STK ve Sosyal Sorumluluk Yönetimi

Hazırlayan: 1 Yorum Paylaş:

8 Mart Kadınlar Günü münasebetiyle İstanbul Üniversitesi’ndeydik.

8 Mart 2016

 Hazar Derneği Başkanı Ayla Kerimoğlu, Sosyoloji Bölümü STK ve Sosyal Sorumluluk Yönetimi Yüksek Lisans dersinde Hazar Derneği’ni anlattı.  Ayla Kerimoğlu; ‘Derneğimizin amacı, yerel, özel ve uluslararası alanlarda hakkaniyet ve adaletin hüküm sürdüğü dengeli bir sosyal yapının kurulması adına, kadınların entelektüel donanımına katkı sunmak ve toplumsal hayatta aktif rol almalarını teşvik etmek, başka bir ifadeyle sosyal hayatta bilgiyle güçlendirilmiş kadınların yer almasını sağlamaktır’ dedi.
Hazar Derneği’nin kadının entelektüel hayatına katkı sunabilmek için yaptığı faaliyetleri; eğitim çalışmaları, sosyal sorumluluk projeleri, farklı STK’larla ortak çalışmalar, yardım organizasyonları, ulusal ve uluslararası toplantılara katılım, yurt içi ve yurt dışı kültür gezileri olarak maddelendirdi.
Kerimoğlu Derneğin temel amacını karşılayan en önemli faaliyet alanı olan eğitim çalışmalarının akademik içeriğe sahip olduğunu, bu eğitimlerle görünenin arkasındaki doğru ve çoklu bilgiye ulaşmanın hedeflendiğini ifade etti. Eğitim faaliyetlerinin, kadınların toplum hayatında saygın bir birey olmaları için gereken imkânı sunduğu, 23 yıl önce başlayan eğitimlerin psikoloji ve sosyolojiden felsefeye, siyasetten tarihe, ilahiyattan çevre konularına kadar çok geniş bir yelpazede gerçekleştiğinin altını çizdi.
Ayrıca, Derneğin gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk çalışmalarından biri olan kadına dair meseleleri tartışmaya açarak kadının bilinçlenmesi ve kadınlara hem dinî hem de hukukî hakları noktasında eğitimler verilmesinin önemine değindi.
Kerimoğlu konuşmasında, geçen birkaç yıl içinde Hazar Derneği’nin paydaşlarıyla gerçekleştirmiş olduğu;
Diyanet’te Üst Düzey Çalışan Kadın Sayısının Artırılması,
Türkiye’nin Örtülü Gerçeği; Başörtüsü Yasağı Alan Araştırması,
Wo/Men for Women; Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Projesi,
Çok Geç Olmadan-Anne Tut Elimden; Bağımlılıkla Mücadele Projesi,
Dönüş: Türkiye Evlatlarını İstiyor; Dağa çocukları kaçırılan kadınların dramının anlatıldığı belgesel projesinden kısaca bahsetti.
Halen devam etmekte olan;
Bir gençlik projesi olan Hayata Dokun; Yaz, Çek, Yönet,
Türkiye Dindarlığı Çalıştayı,
Feminizmin Serencamı; Avrupa’da Kadın Olmak, projeleri hakkında kısa bilgiler verdi.
Ayla Kerimoğlu, Hazar Derneği’nin tanıtımına, ortaklaşa yürüttüğü projeler hakkında verdiği bilgilerle devam etti.  Bu bağlamda;
Dünya Müslüman Kadın Zirvesi; Ulusal Kurul üyesi olarak,
Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Eylem Planı; komisyon üyesi olarak,
Bağımsız Gelecek Projesi; Üsküdar Belediyesiyle ortak proje olarak yaptığı çalışmaları anlattı.
Türkiye genelindeki kadın STK’larla 2003 yılında bir araya gelerek kurdukları Kadın Buluşmaları hakkında bilgi verdi.
Hazar Derneği’nin iç savaş, işgaller ya da doğal nedenlerden ortaya çıkan kadın ve çocuk sorunlarıyla ilgilenildiğini de anlatan Ayla Kerimoğlu; Türkiye’de yaşayan sığınmacılarla dayanışma adına sığınmacı kamplarını ve kamplar dışında yaşayan sığınmacıları ziyaret ettiklerini ve çeşitli yardım faaliyetlerini organize ettiklerini, yardım organizasyonları için diğer kuruluşlarla birlikte “Yardım Kardeşliği Platformu” adı altında daha üst bir çatı oluşturduklarını, Kızılay’ın da çözüm ortağı olarak sürece dahil edildiğini ifade etti. Kerimoğlu İstanbul’a göç eden sığınmacıların hayata entegrasyonunu kolaylaştırmak ve sürdürülebilir bir hayat imkanı sunmak adına Dernek bünyesinde Türkçe dersleri verildiğini de ifade etti.
Hazar Derneği’nin çözüm sürecinden göç sorununa kadar toplumsal sorunları mesele edinip harekete geçtiğinin anlatıldığı ve bu sorunlara dair sosyolojik tespitlerle yetinilmeyip süreçte etkin rol alma noktasında eğitim faaliyetlerinden yardım faaliyetlerine kadar kadın özelinde çok geniş ölçekli faaliyetlerin nasıl hayata geçirildiğinin tanıtıldığı ders soru cevap faslıyla sona erdi.
Önceki Yazı

İstiklal Caddesi Terör Saldırısı

Sonraki Yazı

Kadın ve Yoksulluk

Bunlar da ilginizi çekebilir

1 Yorum

  1. sitenizi düzenli olarak takibe başladım,
    akşamları bu saatte çalışmalarımı bitirip bakıyorum, her baktığımda yeni bir sosyal sorumluluk…
    açıkcası stk’ların boş uğraşlar peşinde koştuğunu düşünürdüm, sizce de stk algısı öyle değil midir, ülkemizde?
    ne yaptıklarını siviller pek anlamaz ve bilmez, ne yaptıkları da belli değildir aslında. sahi bu neden kaynaklanıyor?
    fakat sizi takip etmeye başladığımdan beri bu algım değişti, samimi söylüyorum stk kavram olarak zihnime yerleşti. tekrar teşekkürler, çalışmalar, program ve projeleriniz hakikaten muazzam bir öneme sahip.
    başarılar ve kolaylıklar dilerim,

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir