Dr. Zeynep KARAHAN USLU
“Cumhuriyet tarihine yön veren Türk modernleşme projesi ulusal gelişmenin sağlanmasını, laik ve kapitalist bir toplum yapısının oluşturulmasını ve Batı uygarlığında sağlam bir yer edinmeyi hedefleyen kapsayıcı bir projedir. Modernleşmenin dinamosu olan elit sınıf, kendi modernlik anlayışına uygun kurum, inanç ve davranışları geniş kitlelere benimsetmeyi amaç edinmiştir. Bu çerçevede önemli bir sosyalizasyon aracı olarak medya da kendi bünyesindeki karar alıcıların ve üretici elitlerin tercihleri ile belirlenen dikkate değer bir işlev üstlenmiştir.
Bu işlevin somut yansımaları kamu televizyonculuğunda, yaygın ve alternatif medyada hangi kadın kimliklerine neden ağırlık verildiğini tespit etmek suretiyle bulgulanabilir. Cumhuriyet modernleşmesinin görünür veçhesi olan kadın kimlikleri üzerinden belli mesajlar, davranış, düşünce ve yaşama biçimleri model olarak sunulmaktadır.
Ticari televizyonculuğun yaygın medya ayağında kadın kimlikleri haber/tartışma programlarını sunan kadın sunucu/spikerler üzerinden modern kadın imgesiyle tamamen örtüşür kimlik ve dış görünüşleri topluma dolaylı olarak benimsetmektedirler. Konuk, uzman vs. düzeyinde programlara katılan kadınlar için yaygın bir seleksiyon söz konusu olmamakla birlikte modern kadın imgesiyle ters düştüğü varsayılan İslami değerleri sıkı bir biçimde benimseyen kadınlar genellikle anlaşılmaktan ziyade sorgulanmak üzere ekrana taşınmaktadır.
Yabancı film/diziler modern kadın tiplemesinin ve modernlik ideolojisinin içerdikleri kültür kodları nedeniyle doğal müttefikleridir, yerli film/dizilerde ise farklı kadın kimliklerine yer verilmekle birlikte, yoğunluk modern değerleri benimseyen kadın karakterlerdedir. Köylü, mahalleli, gecekondulu gibi modern kadını tam olarak temsil etmeyen karakterler genellikle yapay, gerçeklikten uzak tiplemeler olarak yansıtılmaktadır. Tesettürlü kadınların yok sayılması ise modernleşme projesi ile uyumluluğun göstergesidir. Diğer programlar kategorisine dahil olan magazin, müzik, spor, sohbet programlarında da ağırlığın geleneksel değerlerle örtüşmeyen kimlikleri benimseyen kadınlara verildiği söylenebilir.
Yaygın medyadaki program türleri genelleyici bir yaklaşımla değerlendirilirse, kadının orta ya da üst sınıfa mensup, modern, aile kavramına halen sadık, medyanın cinsiyet ayrımcı tavrından nasibini almaya devam eden, fakat sosyal değişime de açık bir şekilde sunulduğu söylenebilir. Cumhuriyet ideolojisinin annelik vasfına sahip, Cumhuriyete bağlı, laik, ülkenin modern yüzünün simgesi kadın tipleri televizyon kanallarındaki hakim kadın tipini temsil etmektedir.
Alternatif televizyon kanallarında ise, bu kanalların başlangıçlarından itibaren ülkemizdeki biçimlenişleri ile uyumlu bir biçimde, kadınlar geleneksel değerleri daha fazla yansıtan kimliklerle toplumla buluşmaktadırlar. Bu kanallarda haber/tartışma programlarını sunan kadın sunucu/spikerlerde, konuk,uzman vs. düzeyinde programlara katılan kadınlarda modern-geleneksel ayrımı yapılmamaktadır. Yabancı film ve dizilerde kadın cinselliğinin profan bir bakış açısıyla sunumu mevcut değildir. Yerli film ve dizilerde ise farklı kadın kimliklerine yer verilmekle birlikte modernlik ideolojisinin tipik temsilcileri olarak idrak edilebilecek kadın kimlikleri idealize edilmemektedir. Magazin, müzik, sohbet programlarında ise daha muhafazakar ve mesafeli bir kadın varlığı söz konusudur. Kısaca alternatif medyadaki program türlerinde, kanallar arasındaki farklılıklara rağmen, kadınlar, tamamen geleneksel değerleri temsil eden kimliklerden, gelenekle bağını koparmayan ancak sosyal değişimden de nasibini alan sentezlenmiş modern kadın kimliklerine değin uzanan bir skala üzerinden topluma sunulmaktadır.Kamusal televizyon kanallarında ise kadınlar devlet kurumlarına has sınırlamalarla ekrana gelmektedirler.
Bu kanallarda haber/ tartışma programlarında spiker/sunucu düzeyinde benimsenen modern,laik kimlik konuk/uzman düzeyinde de görülmektedir.Yabancı dizi/filmler RTÜK’ ün düzenlemeleriyle uyumlu bir cinsel sansüre tabi tutulmaktadır. Yerli dizi/filmlerde modern kadın tiplemeleri üzerinden modern değerlerin hakimiyeti söz konusudur. Müzik/eğlence programlarında ise ticari televizyonlara benzeyebilme çabası TRT’nin mesafeli,saygın yayımcılık tavrını dumura uğratmıştır. Modern/laik Türk kadını, Cumhuriyet modernleşmesinin aksine şimdilerde ticari kanallarda olduğu gibi kendi cinselliğini sergileme özgürlüğü ile donatılmıştır.
Televizyon programlarındaki hakim kadın kimliklerine ilişkin çözümlemeler, medyanın Türk modernleşme tezinde saf tutan bir yapılanma içinde olduğunu göstermektedir. İdealize edilmiş kadın tiplemeleri belli kimliklerin ön plana çıkarılmasıyla gerçekleştirilmekte, kamusal, yaygın ya da alternatif medyada, kadın, o mecraya hakim olan dünyayı algılama biçimiyle uyumlu bir biçimde izleyiciye sunulmaktadır. Bu noktada yaygın medyanın izlenme oranları dolayısıyla etki alanı açısından daha ağırlıklı bir konuma sahip olduğu ve bu medyaların kendi kültür çerçevesini sistemin beklentileri doğrultusunda belirli kimliklere ağırlık vererek kurguladığı belirtilmelidir. Oluşturulan medya kültürü aracılığı ile toplum biçimlendirilmekte, medya gerçek kültürü hammadde olarak kullanıp, kültürün çeşitli yönlerini yeniden yapılandırmakta, değiştirmekte ve toplumu şekillendirme rolünü devam ettirmektedir.”
Not: programın özeti, deşifre üzerinden hazırlanmıştır.
Hazırlayan: Dilek Karataş