Prof. Dr. Ömer Faruk HARMAN
Bu dersimizde, Yahudilik’te peygamber inancı üzerinde duruldu.
Fakat bir önceki dersle alakalı olarak sorulan bir soru, konunun önüne geçti.
Soru “Yahve’nin adını boş yere ağıza almama” buyruğu ile alakalı idi. Hoca bu emrin son derece katı olduğunu tekrar etti ve İslam’da da benzer titizliğin bulunduğunu, Tanrı adını rastgele kullanmanın doğru olmadığını ifade etti.
Ders, Yahudilerin ‘Üzeyir Allah’ın oğludur’ isnadının mahiyetinin anlatılması ile başladı. Hocamızdan; bu iddianın Yahudilerin tamamı tarafından değil, Medine’deki bir grup Yahudi tarafından ileri sürüldüğünü öğrendik. Dersin devamını hocamızdan dinleyelim:
“Üzeyir’in, Allah’ın emri ile bir kaynaktan su içtiğine ve kaybolan Tevrat yeniden onun tarafından yazıldığına inanan bu Yahudi grup, Üzeyir’in ölümünden sonra ortaya çıkan Tevratla onun yazdırdığı Tevratı karşılaştırdıklarında aynı olduğunu görürler. Ve olsa olsa bunu Allah’ın oğlu yapabilir düşüncesiyle Üzeyir’e ‘Allah’ın oğlu’ yakıştırmasını yaparlar.
Yahudilik’te peygamber; Allah tarafından göreve çağrılır ve bir bölgeye gönderilir.
Yahudilerde peygamber kavramı, “nevi” ile ifade edilir. Bu kavram ilk defa İbrahim peygamber için kullanılmıştır. Onlara göre peygamberlik İbrahim’den başlar. (Gören anlamına gelen “roeh” ve “hozeh” de kullanılır. Ayrıca Allah adamı, Allah’ın kulu gibi ifadeler de kullanılır.
Peygamberler Tanrı’dan aldıklarını insanlara iletmek ve bir şey eklememekle yükümlüdür.
Musa bin Meymun’un tespit ettiği iman esasları, Günümüzde Yahudilerin çoğunluğu tarafından benimsenmektedir. Bu esaslardan ikisi peygamberlere iman ile alakalıdır. Ona gore; peygamberlik haktır, peygamberlerin tüm sözleri doğrudur ve Musa (a.s.), peygamberlerin en büyüğüdür. Hakiki ve sahte peygamberler Yahudilik’te de vardır. Hakiki peygamber; insanları bir olan Allah’a çağırır, geleceğe ait söyledikleri doğru çıkar ve haram yemezler.
Peygamberler derecelendirilmiş olup en üstünleri Musa (a.s.)’dır. Musa Peygamber Firavunun yanında büyümüştür. 40 yaşlarındayken kazaen bir adam öldürmüş ve Mısır’dan Medyen’e kaçmış, burada 40 sene durmuş, daha sonra Sina çölüne dönmüştür. Kendisine Tur-i Sina’da görev verilmiştir. Asası ve bağrından cüzzamlı gibi lekelenmiş olarak çıkardığı eli, mucizesidir. Tevrat’ta; elinin bembeyaz değil de lekeli olması Musa Peygamberin kavmi hakkında “ya bana inanmazlarsa”diye düşünerek onlara bir anlamda iftira atmış olmasının cezası diye anlatılmıştır.
Musa Peygamber, Tanrı’dan Harun’u yardımcı olarak istemiştir.
Kur’an-I Kerim’e göre İbrahim Peygamber’e suhuf, Musa Peygamber’e levhalar, Kral Davut’a da Zebur verilmiştir.
Peygamber olarak gönderilmiş 6 kadından üçü; Musa Peygamberin ablası Miryam, İşaya Peygamberin eşi ve Deborahtır.
Tanah’ta adlarının geçtiği 16 peygambere (kendilerine yazı isnad edilmiş olduğu için) “kanonik peygamberler“ adı verilir.
Kur’an’da; Süleyman, Davut gibi adı peygamber olarak geçen kimi isimler; Tevrat’ta peygamber olarak değil kral olarak anılır.
Tevrat’ta adı Daniel, Samuel gibi peygamber olarak geçen kimi isimler de Kur’an’da anılmaz.
Kur’an’da adı peygamber olarak geçip Tevrat’da adından hiç bahsedilmeyenler de vardır; Salih Peygamber gibi.
Musa, İbrahim ve İshak peygamber gibi peygamberler, her iki kitapta ortak olarak anılırlar.
Tanah’ta patriyarkal yani kabile reisi olarak adı geçen peygamber, İbrahim Peygamberdir. İshak ve İsmail Peygamber de bu grupta zikredilir.
Yahudilere göre son peygamber olarak Malaki kabul edilir. Ve sonrası için artık peygamber beklentisi yoktur, Mesih beklenmeye başlamıştır. Mesih “kendisine kutsal yağ sürülmüş üstün nitelikli bir lider”demektir.
Süleyman’dan sonra bir türlü esaretten ve başkalarının hakimiyetinden çıkamayan Yahudiler, aynı zamanda seçilmiş olduklarına da inandıkları için Tanrı’nın mutlaka kendilerini bir Mesih’le kurtaracağı inancını taşırlar.
İsa’yı peygamber olarak kabul etmeyen Yahudiler, kral ve saltanat sahibi olarak görmedikleri için onu Mesih olarak da kabul etmemişlerdir. Yahudiler bugün hala Mesihlerini beklemektediler.
İlk yaratılan insan olan Adem’i Tanrı cennete layık görmüştür. Onu yeryüzünde inşa edilen bir cennete yerleştirmiştir. Ama yasak olan ağacın meyvesinden eşi ile yiyerek suç işledikleri zaman onları cennetten çıkarmıştır.
Yahudilik inancına göre üç çeşit cennet vardır ki birincisi; Tanrının Adem’i yerleştirdiği yeryüzündeki Gan Eden cennetidir. Bir diğeri yeryüzünün sonunda ortaya çıkacak olan cennettir. Bu cennette kurtla kuzu yan yana olacaktır da kurt kuzuyu yemeyecektir. Sonuncu olarak uhrevi cennete inanırlar. Buraya sadece Yahudiler ve Nuhiler girecektir.
Yahudilerin ahiret inancında Gehinnom adı verilen cehennem vadisi de vardır.”
Hazırlayan: Dilek Serdar
{jcomments on}