14 Haziran 2014
İstanbul’un çeşitli noktalarında buluşarak başladığımız gezide ilk durağımız, yeşillikler arasında bir mekandı. Kahvaltımızı tertemiz bir havada kuş sesleri eşliğinde yaptık.
Göksu ve Yeşilçay nehirleri, cephesinde Karadeniz’in masmavi suları, birbirinden lezzetli balıkları ile İstanbul’un kuzeydoğusunda yer alan bir doğa harikası Ağva’ya ulaştık. Latince’de “iki dere arasına kurulmuş köy” anlamına gelen Ağva; bol yeşillikleri ve nehirleriyle bizi büyüledi.
Şile ilçesine bağlı, bakir kalmış yerlerden biri olan Ağva, İstanbul’a 97 km uzaklıkta.

Göksu Deresi’nde tekne turu, gezimizin en eğlenceli bölümlerinden biriydi. Derede tur yaparken, balıkçıl kuşlarını, kaplumbağaları ve bir çok tatlı su balığını görme imkanı bulduk.
Öğle namazımızı kıldıktan sonra yemek için dere kıyısındaki restorana geçtik. Öğle yemeği sonrası Şile’ye hareket ettik. Burada Türkiye’nin en büyük, dünyanın da 2. büyük feneri olan Şile Feneri ve önünde bulunan Kavala Parkı’ndan doyumsuz Karadeniz manzarasını izledik, fotoğraflar çektik. Şile’nin merkezine inerek alış veriş yaptık ve ikindi namazlarımızı eda ettik.
Sonraki durağımız olan ve adeta sürpriz gibi karşımıza çıkan Saklı Göl kenarında bol oksijenli yürüyüş yaptık. Doğanın içinde adeta cennetten bir köşeydi. Muhteşem manzarası eşliğinde çay ve kahvelerimizi içtik.
Zihinlerimizi dinlendiren bu geziyi burada tamamlayarak İstanbul’a dönüşe geçtik.
{jcomments on}