Dünya Aile Zirvesi’ne Katıldık

Hazırlayan: Yorum yapılmamış Paylaş:
4-7 Aralık 2009  İSTANBUL,’’World  Family Summit + 5, Families in Balance”
Hazırlayan: Esin Tüccar / Sosyal Hizmet Uzmanı
Toplantı Aile ve Kadından sorumlu Bakanlık bünyesinde yer alan Aile Araştırma Kurumu tarafından İstanbul Cevahir Kongre Merkezinde Uluslararası katılımla 3 gün olarak planlamıştı.

1.gün
Tunus, Portekiz ve Türkiye bakanları ülkelerindeki kadın nüfusu, eğitimi çalışma koşulları vb başlıkları değerlendirdi. Toplantının açılışı Bakan Selma Aliye Kavaf tarafından yapıldı. Daha sonra çoğunluğunu 3.Dünya ülkeleri bakanlarının oluşturduğu ve kadınların çalışma şekillerinin değerlendirildiği bir başlık vardı. Adını ilk kez duyduğum bazı ülkelerin şartlarını ve kadınların yaşam şartlarını dinlemek benim için ilginç oldu.

Toplantıda delegeler, ailenin güçlendirilmesinde, kadının güçlendirilmesi ve stratejiler belirlenmesi gerektiğini vurguladılar ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında bir takım stratejiler belirlendi.

  •  Dünya vizyonunu oluşturan farklı seviyelerdeki ülkelerde yerel, ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar çerçevesinde harekete geçip teşvik etmede politik kararlılığı desteklemeyi,
  •  Değişimi sağlayacak teknik kapasitenin geliştirilmesi,
  •  Kadına ve erkeğe insan haklarını talep etmelerinde yardım edecek kurumsal yapının geliştirilmesinin ve değişimi destekleyen süreç ve kurumsal yapıların güçlendirilmesinin önemini vurguladılar.

Deklarasyon metni şu şekilde belirlendi.

Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadının güçlendirilmesinin sağlanması, çözümleri olan bir sorundur. Ve bu çözümlerin tartışılması için aileden daha verimli bir ortam yoktur.
Yoksulluğun azaltılmasında ve dünya çapında tüm toplumlarda ailenin refah seviyesinin arttırılmasına ilişkin potansiyeli sınırlandıran cinsiyete dayalı eşitsizliklerin azaltılması konusunda atılacak bir çok adım bulunmaktadır.

Uluslararası, ulusal, bölgesel, yerel ve aile düzeyinde ki bu cinsiyete dayalı eşitsizliğin çözülmesi için politikalar oluşturmak, uygulamak ve toplumsal değişimde temel önem arz etmektedir.
Ailenin güçlendirilmesi için kritik önem taşımakta olan toplumsal cinsiyet eşitliğinin ve kadının güçlendirilmesinin küresel  düzeyde sağlanması için  gerekli olan tüm girişimlerin yapılmasına olanak veren  yeni bir on yılın olacağının garanti edilmesi gerekmektedir.
Toplumların, kadınların ve erkeklerin rollerini sorumluluklarını ve kaynaklar üzerindeki kontrollerini anlama ve organize etme yöntemlerini ciddi bir değişimden  geçmesi gereklidir.
Kadınların güçlendirilmesi, tarihsel durumun değişmesi, kadınların aile içindeki dezavantajlı konumlarının değişmesi için 7 önemli nokta bulunmaktadır.

1) Eğitim
2) Üreme sağlığı ve cinsellik eğitimi
3) Alt yapı(cinsiyet eşitsizliği, iş bölümü, çocuk bakım hizmetleri gibi)
4) Mülkiyet ve miras hakları
5) İstihdam
6) Ulusal parlamentolar ve yerel hükümet organlarına katılım
7) Aile içi şiddet

Tüm bu konuların tartışıldığı ve 1-12 Mart  2010 tarihinde NewYork’ta yapılacak olan  “Dünya Aile Zirvesi 6” da tartışmaların devam edeceği  kararıyla program sonlandırıldı.

Esin’ce yorum;
Türkiye’nin ev sahipliğinde düzenlenen organizasyon, fiziki şartlar ve olabilecek tüm olumsuzluklara karşı son derece hazırlıklı ve profesyoneldi. Aile Araştırma Kurumu adına, Sayın Ayşen Güran ve tüm ekip arkadaşlarını tebrik eder, naçizane teşekkürlerimi sunmak isterim.
Sizlerle zirvenin bende uyandırdığı duyguları hiç bir bilimsel zemini olmadan aktarmak ve yorumlamak istiyorum. Söz konusu aktarım, tamamen duygusal olup benim sorumluluğunda olan doğal aktarımlardır.

Öncelikle, adını ilk kez duyduğum, bazı ülkelerin hikayelerini, kadınların yaşam şartlarını dinlemek benim için ilginç bulduğum ufuk açıcı bir deneyimdi.
Ancak bu toplantılarda ülkelerinin yetkilileri son derece pozitif, sorunlardan ziyade başarıların vurgulandığı konuşmalar sundu. Mesela ülkelerinde %75’i okuma yazma bilmeyenlerden oluşan, fiziki ve sosyal şartların son derece sıkıntılı olduğu satır aralarından anlaşılan, ülke yetkilisi bile hiçbir sosyal soruna değinmeden, ülkesinin yeşilliğinden ovasından bahsetti.
Suya sabuna dokunmadan ele alınan bu oturumlar son derece pembe, sorunsuz bir dünya tablosu çizdi. Örneğin Tayland’lı yetkili, öyle bir ülke tasvir etti ki, kadınların hiç mağduriyet yaşamadığı, tam katılımlı parlamentoda sayılarının çok iyi olduğu, refah ve esenlik dolu bir izlenim hakimdi. Kendilerinden devlet modelinin örnekliğini hayranlıkla (!) dinledik. Oysa Taylandlı kadın ve çocukların mağduriyeti Ayşe Hanım Teyzenin bile gündemine girmiş bir konu.
Devlet adamlarının ülkelerini olumlamaları elbette anlaşılır. Ancak bu oturumların en büyük eksiği istatistiki verilerin olmayışı, görsel materyalin kullanılmayışı, sunumları başarısız kıldı. Tunus ve Portekiz yetkililerinin sunumları ve ülkeleri hakkındaki durum tespitleri ilgi çekiciydi. Tunuslu yetkili, kadınların durumlarını, geleneklerden ayrılmayan ülkelerin içerisinde değerlendirilip değişen ve tek düze olan dünya dengesi içerinde bu renklerin önemli ve öğretici olduğunu, bunların kaybedilmeden kalması gerektiğini vurguladı. Sağlıklı ailenin kadının rolüyle bağlantılı olduğunu vurgulaması çok anlamlıydı.
Portekizli yetkili ise ülkesindeki bir STK örneğini gelişim risklerini cesurca dillendirerek örnekledi. Türkiye ise bu zirvede alternatif duruşuyla hakimdi.
TEGEV yetkilisi ‘Tüm ülkelerde ki olumlu gelişime rağmen bizim ülkemiz de hiç durum bu kadar iyi bir durumda değil ‘diye söze başladı, yaptıkları ve ülke genelinde yapacakları eğitim çalışmalarını özetledi. Bu konuşmanın cesur yönüne rağmen konuklar arasında fısıldaşmaları da beraberinde getirdi. Türk izleyiciler bir miktar tepkili dinlediler.
Türk yetkilinin bu kadar acımasız oluşunu, 3.dünya ülkelerinin bile pozitif ve gelişme odaklı sunumlarına göre son derece acıtıcı olduğu ifade edildi. Kendimizi eleştirirken cesur olmamız gerektiğini düşünüyorum. Sadece STK’ lar bu durumu korkusuzca yapabilir. Bürokratların bu konuda taraflı olduklarını yukarıda vurgulamıştım. Eğitim gönüllülerin de ülkemizin zenginliklerinden olduğunu ve iyi uzmanlar yetiştirdiklerini bu durumun bizleri de sevindirdiğini belirtmek istiyorum. Her ne kadar fikirdaşları olmasam da çalışmalarını önemsiyorum.
Bu zirveninin en  en dikkat çekici ve benim için çok akılda kalıcı süreci Sayın Rabiya Babalıoğlu’nun  sunumuydu. Sunumun içeriği de son derece önemli olmakla birlikte başörtülü bir arkadaşımızın, kardeşimizin kürsüde oluşu son derece manidardı. Bu oturumda KASAD-D’nin çalışmaları, yaşama hakkı ve kürtaj konusu değerlendirildi.
Sözün sonu, organizasyon olarak çok başarılı ama katılım içeriği olarak zayıf bulduğum bu zirve, sizlerden daha fazla katılım olsaydı dediğim bir çalışma oldu. Kadına karşı eşitsizlik vb konuların tartışıldığı bu oturumlarda maalesef okuma hakkı ve başörtüsü engeli vb hiç konuşulamadı. AK-DER daha çok bireysel görüşmelerle sürece dahil oldu. Bu, pasif bulduğum katılım ortamın ne kadar tartışmaya açık olduğunu anlatmak için yeterlidir herhalde.
Bu zirveden edinebileceğimiz en önemli kazanım İl Sosyal Hizmetler Müdürü ile yapılan görüşme olduğu katindeyim. Aile yapısı ile ilgili bizim gibi arkadaşlarla çalışma başlatmak istediklerini söylediler.

Önceki Yazı

Womenist Toplantısına Katıldık

Sonraki Yazı

TCK için Geri Sayım Kampanyasına Katıldık

Bunlar da ilginizi çekebilir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir