Bir Lokma Ekmeğe Hasret; Somali

Hazırlayan: Yorum yapılmamış Paylaş:

6 Haziran 2017

Son yılların en büyük kuraklığını yaşayan Somali için bir şeyler yapma ihtiyacı ile harekete geçtiğimizde ilk yaptığımız kardeş STK’lara davet yapmak oldu.

Türk Kızılayı kanalıyla gönderilecek yardımlar için Sayın Mehmet Güllüoğlu ve STK başkanlarıyla yaptığımız istişare toplantısında bir yetimhanenin bir yıllık yiyeceğini hedeflemenin iyi olacağını düşündük.

Program için Üsküdar Belediyesi’nden Kızkulesi Restoranı talep ettik. Duyurulardan sonra geri bildirimlerden yola çıkarak salonu 390 kişilik olarak hazırlattık. Uzaktan yakından bu yardımda benim de tuzum bulunsun diyen yüreği sevgiyle dolu insanlar salonu doldurmaya başladı. Hepsinin yüzünde iyi bir iş yapıyor olmanın huzuru vardı.

Muhteşem sofralarda açlığı, yoksulluğu, ölümü anmanın çelişkisini ve huzursuzluğunu yaşamamak için bir tas çorba ve iftariyelikten oluşan iftarımız bittikten sonra programa geçildi.

Bu hayırlı organizasyonda bu defa yol arkadaşımız Sayın Esra Erdoğan Albayrak’tı. Programın açılış konuşmasını Hazar Derneği Başkanı Ayla Kerimoğlu yaptı.

Kerimoğlu konuşmasında, “BM’in verdiği rakamlara göre Somali’de 6.2 milyon insan açlıkla karşı karşıya. Son üç ayda Somali’de ölen çocuk sayısı 29 bin. Bu insanların açlıktan kurtulması için 1.6 milyar dolara ihtiyaç var. Dünyada bir yılda 42 milyar dolar evcil hayvanlara, 200 milyar kozmetiğe harcanıyor diğer taraftan 1 milyar 300 milyon ton yiyecek çöpe atılıyorken 1.6 milyar doların bulunamaması insanlık için utanç vesiledir” dedi.

Ardından konuşan Esra Erdoğan Albayrak Somali’ye bir kez gittiğini, her türlü açlık ve sefalete rağmen orada yaşayan insanların yardımlar karşısında gösterdikleri onurlu yaklaşımı gördüğünden bahsettiği konuşmasında, “Somali yardımlarla daha ne kadar yol alacak, onlara kendi kendilerine yetmeyi öğretmek lazım, yani balık vermek yerine balık tutmayı öğretmeliyiz, şimdi hükümetimiz bunun için çalışıyor” dedi. Yapılan yardımların hayat kurtaran önemine de değinen Erdoğan, “STK’lar olarak biz ancak bunu yapabiliriz ama hükümetlere ve uluslararası kurumlara düşen sorumluluklar da var. Ayrıca sömürgecilik anlayışının Somali’yi bu hale getiren etken olduğu da gözden kaçırılmamalı” dedi.

Albayrak’ın ardından konuşan Kızılay Uluslararası İlişkiler Müdürü Hafize Ece Yılmaztürk yapılacak yardımın gideceği yetimhane hakkında bilgi verdi.

Program hedefine ulaşmıştı. 200 yetim çocuk bu yıl açlık çekmeyecekti. Sonrası Allah Kerim…

Ayla Kerimoğlu’nun programda yaptığı açılış konuşmasının tam metni aşağıdadır.

Sayın Hanımefendi Esra Albayrak, Sayın Hanımefendi Seda Yıldırım ve kıymetli hazirun, Somalili yetimler yararına düzenlediğimiz iftar programına hoş geldiniz.

Zengin kaynaklara sahip olan Somali, ticaret tarihinde efsanevi “Baharat Ülkesi” olarak anılıyormuş. Somali’nin adı “inek ve keçi sütü’nün bolluğuna nispetle “Somal” sözcüğünden geliyormuş.

Bir zamanların bolluk ve bereket ülkesi ve bu bolluk ve bereketten adını alan Somali, şimdilerde açlık ve kuraklığın adı. Somali, bir lokma ekmeğe bir tas çorbaya erişemeyenlerin ülkesi… Kara derili, kara bahtlı çocukların, kapkara bir dünyaya doğduğu yerin adı; Somali.

2011 yılında açlıktan 250 bin çocuğun öldüğü Somali’de bugün kuraklığa bağlı yeni bir trajedi yaşanıyor. Şimdi başta Somalili çocuklar olmak üzere Afrika’nın çocukları bir lokma ekmeğe bir yudum temiz suya hasret ölüyor. Bu yeni kuraklık döneminde Somali’de 3 ayda ölen çocuk sayısı 29 binlerle ifade ediliyor.

Somali’den açlık nedeniyle başka ülkelerdeki kamplara sığınan milyonlarca insan var. 50 derece sıcakta 400 Km yol kat eden insanlar, sığındıkları kamplarda hayata tutunmaya çalışıyor. Bu kamplarda, günde bir öğün yemek alabilmek için, ellerindeki poşetlerle sıra bekleyen insanların oluşturduğu uzun kuyruklardan eli boş dönenler de var. Yani Somalili insanlar sürekli oruç halinde.

Her aileden en az bir kişi açlığa kurban verilmiş durumda. Kuraklık, açlık- kıtlık ve susuzluk salgın hastalıkları da tetikliyor. Anneler-babalar çaresizce gözlerinin önünde eriyen, çocuklarının ölümünü izliyor. Susuzluk ve açlık o denli korkunç boyutlara ulaşmış ki, susuzluğa dayanıklılığı ile meşhur develerin bile %50’sinin telef olduğundan bahsediliyor.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres “yaşananları trajedi diye tanımlıyor ve bunun bir felakete dönüşmesini engellemeliyiz, çünkü bu insanlar engellenebilecek bir kriz nedeniyle ölüyor” diyor. Guterres, “sadece Somali, Güney Sudan, Yemen ve Nijerya için bu yıl 5 milyar 600 milyon dolara ihtiyaç duyulduğunu, bunun ancak 90 milyon dolarının toplanabildiğini söylüyor.

UNICEF Direktörü Anthony Lake ise, “Bir milyondan fazla çocuk için zaman daralıyor, hala hayat kurtarabiliriz” diyor.

BM verilerine göre, yaşanan bu son kuraklık, 12 milyon nüfuslu Somali’de 6.2 milyon insanın hayatını riske ediyor. En az 360 bin çocuk tehlikeli biçimde yetersiz besleniyor ve bunların 70 bini ölüm tehlikesi içinde.

Ve;  Somali’nin açlıktan kurtarılması için gereken miktar yalnızca 1.6 milyar dolar.

Peki ya dünyanın geri kalanında durum ne?

BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün verilerine göre, insanlar için üretilmiş gıdaların üçte biri çöpe gidiyor. Bu da 1 milyar 300 milyon tona tekabül ediyor.

KOZMETİK ve kişisel bakıma Avrupa’da 70 milyar Euro harcanırken, bu rakam tüm dünyada 200 milyar Euro olarak hesaplanıyor.

Amerikan Worlwatch Enstitüsüne göre, Dünya’da evcil hayvanlar için her yıl yapılan harcama 42 milyar dolar.

Bir yanda alabildiğince israf ve savurganlık, diğer yanda ölüm kalım mücadelesi veren masum insanlar var.

1994 de Pulitzer ödülü alan bir fotoğraf vardı. Ruandalı küçük bir çocuk, bir lokma yiyecek için BM kampına doğru giderken halsiz düşmüş, arkasında ölünce onu yemek için bekleyen bir akbabanın fotoğrafıydı bu. Bunu çeken fotoğrafçı gibi maalesef uluslararası kuruluşlar sadece açlığın ve sefaletin fotoğrafını çekmekle meşgul.

Şu an Afrika boynuzundaki ülkeler o çocuk gibi bir lokma ekmeğe muhtaç, arkasında insanlığından uzaklaşmış uluslararası akbabalar ve fotoğrafı çeken uluslararası kuruluşlar ve de olup biteni sessizce izleyen tüm dünya halkları var.

O fotoğraf anakronik olarak aslında bugünkü insanlığın fotoğrafı gibi.

Fotoğrafı çekip çocuğun haline seyirci kalan ödüllü fotoğrafçının vicdan azabından intihar etmesi gibi dünya da bir intihara doğru hızla sürükleniyor.

Savaş, açlık, kıtlık, vatansız insanlar, adaletsiz paylaşım, sömürü, insan hak ve hürriyetleri açısından yaşanan zulümler vs. Dünya daha ne zamana kadar bu zulümlere sessiz kalacak. Böyle gittiği sürece, korkarım bir gün mazlumların ahı refahtan şımarmış olan toplumları vuracaktır.

Küresel İnsani Yardım 2016 Raporuyla; Milli gelirine göre Dünyada en çok yardım yapan ülkenin Türkiye olduğu tescil edilmiş. Dolayısıyla yapılan yardımların maddi zenginlikle ilgili olmadığı gönül zenginliğinin ve iman gücünün ne kadar etkili olduğu da tespit edilmiş oluyor.

Dünyanın diğer bölgelerinde yaşayan mazlum Müslüman halklarla iletişime geçtiğinizde bu durum hemen kendini teyit ediyor.

Daha bir hafta önce İngiltere’den gelen bir kardeşim bana şöyle bir hadiseyi nakletti:

“Kaldığımız otelde çalışan siyahi başörtülü bir kadın, bizi her gördüğünde selam verip halimizi hatırımızı soruyordu. Bir gün Türk olduğumuzu öğrenince çok duygulandı, gözleri yaşardı ve heyecanla “ben Somaliliyim. Bizi bütün İslam ümmeti yalnız bıraktı, bir tek Türkler sahip çıktı, sahip çıkmaya da devam ediyor. Vallahi Somali’deki en küçük çocuk bile yardımlarınızı biliyor ve size dua ediyor”, dedi.

Ben de yakında yine Somali için bir yardım organizasyonu yapacağımızı söyleyince sizlere epey dua etti ve selamlarını söyledi.”

İşte İslam kardeşliği bu, biz bu insanları din kardeşimiz olarak görüyor İslam’ın bir emri olarak ve karşılığını sadece Rabbimden dileyerek yardım ediyoruz, onlar da bize dua ediyor.

Biz onların bu dünyalarına umut olurken onlar bizim ahiretimize umut oluyor.

Bugün bizler bu organizasyonla 200 yetim çocuğun bir yıllık yiyeceğini temin edebilmek için bir araya geldik. Rabbim bereketli kılsın inş. Bu gaye için Hazar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği ve Nisan Girişim Grubu’nun çağrısına cevap veren MERİDYEN, ASİTANE, NEYAD, BAKAP (Başakşehir Gençlik Ve Kadın Platformu), TGV (Türk Gençlik Vakfı), İGETEV (İnsan Gelişimi ve Toplumsal Eğitim Vakfı), KASAV (Kadın Sağlıkçılar Vakfı), ECZA-DER, Gönüllüler- BİSEG, UKTE-DER ve Beyaz Gül derneğinin yöneticilerine gayretlerinden ötürü çok teşekkür ediyoruz. Onlarla birlikte çok güzel hayırlara vesile olduk, olmaya da devam edeceğiz inş.

Ne mutlu bize ki; biz STK’lar bir hayır için yola çıktığımızda bize destek veren yöneticilerimiz var. Böyle bir hayır için davet ettiğimizde hayır demeyen güzel insanlarımız var. Her daim hayra kapıları açık bir belediyemiz ve onun değerli başkanı var.

İnsanlığı, mevki ve makamının önüne geçmiş çok sevgili Sayın Esra Erdoğan Albayrak gibi kardeşlerimiz var.

Ne mutlu bize ki; rahmet ayında, rabbimin bire on yazdığı, bire yüz yazdığı bir ayda O’nun rızasını kazanmak için bir araya gelme isteğimiz, imanımız var.

Rabbim ateşten çember içinde yaşadığımız iç ve dış düşmanlar tarafından sarıldığımız şu günlerde yaptığımız hayırları hem kişisel hem toplumsal olarak bu sıkıntılardan kurtulma vesilesi kılsın inş.

Hepinize kendisinden razı olunan bir Ramazan diliyorum.

Ayla Kerimoğlu

Hazar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı

 

Önceki Yazı

Türk Kızılayı’nın Düzenlediği İftar Programına Katıldık

Sonraki Yazı

M. Akif Aydın

Bunlar da ilginizi çekebilir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir