görüyordu. Hatta hiç kimseyi tanımadığı halde aramıza katılma girişkenliğini gösterenler bile vardı. Grubun enerjisi mükemmeldi. Özellikle oyunlardan ve andan zevk aldığımız dakikalarda çok daha belli oluyordu herkesin birbiri ile kurduğu samimiyet. Öyle ki varış noktasına gelip de vedalaşmak için birbirimize sarıldığımızda “tanıştığımıza memnun oldum” cümlesini kurmak bize oldukça tuhaf geldi. Sanki birbirimizi hep tanıyormuş gibi içten bir samimiyet söz konusuydu aramızda. Ve cümleleri bitirirken şunu da eklemeli, aramıza ilk kez katılanlar dahi Hazar’ın Genç Hazar’ın ruhunu açıkça taşıyordu. Dilerim bu enerjiyi, ruhu, tavrı ve samimiyeti kaybetmeden hatta üstüne fazlasını da katarak bundan sonra birlikte katılacağımız kamplar, geziler, turlar, seyahatler, programlar, etkinlikler nice olur.
Bizi bu kampa gitmeye teşvik eden dernek başkanımız Ayla Kerimoğlu’na, bu kamptan bizi haberdar eden ve kampımızın ikinci gününde tanışıp sohbetini dinleme fırsatına erdiğimiz Adalar Vaizesi Nurhayat Haral Yalçı’ya, kamp liderlerinden başta Oktay Keleş hocamız olmak üzere Meryem ve Melike liderlerimize, kamp alanında emeği geçen herkese, Diyanet Vakfına ve bu kamp alanını tahsis eden Kızılay’a ve tabi ki kampımıza teşrif ederek her bir anı güzelleştiren Genç Hazarlılara sonsuz teşekkürler!
Hazırlayan: Büşra Cingöz
1 Yorum
Okudum ki çok eğlenmişsiniz:) Ne kadar güzel. İnşallah daha nice böyle güzel fırsatlar çıkar karşınıza gençler.