Cumhuriyet Epistemolojisi Çerçevesinde Kadın Söylemi ve Günümüze Etkisi

Hazırlayan: Yorum yapılmamış Paylaş:

Cumhuriyet Epistemolojisi Çerçevesinde Kadın Söylemi ve Günümüze Etkisi

Ayşe Kadıoğlu

3 Mayıs 2008
Sabancı Üni. Sanat ve Sosyal Bilimler Fak. Siyasal Bilimler Böl. Öğr. Üyesi
Aylık programın Mayıs ayı konuğu Sayın Kadıoğlu’ydu. Kadıoğlu,  tarihi arka planını 1876 (I.Meşrutiyet)-1913 (Bâb-ı Âlî Baskını) yılları arasına dayandırdığı Cumhuriyet epistemolojisini, bu bağlamda projelendirilen modernliği ve bunun “kostüm modernliği” ile ilişkisinin kadın söylemine etkilerini, siyasal bilimlerin yeni bir alt çalışma alanı olan “vatandaşlık” çalışmalarını, bu çalışmaların günümüz meselelerine getirmesi muhtemel çözümlerini içeren bir konuşma yaptı.
Tarihi Arka Plan: Kadıoğlu’na göre, Cumhuriyet epistemolojisinin tarihi arka planı, İttihat ve Terakkiciler ile  Jön Türklerin çekişmelerinden İttihatçıların galip çıkmasına dayanır. İttihatçıların bu öne çıkışlarında, 1904  Japon–Rus savaşı neticesinde Japonya’nın galip gelmesinin milliyetçi hissiyatı beslemesi önemli bir rol oynar. 1907 II. Jöntürk Kongresinde de belirti veren İttihatçıların egemenliğini, 1909 Bâb-ı Âlî baskınıyla liberal kanattan Sadrazam Kâmil Paşa Hükümetinin düşürülmesi ve yine liberal kanattan Hasan Fehmi’nin öldürülmesi  geri dönülmez bir noktaya getirir. Bu olayların ardından gelen 31 Mart Olayı’nı ve bunun öncesindeki Bâb-ı Âlî baskınını, aslında İttihatçıların gerçekleştirdiği ve bu yolla liberallerin saf dışı bırakıldığı iki darbe olarak değerlendirmek mümkün. Bundan sonra liberallik,
-Osmanlı liberallerinin öncüsü Prens Sabahattin’in anlayışından farklı olarak- batının “hak temelli” liberallik anlayışı yerine “ortak iyiyi” vurgulayan, aslında ittihatçı geleneğin üzerine yapılanmış bir kalıba bürünür.
1920’lerin sonlarına doğru laikliğin bir “proje” olarak ortaya çıkmasıyla ittihatçı gelenek daha da keskinleşir. Bundan sonra “Modern olmak için laik olmak gerekir” anlayışı yukarıdan dayatılan bir durumun ortaya çıkmasına sebep olur.
Cumhuriyet Epistemolojisi ve Kostüm Modernliği:  Kadıoğlu konuşmasının 2. Bölümü’nde, Cumhuriyet Epistemolojisi denildiğinde öne çıkan iki özellik üzerinde durdu. Bunlar:

1.    Doğu-Batı arasında özcü bir ayrım, bir tanım yapılması ve bu ayrım temelinde düşünülmesi.
2.    İnşa edici tavır (toplum mühendisliği) bağlamında aşırı gerçekçi kimliklerin ortaya çıkması.
Bu özelliklerle “Modernliğin Projelendirilmesi” de Cumhuriyet Epistemolojisinin bir parçası olarak ortaya çıkar ve ardından “Kostüm Modernliği”nin en ön plana çıktığı bir anlayış hakim olmaya başlar. Kostüm modernliğinden kastedilen, inşa edilmiş aşırı gerçekçi kimliklerin, içeriği arka plana itilmiş, salt görüntüsel bir modernlik anlayışı çerçevesinde kendilerini ortaya koymalarıdır.

Vatandaşlık Çalışmaları ve Kadın: 3.Bölüm Kadıoğlu’nun Kadın konusu ve özellikle başörtüsü meselesinde çözüme yönelik yaklaşımını, bir anlamda tezini içeriyordu.
Kadıoğlu’na göre, bu konu şimdiye kadar yapıldığı gibi “gericilik-ilericilik” hattından gidildiğinde çözümsüzlük kaçınılmazdır. Dolayısıyla tatmin edici bir çözüme ulaşabilmek için konu, “vatandaşlık” açısından ele alınmalı ve batının “hak temelli” anlayışı ile değerlendirilmelidir. Bu haklar öncelikle üç temel hak olan Sivil Haklar (yargılanma hakkı gibi), Siyasi Haklar (seçme-seçilme hakkı gibi), Sosyal Haklar (eğitim hakkı gibi) çerçevesinde ele alınabilir. Kadıoğlu insan hakları ihlallerine çözüm getirebilecek yollardan biri olarak da vatandaşlığın “ulus” tan arındırılmasının gerekliliğini vurguladı: Vatandaşlık bir “sertifika” değil bir “haklar dizisi” olarak görülmeli ve değerlendirilmelidir. Bu bağlamda kadın da yukarıda şematize edilen kısır döngüden kurtularak özgür ama aynı zamanda özgün bir birey haline gelebilmelidir.{jcomments on}

Hazırlayan: Oya İnce
Önceki Yazı

İbn-i Haldun’un Tarih Anlayışı

Sonraki Yazı

WISE Temsilcisi Daisy Khan Hazar’daydı

Bunlar da ilginizi çekebilir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir