Sosyal Medya Riskler Fırsatlar

Hazırlayan: Yorum yapılmamış Paylaş:

Bilişim Uzmanı Fatih Zeyveli
21 Ekim 2017

Şimdi size sosyal medyayı risk ve fırsatlarıyla anlatmaya çalışacağım. Sosyal medyayı gerektiği zamanlarda gerektiği kadar kullanmanın faydalı olduğu durumlar var. Mesela bir iyilik hareketini başlatabilir, takip edebilir ya da destekleyebiliriz. İHH’nın ya da diğer yardım kuruluşlarının yapmış olduğu hizmetleri buradan anlatması gibi. Çünkü maalesef insanlar burada.

Sosyal medya diye bir şey çıktı. Bu çıkan sosyal medya ile ilgili ne yapmamız lazım, neye dikkat etmemiz lazımla ilgili bir stratejimiz yok. X kuşağı, Y kuşağı, Z kuşağını biliyorsunuz. Bu yeni çocuklar biraz daha yalnız. Çok sıkılıyorlar, birden fazla işi aynı anda yapabiliyorlar. Bir taraftan ders çalışıyor, bir taraftan televizyon izliyor, bir taraftan müzik dinliyorlar. Farklı bir nesille karşı karşıyayız.

İstatistikler aktif internet kullanımının 46 milyon olduğu söylüyor. Otobüse bindiğimizde yüzde seksenin elinde telefon olduğunu görüyoruz zaten. Türkiye 2016 Haziran İstatistiğine göre Türkiye’de yaygın kullanılan sosyal platformlara baktığımızda; Facebook birinci, WhatsApp ikinci sırada geliyor, ardından Facebook, Messenger, Twitter, Instagram, Google diye gidiyor..

Türkiye’de evlerimizde %85 oranında bilgisayar var, %68’inde internet var; %62 sosyal medya paylaşımında bulunuyor. Bizim için daha önemli olan husus ise çocuklarımızın toplamda %30 oranında evde internete yalnız kaldığı ortamlarda odasında, salonda vs. giriyor olmaları. Çocuklarımıza ne kadar güvenebiliriz?

Başka bir takım, internetin veya sosyal medyanın getirmiş olduğu sıkıntılar da var. Bunlar da tehditler.. Mesela sosyal mühendislik diye bir tehdit var. Sosyal içerik, sosyal medya ortamlarında kullanılıyor ve biz kendimize ait bilgileri çok rahatlıkla internette paylaşıyoruz. Telefonla ilgili kandırılma olaylarını duyuyoruz. Birileri sizle ilgili bir takım bilgileri buluyor, tespit ediyor, etrafınızdaki kişilerden alıyor. Bunu size karşı kullanıyor. Buna sosyal mühendislik deniyor. Mesela, hafta sonu ailece Kıbrıs’ta tatildeyiz diye yazıp paylaşılıyor. Çok masum bir paylaşım değil mi? Hafta sonu eve hırsız giriyor. Yani diyorsun ki biz hafta sonu ailecek evde yokuz. Kimle paylaşıyorsunuz? Herkesle..

Bilişim suçlarıyla ilgili çalışan polislere eğitim verdim. İki yüz binden fazla internet bankacılığı yolsuzluğu olduğunu söylediler. Sonuçta şunu biliyor olmamız lazım; bizim kendi kişisel bilgilerimiz, mahrem bilgilerimiz, anne adımız, çocuğumuzun adı, adresimiz ne olursa olsun bunu bir yere verirken veya yazarken dikkatli olmamız gerekiyor. Bu sosyal medya sistemleri ve internet sistemleri izlenebilmektedir. Bunu biliyor ve çocuklarımıza anlatıyor olmamız lazım. Sosyal medyada bir şey yazdığınız zaman bir yerde bir alarm tetikleniyor. İnternetteki bazı karanlık odaklar ya da pazarlamacılar bizi buralardan çok detaylı tanıyor. Bizim nette nerelerde dolaşığımızı, nereleri aradığımızı biliyor. Ona göre reklam çıkarıyorlar karşımıza.

Sosyal medyada teknoloji bağımlılığı, mahremiyet gibi bir takım tehditlerden de bahsetmek istiyorum. Sosyal medyada paylaştığımız şeylere dikkat etmiyoruz, çocuğumuzu paylaşıyoruz, karnesini paylaşıyoruz. Bu karnede bir sürü bilgi var; adresi, adı, TC’si var. Bunlara dikkat etmeden paylaşıyoruz ve bunlar ilana dönüyor.

Bir de sosyal medya, insanları galeyana getirmek için de çok aktif bir şekilde kullanılıyor. Mesela bu fotoğrafta gördüğünüz çocuk linç edilerek öldürülmüştü. Bize gelen bir takım bilgileri hiç sorgulamadan facebookta paylaşıyor ve hiç bir hukuki sorumluluk duymuyoruz bu da doğru değil.

Aynı zamanda sosyal medya ve internet duygusal bir karışıklığı da getiriyor beraberinde. Baktığımızda, biz şiddetle sevgiyi bir arada tutmaya çalışıyoruz veya birçok şey istatistiki bilgiye dönüşüyor burada. Ölüm istatistiksel bir rakama dönüşüyor. Bizden 3 kişi ölmüş, onlardan 15 kişi ölmüş gibi mesela. Hâlbuki can yani, onu öyle görmüyoruz. Ben biraz beyin kirlenmesi diyorum buna.

İnternette bir de, siber zorbalık diye bir şey var. Özellikle sosyal medya da çocuklar birbirlerini rahatsız ediyor, dalga geçiyor, iftira ediyor, dışlıyor ve bu psikolojik olarak çocukları çok etkiliyor.

Bir sosyal medya mecrası olan Instagram’da ayrı bir fenomen, bir sürü mahrem bilgi burada paylaşılıyor. İstatistiklere göre genelde eşiyle görüntü verenlerin evliliğinde sorun var. Yalnız görüntü verenler ve selfy yapanların çoğunun sosyal kişilik bozuklukları var.

Görünen şu ki birçoğumuzda teknoloji bağımlılığı oluştu. Bağımlılığın belli aşamaları var, bu aşamalardan geçiyoruz.

İnternetten kumar oynamak da çok yaygın.. Çok yüksek paralar kazanılıyor. Ve kişi bu gizli sitelere giriyor. Daha çok kumar firmalarının yaptığı siteler bunlar. Oradan bahis sitelerine geçmek için gizli siteleri kullanıyorlar. Buna derin internet deniyor. Burada internet yayını yapanın yeri belli değil; bulunamıyor. Polis ve istihbarat bunun yerini tespit edemiyor.

İnsanların vahşet sahnelerini izleme hevesleri de kullanılıyor. Mesela kişiler bir hayvana ya da insana yapılan işkenceyi, hapishane görüntülerini merak edip izliyorlar. Silah ve uyuşturucu satışı da buradan yapılabiliyor..

Google’ın güvenli arama diye bir özelliği var. Ayarlara girdiğimizde çıkıyor; oradan kilitleyebiliyorsunuz. Çocuklar buralara erişemiyor. Böylece gayriahlaki şeyler karşılarına çıkmıyor. Bu tür önlemler almak gerekir ama yine de çocuklarımızın internete girişleri sınırlandırılmalıdır. Bu zaman sınırlandırmasına da başta anne babanın uyuyor olması lazım. Ayrıca çocuklarımıza internetteki paylaşılan şeylere dikkat etmeleri gerektiğini, işin başka yerlere gidebileceğini ve başlarına bir şey geldiğinde de söylemekten çekinmemeleri gerektiğini öğretmemiz gerekiyor.

İnternette veri sızıntıları ile ilgili de bir sıkıntı var. Mesela bizim 49 milyonluk Mernis data verimiz yani TC kimliklerimizin, adreslerimizin, isimlerimizin olduğu bir data internete sızdı. Bunlar da olabiliyor. Yahoo birkaç kere veri sızıntısı yaşadığı için batıyor.

Köle bilgisayar diye bir şey var. On bin tane makineyi ele geçiriyor; hepsine emir veriyor. Oradan spam gönderiyor başkasına. Başkasına saldırı yapıyor ve sizin üzerinizden banka yolsuzluğu yapılabiliyor. Mesela biri komut veriyor; on bin tane bilgisayar birden spam atmaya başlıyor. Spamları birileri sizin üzerinizden gönderiyor, paylaştırıyor.

Buna benzer de birçok tehdit var. Örneğin, bir adamın banka hesabına Güney Amerika’dan biri girip, hesaptaki bütün parayı başka bir yerdeki isme havale ediyor. Sonra gidip o parayı çekiyor ve ortadan kayboluyor. Aslında o vatandaş Türkiye’de sadece Güney Amerika’daki bir makineyi ele geçirip onun üzerinden işlem yapıyor ve polis bunu takip edemiyor, etmesi de mümkün değil.

Temel sorunlardan biri de adliyenin bilişim suçlarını bilmiyor olması. Bilmediği için sizle ilgili bir tehdit olduğu zaman bunu anlayamıyor. Sizin üzerinizden bir olay yaşandığı zaman, bu sefer bunu ispatlamak için kıvranıyorsunuz. İş bilirkişiye geliyor ama orada da sorun var. Bilirkişi ücretleri çok düşük olduğu için burada çalışanların da niteliği yeterli olmayabiliyor. Konu çok yeni olduğu için avukatlar, hâkimler bilmiyor, savcılar bilmiyor. Bilirkişiler biraz biliyor. Bu yüzden de kişinin kendisinin suçsuz olduğunu ispatlaması çok zor; bazen de imkansız oluyor. Şimdilerde bilişim hukuku diye üniversitelerde bazı çalışmalar yapılıyor. Bu yüzden güvenliğimiz için paylaştığımız şeylere dikkat etmemiz gerekiyor.

Özeti hazırlayan: Fatma Dişli

Not: Bu metin, Fatih Zeyveli’nin  4 Aralık 2010 tarihinde Hazar Derneğinde gerçekleştirdiği “Sosyal Medya Riskler Fırsatlar” başlıklı sunumunun tarafımızca yapılan özetidir. İzinsiz alıntılanması ve yayınlanması yasaktır.

 

 

 

 

Önceki Yazı

Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı 2018-2023

Sonraki Yazı

Ölüme Sürgün; Arakan

Bunlar da ilginizi çekebilir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir