ANAP Milletvekili Yılmaz KARAKOYUNLU
“Liberalizm onbin senelik süreç içerisinde düşünceyle ilgili verilerin son dönemde dünyadaki yansımasıdır. Miletliler Büyük Menderes ırmağının etrafında yaklaşık M.Ö 600 yıl önce toplanıp matematik, fizik, geometri, kimya hakkında konuşurlardı. Herşeyin sudan meydana geldiğini ifade eden Tales fizikötesi düşüncelere sahipti. Ona göre düşünce, görünenin nasıl yaratıldığını felsefi manada özgürce düşünmekti.
Düşüncenin hür, kavrayışın yorumun adil, anlatımın cesur ve doğru olmasıdır liberalizm. Daha sonra ki dönemlerde, Platon, Aristotales gelmişlerdir ve Socrates bu yüzden baldıran zehriyle öldürülmüştür. Platon Mısır’a köle olarak satılmıştır.(sonra tekrar Yunanistan’a gelerek Academica’yı kurdu.) Aristotales İskender’e danışmanlık yaptı. (İskender dünya yüzünde nereyi fethettiyse oralara kentler kurdu.Bunlardan 75 tanesi hala mevcuttur.Bizde ki İskenderun gibi.)
Aydın düşünceli bir yapı kadar dolayısıyla İslam kadar dünya da huzur sağlayacak bir şey yoktur. Düşüncesini özgürce anlatan insanlar bizim geçmişimizde de çok haksızlıklara uğradılar.
İbn-i Sina, Liberalizmin ilk temel ilkesini koyan kişidir eseri olduğu halde Osmanlı, Selçuklu, Cumhuriyet dönemi dahil olmak üzere Türkçe’ye çevrilen eseri yoktu. Kitab-ül Tıbb isimli eseri, Batı kütüphanelerinde bulunmakta ve ders kitabı olarak da okutulmaktadır. Ben de öncülük yaparak bu eserin Türkçe’ye kazandırılmasını sağladım.
Hür düşünceye önem veren İbn_i Sina, Gazneli Mahnut’un başkomutanı tarafından kafirliklikle itham edildi. Kızı sağırdı ve İbn-i Sina hiç konuşamaz deyince kızdı. Ona yanlışlığını kanıtlamak amacıyla delil olarak Meryem suresi 30. ayeti okudu. İbn-i Sina’da cevap verdi:’Dünyada dini ve ilmi olmak üzere iki ayrı gerçek vardır. Dini gerçeğe iman yoluyla ilmi gerçeğe de idrak yoluyla varılır. Her ikisi de gerçektir, inanılır. Bu iki gerçeği asla bir birine karıştırmayın çünkü her ikisi de kendi yerinde doğrudur.’
İbn-i Sina da hür düşünceyi savunması yüzünden zindanda döve döve öldürüldü. Hak olmadan o hakka ilişkin hürriyet olmaz. 150 yıl sonra İbn-i Rüşd bir adım daha atarak hürriyet için;’o sadece düşünce özgürlüğü değil hakkın oluşturulması için zeminin de sağlamlandırılmasıdır. Eğer zemin oluşturulmamışsa o hürriyet hürriyet değildir.’ demiştir.
İbn-i Rüşd Emeviler döneminde önemli bir tıp uzmanıdır. Karın, kafa ve göğüs boşluğundan ilk bahseden O’dur.Otopsi ile ilgili çalışma yapmıştır. Ondan önce lineer cebir varken İbn-i Rüşd türevi buldu, onun sayesinde uzaya gidildi. Bütün bunlara rağmen İbn-i Rüşd de cezalandırıldı.
Tales’ten beri düşünce evreninde var olan liberalizm, İngiliz Kralı Charll’ın, Jhon Lock’a yaptığı baskı sebebiyle siyasi alanda da ortaya çıktı. Böylece ilk liberal sözcüğü İngiliz Parlementosunda kullanılmış oldu.
Liberalizm-Liberetto-Özgürlük Lock’a göre: Yaşama, mülkiyet, ırz ve adil olmayan bir otoriteye isyan etme hakkı, liberalizmin sağladığı haklardır. Lock; ‘insanlar özgürdür, sınırlama getirilemez’ der, fakat yaşadığı bir paradoks vardır ki bu da; hak ve özgürlüklerin sadece zengin erkeklere ait olduğunu savunmasıdır. (Lock aynı zamanda Afrika’dan Amerika’ya köle ticareti yapan bir şirketin başında bulunmuştur.)
Liberalizmi, felsefi, siyasi ve ekonomik temelli olmak üzere üç temel nokta da ele almak gerekir. Liberalizmin ekonomik temellendirilmesi Adam Smith’le başladı. (Bırakınız yapsınlar…)
Özgürlük kavramının tartışması İngiltere’den Amerika’ya geçti. (Bu kavramı doğru dürüst tartışalım diyen isimler: Abraham Lincholn, Thomas Jefferson, Benjamin Franklin) Bizim modelimiz Fransız modelidir. Fransa kendini olgunlaştırdı fakat biz başaramadık. Bunun için 300 yıldır özgürlük problemi yaşıyoruz.(Polis devleti yaşadık, ihtilaller denedik.)
83’ten sonra Özal’ın başlattığı Liberalizmde iktisadi manada ciddi işler başarılmıştır. Buna rağmen daha çok şey yapılabilir. Mesela, Doğu Avrupa ülkelerinin hiç birinde bizdeki iktisadi güç yoktur. Fakat ekonomideki tahsis hataları yüzünden, kayırıcılık yüzünden kalkınma olmamıştır.
Siyasi manada Liberal olma noktasında mücadele verildi, veriliyor. Hukuki manada Liberalizm doğru değerlere sahip değildir. O yüzden bu alanda liberalleşme mümkün olmamıştır.”
- Bir toplum kanunsuz yaşayabilir ama adaletsiz yaşayamaz.
- Hayek’e göre liberalizm bireyi sadece devlete karşı korumak değil, aynı zamanda içinde bulunduğu topluma karşı korumaktır.
- Bazen bir sorunun çözümü için önereceğiniz çarenin yükü, bizatihi sorunu taşımaktan daha ağır olabilir.
- En hızlı koşan aslandan daha hızlı koşarsan yahut en yavaş koşan ceylandan daha hızlı koşarsan ayakta kalabilirsin.
Not: Programın özeti, deşifre üzerinden hazırlanmıştır.
Hazırlayan: Emir Sultan Baryaman