Geçtiğimiz günlerde bir belgesel çekimi için Afganistan’da bulunan yapımcı ve yönetmen Tülin Tezel bizlere ülkeye dair izlenimlerini aktardı.
Tezel sunumuna Afganistan’ın yakın tarihi hakkında bilgiler vererek başladı. Afganistan’daki 10 yıl süren Sovyet işgalini, işgal sürecinde Usama Bin Ladin ve Ayman Alzavahiri gibi örgüt liderlerinin doğmasına dikkat çekti. Ardından 1992’de başlayan iç savaşta 50 bin kişinin hayatını kaybettiğini, geride siyasi ve askeri olarak bölünmüş, altyapısı enkaza dönmüş bir Afganistan kaldığını söyledi.
ABD, Afganistan’dan tamamen çekildikten sonra uluslararası tüm kurum ve kuruluşlar Afganistan’a yönelik yaptıkları yardımları tamamen kesmişlerdi.
Dünya Gıda Programı’nın (WFP) son verilerine göre açlık sınırı ülke nüfusunun yüzde 81’ini oluştururken, bu rakam yüzde 98’e çıkmıştı. Afganistan Sağlık Bakanlığı’na göre 2022’nin Ocak ile Mart ayları arasında toplam 13 bin çocuğun ve bebeğin açlıktan ve yetersiz beslenmeden dolayı hayatını kaybetmişti. Ayrıca bakanlığın verilerine göre yaklaşık 3,5 milyon çocuk acil beslenme desteğine ihtiyaç duyarken, ülke nüfusunun yüzde 95’i yeterli yiyecek bulamıyordu.
Afganistan ile ilgili en dikkat çekici noktalardan biri de açıklanan verilere göre dünya afyon üretiminin yüzde 85’inin Afganistan tarafından yapılmasıydı. Raporlara göre, 2021’de Afganistan’da 6 ton 800 kilogram afyon üretilirken; bununla dünya çapındaki kullanıcılara yaklaşık 320 ton saf eroin sağlanıyor. Taliban’ın yönetime el koymasıyla beraber ise her türlü uyuşturucu maddenin üretiminin yasaklanıp, ekim yapanlara ağır cezalar verileceği açıklandı.
Eğitim konusunda ise Tezel’in verdiği bilgiler şu şekildeydi: “Birleşmiş Milletler’in raporuna göre, Afgan erkek çocukların yüzde 67’si, kız çocuklarının ise sadece yüzde 48’i eğitim görüyor. Buna rağmen, ülke genelinde öğrenci sayısı 7 milyonu geçiyor. Öğrenciler okula 7 yaşında başlıyor. İlkokul eğitimlerini 12 yaşında tamamlıyorlar. Taliban’ın -geçici- yeni kuralı ile kız çocuklarının 6. sınıftan sonra okula gitmesi yasak. Taliban bunun geçici bir durum olduğunu, okulların durumunun kızlara uygun hale getirildikten sonra izin verileceğini belirtiyor. Bu oranın yüzde 60’ını kızlar oluşturuyor. Ancak bu sayının daha fazla olduğunu düşünüyorum çünkü kimliği olmayan çok fazla çocuk ve yetişkin var.”