17 Mayıs 2014
1365 ve1453 yılları arasında 88 yıl Osmanlı’ya başkent olmuş Edirne; camileri, çarşıları, köprüleri ile kültürel zenginliğin yoğun hissedildiği sınır kentimizdir.
Rehber eşliğinde gezdiğimiz Edirne’nin önemli tarihi eserlerini görme ve Edirne’yi kültürüyle birlikte tanıma fırsatı bulduk.
Şükrüpaşa Anıtı, Balkan Savaşı Müzesi, 2004 yılında Avrupa Konseyi tarafından Avrupa Müze Ödülüne sahip olan, 400 yıl aralıksız ruh ve akıl hastalarına müzik, su sesi ve güzel kokularla tedavi imkanı sunan II. Beyazıd Külliyesini, ecdadımıza hayranlık duyarak gezdik.
Külliyenin içindeki Darüşşifa ve Tıp Medresesi sağlık müzesi olarak hizmet vermektedir.
Gezimize; Sarayiçi, Balkan şehitliği, Adalet Kasrı ve Kırkpınar meydanını gezerek devam ettik.
Edirne’ye gidince meşhur tava ciğerinden yemeden dönülmez diyerek; lezzetiyle özel bir yere sahip olan ciğerimizi yedik.
Osmanlı-Türk Mimarisinin başyapıtlarından olan Selimiye Camii Mimar Sinan’ın 80 yaşında yaptırdığı ustalık eseridir. Rehberimiz, cami inşa edilirken kullanılan teknikleri anlattı.
Sultan III. Murat zamanında Selimiye’ye gelir sağlamak amaçlı yaptırılan tarihi Arasta Çarşısı, Alipaşa Kapalı çarşı, Eski Cami, Bedesten, Üç Şerefeli Cami, Hadrianopolisşehir surları, Makedonya kulesi gezdiğimiz yerler arasındaydı.
24 Temmuz 1924 Lozan Barış Antlaşmasıyla Türk topraklarına katılan Karaağaç , Meriç köprüsü, Lozan Anıtı, Tren istasyonu, Pazarkule Sınır Kapısı gezilerinin ardından yöresel alış verişimizi yaptık.
Tarihimizi oluşturan büyüklerimize hayranlığımız bir kat daha arttı. Mirasyedi evlatlar olarak değil hakkını verebilen nesiller olabilme temennisiyle dönüş yoluna koyulduk.
{jcomments on}
