Türkiye Geleceğini Tartışıyor

Hazırlayan: Yorum yapılmamış Paylaş:

7 Nisan 2017

Yaklaşan 16 Nisan Referandumu hakkında sorularımızı sormak üzere Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Sayın Mehmet Uçum’u davet ettik. Hazar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği olarak düzenlediğimiz program Marmara İlahiyat Camii Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Programın açılış konuşmasını yapan Hazar Derneği Başkanı Sayın Ayla Kerimoğlu şunları söyledi:

Ülkemiz için tarihi öneme sahip, hükümet modeli değişikliğini içeren, yeni bir anayasa değişiklik paketini 16 Nisan’da oylayacağız.

Bu yeni modelin, ülkemize neler vadettiğini ya da hangi riskleri içerdiğini tartışmak üzere bugün buradayız.

Hepimiz biliyoruz ki, Türkiye’de hükûmet sistemi tartışmaları yeni değil. Sık sık darbelerle inkıtaa uğrayan demokrasi tarihimiz ve darbe mantığıyla hazırlanmış vesayetçi anayasalarımız var. Bu anayasalar bir süre sonra sivil talepleri karşılayamaz olmuş, bu yüzden de anayasa tartışmaları hemen her dönemin konusu olmuştur. 82 Anayasasının ortaya çıkış şartları ve içerdiği sorunları aşmanın yolunu, başkanlık sisteminde gören merhum Özal’dan bu yana, sivil anayasa yapmak, bir temenni olmaktan öteye gidememiştir.

12 Haziran 2011 milletvekili genel seçimi sonrası, “Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi” tartışmaları yaşansa da, hemen her partinin seçim malzemesini oluşturan sivil anayasa vaadi, mecliste üzerinde bir uzlaşma sağlanamadığı için gerçekleşemedi.

Ardından gelen 15 Temmuz darbe girişimi, halkın demokrasi bilinci ve haklarına sahip çıkma kararlılığını ortaya koydu. Buradan cesaretle ve mecliste uzlaşıyla yeni bir sivil anayasa yapımının zorluklarını tecrübe etmiş olan AK Parti, başkanlık sistemi için, referanduma gitme kararı aldı.

AK Parti’nin “Daha güçlü Türkiye” parolasıyla hazırladığı taslağa MHP “devletin beka sorunu var” endişesiyle destek verirken, CHP ve HDP’den, bu önergeyle sistem değil, rejim değiştirilmek isteniyor söylemiyle itiraz geldi.

AK Parti ve MHP önerdiği değişikliklerle, mevcut sistemdeki sorunların giderilmesi için, sistemin odak noktasına halkın iradesinin yerleştirildiğini, böylece halkın bu sistemde daha aktif hale geleceğini söyleyerek demokrasi vurgusu yaparken,

Muhalefet, öneride sert kuvvetler ayrılığı ilkesinin gözetilmediği,

yasama, yürütme ve yargının tek elde toplandığı,

güçlü yetkilerle donatılmış “tek adam” rejiminin getirilmek istendiği söylemini en önemli seçim argümanı haline getirdi.

Önerilen 18 madde için değişikliği savunan siyasi partiler Türkiye’nin önünün açılacağını, 82 anayasasıyla oluşturulan vesayet rejiminden kurtulacağımızı vaat ederken,

“Hayır”cılar, önerilen başkanlık sisteminin, otoriterleşmeye ve keyfi uygulamalara müsait olduğu noktasından itiraz ediyorlar.

Bunların dışında, seçilme yaşının düşürülmesinden, vekil sayısının artırılmasına,

Cumhurbaşkanının kararname çıkarma yetkisinden, seçimlerin aynı gün olması ya da aynı anda yenilenmesine,

Cumhurbaşkanı atamalarına, meclisin denetim yetkisinin kaldırılmasına kadar bütün maddeler tartışma konusu.

Elimizde 18 maddeden oluşan bir tek değişiklik metni var. Ancak taban tabana zıt iki anlayış üzerinden her gün onlarca propagandaya muhatap oluyoruz.

Referandumda ne diyeceğinin kararını vermiş olanlar daha çok parti aidiyeti üzerinden kendilerini konumlandırırken, birçok seçmenin kafası oldukça karışık.

Yapılacak değişikliklerle gerçekleşeceği vaat edilen güçlü Türkiye ümidiyle, yeni bir sistemin bilinmezliğinin getirdiği korku ve endişe arasında bir yerlerde, arafta olanların sayısı bir hayli fazla.

Zihnimizi netleştirmemiz için 16 günümüz var.  Bizde bir sivil toplum olmanın sorumluluğuyla sorularımızı sormak üzere Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Sayın Mehmet Uçum’u davet ettik.

Sayın Kerimoğlu’nun açılış konuşmasından sonra program aşağıdaki başlıklar çerçevesinde ve gelen sorular eşliğinde devam etti.

Başkanlık sistemi neden gerekli, parlamenter sistemle tıkanıklıkları aşmak mümkün değil mi?

Başkanlık sistemi tek adam üzerine mi oturtuluyor, yargı yürütme ve yasama ayrımı nasıl sağlanıyor? Bu sistem federatif sisteme izin verir mi, ülkenin bölünmesine imkan tanır mı?

Cumhurbaşkanının HSKY’a üye atamaları yargının bağımsızlığını nasıl etkiler?

Cumhurbaşkanı ve meclis çoğunluğu aynı partiden olması meclisi etkisizleştirir mi, ya da meclis ve Cumhurbaşkanının ayrı partilerden olacağı zamanlarda meclis cumhurbaşkanının çalışmasını engelleyebilir mi?

Seçimleri yenilemede meclisin ve Cumhurbaşkanının yetkileri nelerdir? Cumhurbaşkanı atamaları diğer gelişmiş ülkelerde nasıl gerçekleşiyor?

Cumhurbaşkanı yardımcıları kaç kişi olacak, nitelikleri ve yetkileri nelerdir?

Yeni sistemin çözüm sürecine olası bir etkisinden söz edilebilir mi?

Yeni sistemde muhalefet etkisizleşir mi?

Getirilmek istenen partili Cumhurbaşkanlığı Sisteminin hiç sorun oluşturacak bir tarafı yok mu?

 

 

Önceki Yazı

Bir Lokma Ekmeğe Hasret; Somali

Sonraki Yazı

Sivil Toplum Kuruluşlarıyla İstişare Toplantısı

Bunlar da ilginizi çekebilir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir