Dr. Gülsen ATASEVEN
RABBİM BENDEN NASIL KULLUK İSTİYOR…
İslam’ı yeni tanımaya çalıştığım, neresinden tutacağım, neresinden tanıyacağım diye çırpındığım yılları hatırlıyorum. Herhalde o yıllarda sizlerin kurduğu bu Hazar Grubu olsaydı canımı oraya atar ve yıllar öncesinden İslam’ı o arzu ettiğim ilmi kapasitesiyle öğrenme şansını yakalamış olurdum. O devrin hatıralarıyla Hazar Grubu’nu karşılaştırıyorum da şu yılların gençlerinin ne kadar şanslı olduğunu ve sizlerin ne kadar mukaddes bir vazife ifa ettiğinizi düşüyorum.
Böyle inanacaksın, böyle yapacaksın gibi bir telkine evet demeyen, düşünen, sorgulayan, nedenlerini, niçinlerini aramaya çalışan, insana hitap eden bir topluluk, bir sistem arzu ediyorsunuz. Böyle bir sistemde Allah’a nasıl yaklaştığınızı hatta başkalarının elinden tutabilecek güce nasıl eriştiğinizi fark edemeyeceksiniz. Onun için ben ilmi açıdan bu gidişi kendine yol olarak seçmiş olan Hazar Grubu’nu yürekten kutluyorum.
İslam’la ilk tanıştığım dönemlerde ‘Rabbim benden nasıl bir kulluk istiyor’ diye düşünürdüm. İslam’ın büyük bir nizam olduğunu, binlerce yıl koskoca devletleri idare eden, her noktasıyla ihtiyaçları karşılayabilen bir kapasitesi olduğunu biliyordum ama nereden yakalayabileceğimi bilemiyordum. Rehberlik görevi çok önemli. Hazar’ı işte bu sebepten dolayı tekrar tebrik ediyorum.
Benim o yıllarda öğrenmeye çalıştığım İslam’ın anahtar mesajlarından ilki ‘hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?’ ayetiydi. Bu ayet günümüz İslam aleminin ve bilhassa kadınlarımızın felaketinin nedeninin cehalet olduğunu anlatıyordu. 30-35 sene önce kız çocuklarının okutulup okutulamayacağı tartışılırken, ben yeni tanıdığım İslam’da ilmin kadın erkek herkese farz olduğunu gördüm ve çok şükür o günlerden bu günlere Hazarlar’ı da kazandık.
Bir hadisi şerifte “birbirinizi sevmedikçe mü’min olamazsınız, mü’min olmadıkça cennete giremezsiniz” buyuruyordu. Fakat bilmek ve yaşamak arasında çok fark olduğunu gördüm. Halbuki sahabe “duyduk ve itaat ettik” anlayışıyla hareket etmişlerdi. Sahabe gibi teslim olduğunuzda roketiniz ateşlenmiş demektir. Artık o sevgililer sevgilisine nasıl ulaşacağınızı düşünmeye başlarsınız. “Rızanı kazanmak için her çağrıyı aradım, çalıştım sen şahitsin ya Rabbi” işte bunu söylediğiniz andan itibaren cihanı peşinize taktınız demektir. Müslümanın Allah’la olan irtibatında yakaladığı bu nokta çok önemlidir. Ondan sonra İslam’ın bir eri olarak güzelliklerini başkalarına anlatmaya çalışırsınız, isteyen girer, istemeyen girmez. İşte İslam’ın hayran olduğum güzelliklerinden bir tanesi de bu. Beni etkileyen bir başka mesaj “onlar bollukta da darlıkta da infak ederler” yani Allah ile irtibatlarını hiç kesmezler. Kur’an’ı daha iyi anlayabilmek ve günümüz dünyasında oynanan oyunları fark edebilmek için ilme ihtiyacımız var. Bir hadiste de buyrulduğu gibi “İlim her türlü cahilliğin ve kötülüğün karşısındaki en büyük silahtır.”
Not: Programın özeti, deşifre üzerinden yapılmıştır.
Hazırlayan: Ziynet Kır