Sevgili misafirlerimiz,
Son yıllarda açlık, sefalet, sel, deprem, savaş, göç gibi ne kadar çok acı, ne kadar çok musibet yaşanmakta. Günlerdir Esed güçleri tarafından muhasara edilen Madaya’dan feryatlar yükseliyor. Yiyecek, ilaç ve insani malzemelerin eksikliği yüzünden ölümler yaşanıyor. Gözlerimizin önünde bir grup insan ölüme terk edilmiş durumda. Şahitlik ettiğimiz, an be an izlediğimiz bu felaketlerin her biri İnsanlık adına, kardeşlik adına, İslam adına bizi de sorumlu kılıyor. Kimilerimiz bu sorumluluğunu görmezden gelirken kimileri tanımadığı ve belki de hiç tanışmayacağı bu insanlara az-çok yardım eli uzatarak aslında kendi ruhlarını arındırmaya, onları vesile kılarak Allah’ın rızasına ermeye çalışıyor.
Ayette diyor ya “bana yaklaşmaya bir şeyleri vesile kılın”… yada başka bir ayette “kim bana güzel bir borç vermek isterse”.
Bu ayetlerin yanı sıra mü’minleri Allah için birbirini sevmeye, birbirinin ihtiyacını görmeye davet eden ayet ve hadisler var:
“Bir mü’minin ayağına diken batsa diğerleri o acıyı hissetmeden kamil mü’min olamazlar”, hadisi gibi.
Eminim ki ben bunları söylerken sizlerin aklınıza daha pek çokları gelmiştir.
İşte her türlü ahlaki yozlaşma, sekülerleşme, insanlığı zan altında bırakacak eylem ve söylemlere rağmen geleceğe umut ışığı taşıyanlar da bu ayetler doğrultusunda hareket edenlerdir.
İyiliğin her şeye rağmen var olduğunu, insanlığın ölmediğini ve ölmeyeceği umudunu çorak iklimlere ekmeye çalışan bu koca yürekli insanlardır.
Dünyanın bu umuda şimdi her zamankinden daha çok ihtiyacı var. Zira Dünyada ezen ezilen dengesi her geçen gün ezen lehine değişiyor.
Yakın zamanda TV’lerde açıklanan gelir adaletsizliği raporu bu adaletsizliğin belgelerinden yalnızca biri.
Bir tarafta dünya zenginliğinin yarısına sahip olan 62 kişi diğer tarafta açlıkla mücadele eden dünya nüfusunun 50’ lik yoksul kesimi var.
Bir tarafta kendi topraklarıyla, vatanlarıyla yetinmeyen, başkalarının ülkelerine tahakküm eden, işgal eden, sömüren güçler var, diğer taraftan gittikçe sayıları artan bir toprağa aidiyetleri olmayan vatansız insanlar var.
Bir tarafta tüm bunları sadece seyreden hatta bunların farkında bile olmayan topluluklar var, diğer tarafta ekmeğini bu insanlarla paylaşmaya çalışan güzel yürekli, insanlık timsali olan azınlıktaki insanlar var.
Ve biz biliyoruz ki; bir tarafta tüm bu olan bitenler var, ancak diğer tarafta da tüm bunlardan haberdar olan Din günün sahibi var, bir ahiret terazisi, bir mizan, bir nihai hesaplaşma var.
Daha önce pek çoğumuz gibi ben de Suriye’ye ziyarete gitmiş, Hama’yı Humus’u, Şam’ı, Haleb’i görmüştüm. Ömer Bin Abdülaziz’i, İbni Arabi’yi, son padişahımız Vahdettin’i ve daha pek çok kabri şerifi ziyaret etmiş, Kasyon Tepesinden Şam’ı seyretmiştim. Tarihi Hamidiye Çarşısından alış veriş yapmış, Süleymaniye külliyesini gezmiş, Emevi Camiinde namazımı kılmıştım.
Bir daha bunları yapabilir miyiz, bu abidevi eserlerin hangisi duruyor bilmiyorum. Her tarafı tarih kokan, evliyalar ülkesi o güzelim Suriye şimdilerde ne halde. Oradan gelen fotoğraflar içimizi acıtıyor. Suriye’de sadece insanlar katledilmiyor. İslam kültürünün en nadide eserleri, Osmanlı izleri ve dünya mirası da yok ediliyor. Hele de oralardan kaçamayan abluka altında yaşamaya çalışan çoluk çocuğun fotoğrafları yaramıza tuz biber ekiyor, kanatıyor, insanlığımızdan utandırıyor, çaresizliğimizi derinleştiriyor.
Maalesef, Suriye’nin her tarafından feryatlar yükseliyor.
Bizlerde savaş başladığından beri karınca kararınca elimizden geleni yapmak üzere çalışıyoruz. Bu çalışmalarımızda sizlerle sık sık bir araya geliyoruz. Bu defa da MADAYA için buradayız. 17 kuruluş bir araya gelerek duamızı, sevgimizi, maddi imkanlarımızla bir araya getirdik. Madaya’daki kardeşlerimize göndermek üzere bu programı tertip ettik.
Öncelikle organizasyonu başından sonuna takip eden Hazar Yönetim Kurulu üyesi ve Nisan Derneği Başkanı Şafak Sarı’ya, ardından çağrımıza ses veren çok kıymetli STK’larımız Aydost Derneği, Aysit Platformu, Başakşehir Gönüllüleri, Biseg- Gönüllüleri, Ecza-der, Ensar- Muhacir Grubu, Evkad, Haseki Kadın Vakfı, Hekva, Hikde, İgedev, Kasad, Kasav, Meridyen, Türk Gençlik Vakfının yöneticileri ve üyelerine teşekkür ediyoruz.
Ayrıca her yardım faaliyetinde bize mekanlarını açan Üsküdar Belediyesi Başkanı sayın Hilmi Türkmen’e ve bizleri bu tür faaliyetlerde yalnız bırakmayan siz değerli katılımcılarımıza teşekkür ediyorum.
Rabbim bizleri böyle ağır imtihan etmesin. Bizleri de üzerine düşen sorumluluğu yerine getirenlerden eylesin. Ve hepimize rahmetiyle muamele eylesin.