10 Nisan 2018
Esed’in Doğu Guta’ya uyguladığı insanlık dışı abluka neticesinde savaş nedenleri dışında da insanlar ölüyor…
Doğu Guta’da kullanılan kimyasal silahlar ve bombalar yüzünden nefes almak bile zor. Doğu Gutalılar bu ağır şartlarda ölümle yaşam arasına sıkışmış durumda. Hazar Derneği ve Nisan Girişim Grubu’nun Türk Kızılayı işbirliğiyle gerçekleştirdiği yardım organizasyonuna, Türk Gençlik Vakfı ve Maarifan Derneği’de destek verdi.
Yoğun katılımın yaşandığı programda toplanan yardım, Türk Kızılayı aracılığı ile ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak.
Programın açılış konuşması yapan Hazar Derneği Başkanı Ayla Kerimoğlu’nun konuşma metni aşağıda yer almaktadır.
Sevgili arkadaşlar Hazar Derneği, Nisan Girişim Grubu, Türk Gençlik Vakfı ve Maarifan Derneği olarak Doğu Guta yararına organize ettiğimiz hayır çorbası programına hepiniz hoş geldiniz.
Suriye iç savaşı başladığından bu yana pek çok kez bu türden hayır organizasyonlarında bir araya geldik. Yardım organizasyonlarının adı değişse de hüznü hep aynı kaldı. Halep, Madaya, Bayır-Buçak Türkmenleri, Ezidiler, Suriyeliler…
Bu defa Doğu Guta dedik. Selahattin’i Eyyubi’nin çok sevdiği bu güzel beldeyi bizler maalesef bu acıyla tanıdık. Bir zamanlar yeşil bostanlarıyla meşhur olan Guta zirai açıdan dünyanın en verimli bölgelerinden biri olarak kabul ediliyormuş. Şam’ın ileri gelenlerinin köşkleriyle bezeli, nehirleri, meyve ağaçları ve bostanlarıyla meşhur, dünyanın harikulade yerlerinden biri olarak tasvir edilen Doğu Guta, bugün “yeryüzü cehennemi” olarak anılıyor. Esed rejiminin 5 yıldır abluka altında tuttuğu Doğu Guta 21. yüzyılın en büyük insani krizlerinden birini yaşıyor. Kasım ayından beri dünyayla ilişkisi kesilen bölgede binaların yüzde 80’i kullanılamaz halde. Esad’ın hedef gözetmeksizin bombaladığı Doğu Guta’da ev, hastane, okul, cami her şey yerle bir edilmiş durumda. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad el Hüseyin, Doğu Guta’ya yönelik bombardımanların uluslararası savaş hukukuna aykırı olduğunu söylüyor.
Sonuç; Doğu Guta Yok Ediliyor
Doğu Guta’da Siviller İmha Ediliyor
Yarısı çocuk 400 bin sivilin yaşadığı Doğu Guta’da Esed Rejimi halkın başına sürekli bomba yağdırıyor; üstelik sivil, asker, küçük- büyük, kadın- erkek ayırt etmeden yapıyor bunu. Esed rejiminin harabeye çevirdiği Doğu Guta’da 2018’e kadar pek çok kişi öldü.
Şubat 2018’in sonundan bu yana yani yaklaşık 2 ayda 729 sivili katlettiği biliniyor.
Esed Rejiminin siyasi, askeri amaçları için “canavarca bir imha kampanyası” düzenleyerek sivilleri yığınlar halinde katlettiğini ifade eden BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad el Hüseyin soruyor “Uluslararası toplumun bu şiddete dur demesi için daha ne kadar zulmün gerçekleşmesi gerekiyor?”
Sonuç; Doğu Guta’da sivil insanlar ölmeye devam ediyor.
Doğu Guta’da Ateşkes Uygulanmıyor
BM 21 Şubat 2018’de yaptığı açıklamayla Doğu Guta’da durumun “kontrolden çıktığı” uyarısında bulundu ve “tüm savaş faaliyetlerinin acilen askıya alınması” çağrısını yaptı.
Türkiye’nin de katkılarıyla Astana’da gerçekleşen 30 günlük ateşkes antlaşmasına rağmen bölgedeki şiddetin seviyesinde bir değişiklik olmadığı BM’ler yetkilileri tarafından da itiraf ediliyor. Peki neden; Çünkü bu kararın bir yaptırımı yok. Yaptırım için Rusya’nın onayına ihtiyaç var. BM’ler Suriye Özel Temsilcisi Steffan de Mistura BMGK’nin bir yaptırım kararı almasının, Rusya’nın onayına bağlı olacağı için bunun mümkün olmadığını söylüyor. Moskova’nın böyle bir kararı veto edeceği açıktır, diyor.
Sonuç: Katliam ve ölümler devam ediyor.
Doğu Guta’da Kimyasal Silah Kullanılıyor
Zaten orantısız güç kullanan Rejim, bununla da kalmayıp kimyasal silah da kullanıyor. Savaşın başından bu yana Doğu Guta’ya 46 defa kimyasal silah saldırısı düzenledi, düzenlemeye de devam ediyor.
Rejimin, bu yıl bölgede 3 defa klor gazı kullandığı biliniyor.
BM’lerin bir çok birimi kimyasal silah kullanıldığını teyit ediyor ve bunun suç olduğunu vurgulanıyor. Almanya, İngiltere, Fransa gibi batılı ülkeler ve bazı İslam ülkeleri kimyasal silah kullanımından ötürü ülkeye yaptırım uygulanması gereğini dile getiriyor.
Sonuç; Esed Rejimi kimyasal silah kullanmaya devam ediyor.
Doğu Guta Abluka Altında
Bölgede açlık, muhatabına doğrultulmuş bir savaş silahı gibi kullanılıyor.
Doğu Guta’ya yaklaşık 1 senedir yeterli gıda ve tıbbi malzeme sokulamıyor. 2017’ye kadar Doğu Guta’ya tünellerden sokulan insani yardım, tünellerin Suriye ordusu tarafından bulunmasıyla kesilmiş. Rejim, geçen Kasım’dan bu yana Doğu Guta’ya insani yardım girişine izin vermiyor. Sadece bir kez 5 Mart’ta BM’nin gıda ve sağlık malzemeleri taşıyan yardım konvoyunun Doğu Guta’ya geçmesine izin verildi. 27 bin 500 kişinin ihtiyacını karşılayacak olan insani yardım konvoyu son anda Esad rejiminin müdahalesi üzerine malzemeleri teslim edemeden geri dönmek zorunda bırakıldı. Bu yüzden bölgede açlık had safhada. Yiyecek stoklarının azalması fiyatları inanılmaz boyutlarda artırmış. En temel besin olan ekmeğin fiyatı ülke genelinden tam 22 kat daha fazla.
Sonuç; Doğu Guta’da savaşın en masumu olan çocuklar yetersiz beslenme nedeniyle belki de önümüzdeki seneyi göremeyecekler.
Doğu Guta’ya ilaç girişine izin verilmiyor.
İnsani yardım kapsamında olan ilaç ve tıbbı yardımın uluslararası anlaşmalar gereği ülkeye girişine engel olunamaz. Ancak Doğu Guta’ya tıbbi yardım girişine de izin verilmiyor. Doktorlar ilkel yöntemleri kullanıyor, tedavi için ya ilaç bulamıyor ya da son kullanma tarihi geçmiş ilaçları kullanmak zorunda kalıyor.
Şam Kırsalı İhtisas Hastanesi’nin verilerine göre 2014’ten beri Doğu Guta’da tedavi edilemediği için 527 bebek öldü, sadece bu yıl 227 bebek açlık ve tedavi eksikliği yüzünden yaşamını yitirdi. BM Genel sekreteri Antonio Guterres, Doğu Guta’daki sivillerin durumundan derin endişe duyduğu belirterek, “700 kişinin tıbbi tahliyeye ihtiyacı var” dedi. BM Suriye Özel Temsilcisi Jan Egeland, Esad, “Doğu Guta’daki çocukların tahliyesini pazarlık aracı olarak kullandığını” söyledi ve çocukların tahliye hakkı var ve biz onları tahliye etmeye mecburuz”, dedi.
Sonuç; Doğu Guta’da ilaç eksikliğinden insanlar ölmeye devam ediyor.
Savaş hukuku gereği hastaneler uluslararası koruma altındadır. Ancak Suriye ordusunun Doğu Guta’ya yaptığı saldırılarda 24 hastane ve sağlık merkezi vurulmuş durumda. BM Suriye Koordinatörü Panos Moumtsiz hastanelerin kasten hedef alınması karşısında “dehşete düştüğünü” söylüyor ve bunun savaş suçu olduğu uyarısında bulunuyor. BM Suriye Özel Temsilcisi Jan Egeland, Doğu Guta’da vurulan hastaneler ve öldüren doktor ve hemşirelere dikkat çektikten sonra Guta’daki 400 bin insan için kalan ise hiçbir şey.” ifadesini kullandı.
Sonuç; Hastaneler vurulmaya, doktorlar öldürülmeye devam ediyor.
Doğu Guta’da Yetimhaneler de bombalanıyor.
Annesi babası ölmüş çocuklar bile bu zulümden payına düşeni alıyor. Esed Rejimi için bebekler bile terörist sınıfında. Başka türlü çocukların barındığı yetimhanenin 3 ay arayla iki kez bombalanması nasıl açıklanabilir. 13 ay önce kurulan ve 50 çocuğun barındığı yetimhane ve belki de içindeki çocuklar artık yok.
Doğu Guta’da Yeteri kadar yiyecek yok, barınma imkanı yok, ilaç yok, tıbbı gereç yok, hastane yok, okul yok, cami yok. Kısaca Doğu Guta’da hayat yok. İşte bu yüzden Reuters’a konuşan eşi beş aylık hamile olan 22 yaşındaki Bilal Abu Salah “Ölmeyi bekliyoruz, başka söylenecek söz yok” diyor.
22 Mart 2018’de Doğu Guta’da zorunlu tahliyeler başladı.
Ve 4 Nisan 2018’e kadar yaklaşık 50 bin kişi evinden, barkından, köyünden, geçmişinden koparılarak zorunlu göçle Doğu Guta’dan çıkarılmış oldu. Zorunlu da olsa şehrin dışına çıkarılabilenler ilk bakışta şanslı sayılsa da türlü ihtiyaçlar ve sağlık sorunlarıyla kendilerine uzanacak bir yardım eline muhtaç haldeler.
Sonuç; Suriye’den 50 bin kişi daha bilinmeze doğru bir yolculuk içinde.
Bazı Arap ve Avrupa ülkeleri Doğu Guta’da yaşananları kınıyor, BM’ler yetkilileri bir takım çağrılar yapıyor olsa da sonuç kocaman bir hiç. Haksız hukuksuz bir savaş dünyanın gözleri önünde yaşanıyor.
Doğu Guta’da hala kadınlar, çocuklar, yaşlılar, sivil erkekler büyük bir tehdit altında. En temel yaşamsal ihtiyaçlarından olan; beslenme, barınma, tedavi olma ve ilaç erişiminden uzakta zalim Esed ve iş birlikçilerinin insafına terk edilmiş durumda.
Uluslararası güçler, dünyanın sözde liderleri olan devletler Suriye’nin ekonomik ve jeopolitik kaynaklarını paylaşım hırsıyla Suriye’de mevzi savaşı veriyor. Ölen; çocuklar, kadınlar, erkekler…. Yok olan; tarih, örselenen değerler, kaybolan insanlık ve gittikçe yükselen mazlumun ahı kimsenin umurunda değil. Dünya Suriyeli’nin, Doğu Guta’lının sesine kör, sağır ve umarsız bir vaziyette daha fazla kazanma, daha fazla tüketme, daha fazla eğlenme, daha fazla güç vs çılgınlığıyla meşgul durumda.
Dünya bir oyun ve eğlencedir ayetinin canlı kanlı yaşandığı bir zamanda bizler mağdur ve acılı kardeşlerimizin yanında olmak, onların elinden tutmak, hayata tutunmalarında pay sahibi olmak ve bir Müslüman olarak üzerimize düşeni asgarisinden de olsa yerine getirmek için buradayız.
Sorunun boyutları bizi aşacak kadar büyük olsa da bizler elimizden geleni yapmaktan sorumluyuz. Evet sorun büyük, bizlerin yardımları çok küçük olsa da unutmayalım ki Rabbim çok büyük. Burada toplanan o küçük yardımlarla büyük faydalar doğurabilir. Bu zalimler büyük olsa da Rabbim onlardan da büyük, küçücük bir hareketle onların zulmünü sonlandırabilir. Niyazımız bu yönde.
Burada toplanılan yardımlar Kızılayımız kanalıyla kardeşlerimize ulaştırılacaktır. Rabbim hayrınızı, hayrımızı kabul eylesin. Yardımımızı bereketlendirsin. Zulüm altında yaşayan kardeşlerimize dayanma gücü versin. Rabbim mazlumların sesi olan ülkemize, bu necip milletimize zeval vermesin.
Hazırlayan: Ayla Kerimoğlu