9 Ocak 2018
T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığının Ankara’da düzenlediği, “Gençlerin Madde Kullanımıyla Mücadele Eden Sivil Toplum Kuruluşları Çalıştayı”na katıldık.
Çalıştay, gençlerin madde bağımlılığını ve riskli davranışları önleme konusunda projeler hazırlayıp söz konusu alanlarda önleyici faaliyet gösteren 40 civarında Sivil Toplum Kuruluşunu bir araya getirdi. Hepsi de farklı şehirlerden katılan bu kuruluşlar, çalıştaya sundukları tebliğ, öneri ve bilgilendirme konuşmalarıyla ülkemizin geleceğini temsil eden genç nesillerimizi ciddi anlamda tehdit eden madde kullanımı ve riskli davranışlara karşı önlem ve çarelerin tartışılmasını sağladılar. Son derece verimli ve hareketli geçen çalıştay 6 saat sürdü.
Dernekler kendi illerinde ve belirledikleri faaliyet alanlarında gerçekleştirdikleri etkinlikleri paylaşarak bundan sonra yapılması planlanan çalışmalara ışık tuttular. Bu meyanda, derneklerden bazıları “İyiliğe evet, kötülüğe hayır!” sloganıyla bağımlılığa karşı somut eylem çağrısını seslendirirken bir kısmı da toplumumuzun inanç ve medeniyet değerlerini yansıtan çalışmalara ağırlık verilmesi, bu doğrultuda genç nesillere ve sorunlarına dokunularak zararlı alışkanlıklara karşı farkındalık oluşturulması gerektiğini ifade ettiler.
Bu konuda diğer bazı STK’lar da sorunun başka yönlerine dikkat çektiler. Bunlardan bazıları; Gençlik ve Spor Bakanlığının gençlerin spor etkinliklerine aktif destek vermesi, bağımlılıkla mücadelede Minnesota Modelinin benimsenmesi, bu alanda yapılacak faaliyetlerin finansmanında hibe programlarının yetersiz olduğu, kalıcı ve sürdürülebilir projelerin ortaya konamadığ1ı, harcanan maddi kaynaklara karşılık alınan sonuçların olumlu bir trend göstermediği, konuyla alakalı değerli çalışmalar olmakla beraber bu tür çalışmaların mevzuatla da desteklenerek güçlendirilmesi gerektiği, AMATEM’deki yoğunluktan dolayı bağımlılara ilk tedaviden sonra destekleyici tedaviler verilemediği, zararlı alışkanlıklar ile dini bilgi eksikliklerinin ilgisi, genç nesillere dini bilgilerin korkutarak değil, daha çok sevdirerek, ikna ederek verilmesi gerektiği, devletçe tedavi amaçlı verilen bazı ilaçların bizzat bağımlılık riski oluşturduğu, bağımlıya çip takılarak takibinin olumlu sonuç vermediği, ilk kullanımda yakalanıp denetimli serbestliğe alınan riskli grubun daha sıkı denetlenmesi, tedavi sonrası rehabilitasyon süresinin Avrupa’da nasıl belirlendiğinin araştırılması, İtalya’daki San Patrignona Rehabilitasyon Merkezinin başarılı uygulamasının incelenmesi, rehabilitasyon programlarının sadece psikoterapi ile değil, aktiviteler ile de sürdürülmesi gerektiği, Batı’da madde bağımlısının ölene kadar kullanıcı olarak kabul edildiği, vb. çalışmalar…
STK’lardan bir kısmı da sorunun toplumdaki dini duyguların niteliğiyle ilgili olduğuna dikkat çekerek çarenin kendi medeniyetimizin değerlerine önem vermekte olduğunu ifade ettiler. Bu bağlamda medeniyetimizin Kur’an medeniyeti olduğu; her türlü zararlı alışkanlıktan, her türlü bağımlılıktan kurtuluşun Kur’an’ın ahlak anlayışının içselleştirilmesiyle mümkün olacağı; medeniyetimizin doğasına uygun çözüm yöntemlerinin geliştirilebileceği, bağımlıların tedavi ve rehabilitasyonunun inanç ve manevi değerler merkeze alınarak yapılmasının daha etkili olacağı ifade edildi.
Devletin bu alanda faaliyet gösteren STK’ları önemsemesi ve akredite etmesi gerektiği, sadece tedavi merkezlerinde değil, bağımlıların cezaevlerinde de rehabilitasyonuna önem verilmesi, gençliğe yönelik uygulanabilir ve sürdürülebilir gerçekçi politikaların üretilmesi, bu politikalarda bölgesel özelliklere dikkat edilmesi, Singapur’da madde kullanım oranının %0 olması; bunda 1 gram madde için 10 yıl, 2 gram için 20 yıl, 3 gram için ise idam cezası olmasının etkisi olduğu gibi bilgiler de STK’lar tarafından dile getirildi.
Biz de Hazar Derneği olarak “Çok Geç Olmadan Anne Tut Elimden” projesi ile okullarda ailelere farkındalık eğitimi verdiğimizi belirterek, gençleri hızla etkisi altına alan ve küçük yaştaki çocuklarımıza da yayılma istidadı gösteren bağımlılık sorunları ile ilgili acilen yeni politikalar ve mevzuat oluşturulması gerektiği, çünkü yasalarımızda bu sorunla ilgili çok fazla boşluk olduğu şeklindeki temel görüşlerimizi diğer STK’lar ile paylaştık.
Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Abdurrahim Boynukalın, 6 saat boyunca sabırla STK’ları dinledikten sonra şunları söyledi:
“Bağımlılıkla mücadelede önleyici faaliyetler konusunda sahada çalışmak zorundayız. Sivil Toplum Kurumları olarak resmi kurumlardan istediğiniz akreditasyon konusunda elimden geleni yapacağıma dair size söz veriyorum.”
Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak bağımlı gençlere daha yakın ilgi ve alaka gösterilmesi gerektiğini belirten Boynukalın, toplantıya katılan eski bir kullanıcı ile karşılıklı hoş bir diyalog yaşadı. Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak, bağımlılıkla mücadele konusunda getirilen 25 projenin 20’sine destek verdiklerini belirten Boynukalın, diğer bakanlıklarla birlikte hareket ettiklerini ve hep birlikte sahaya inilmesi gerektiğini vurgulayarak STK’larla bu tür çalıştayları zaman zaman tekrarlayacaklarını söyledi.
Hazar Derneği olarak öncelikle konuyla bizzat ilgilenen STK’lara her türlü devlet desteği sözünü veren Sayın Abdurrahim Boynukalın’a; toplantıyı başarıyla yöneterek çalıştayda yararlı sonuçların elde edilmesine çok değerli katkılarda bulunan Doç. Dr. Ömer Miraç Yaman hocamıza teşekkürü bir borç biliriz. Ümit ediyoruz ki, konuyla ilgili bu çalıştay, benzer çalışmaların da önünü açar ve süreklilik taşıyan bir icraata dönüşür. Bu tür etkinliklerin gönüllü olarak çalışan STK’larımızın gücüne güç katması için devletimiz tarafından da her zaman desteklenmesi en büyük arzu ve beklentimizdir.
Hazırlayan: Birsen Altuntaş
