21 Kasım-27 Aralık 2014
Kadına yönelik şiddet son yılların en öncelikli konularından biri olmaya devam ediyor. Yürüttüğümüz Women For Women AB Projesi kapsamında alanda yaptığımız çalışmalar da şiddetin ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor. Bu kadınlar bazen çaresizlik, bazen bilgisizlik nedeniyle uzun yıllar şiddeti çekmek zorunda kalıyor.
Biz de Dernek olarak bu yılımızı kadına yönelik şiddetle mücadele etmeye ayırdık. Konuyla ilgili sahada çalışmalar yaptık, seçtiğimiz pilot bölgelerde alan araştırması yaparak mağdur kadınları tesbit ettik. 1000 kişi üzerinde yapılan araştırma sonucunda 300 küsür olan şiddet mağdurundan ancak 105’ini eğitim almaya ikna ettik ve bu kadınlara yönelik bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştirdik.
Eğitim üç ana başlık çerçevesinde gerçekleşti:
- Şiddet uygulayan kişilerin genel tipolojileri hakkında bilgi verilmiş ve partnerin hangi tipolojide olduğuna uygun olarak alınması gereken tedbirler üzerinde durulmuştur.
- Şiddet uygulanan evlerde çocuk gelişimi üzerinde durulmuş, çocukları şiddetten koruma yolları ve çocuk –ebeveyn ilişkisi irdelenmiştir.
- Şiddete uğrayan kadınlara hukuki hakları, destek mekanizmaları hakkında bilgi verilmiştir.
Değerlendirme:
Yapılan çalışmada kişilerin sorunlarıyla ilgili yüz yüze eğitim yöntemiyle bilgi sahibi olmalarının ve soru sorma imkanı bulmalarının önemli ve faydalı olduğu görülmüştür. Ancak bütün gün sürecek eğitimlerin daha en baştan caydırıcı olduğu farkedilmiştir. Eğitime davet yapıldığında kadınların çekimser tavırları, katılmayı beyan etmesine rağmen katılmamak için çeşitli mazeretler beyan etmesi dikkat çekicidir. Bunda kadınların tanımadığı bir kuruma gidecek olmanın güvensizliği, eşlerinin duyacak olmasına dair korku, ekonomik zorluk, çocuklarını bırakamama, çalışma, hasta ya da yaşlı bakma gibi sebepler etkili olmuştur. Yine de katılanlar kendilerine gösterilen yakınlık ve şefkat gibi beklemedikleri ilgi karşısında kendilerini daha iyi hissetmişler, özel hikayelerini orada bulunanlarla paylaşmada bir beis görmemişlerdir.
Çalışma esnasında yaşanan travmaların bazı kadınların hallerine, konuşmalarına yansıdığı müşahade edilmiş, bazı kadınların soru sorarken gözlerinin yaşardığı, ellerinin titrediği görülmüştür. Verilen eğitimler sırasında yaşadıkları travma sebebiyle yeniden fenalaşan kadınlara hocalarımız tarafından acil müdahale edilmiş bazı kadınlara bire bir kısa terapiler uygulanmıştır.
Şiddete uğrayan kadınlar kendi hayatlarından örnekler vererek şiddetle nasıl mücadele ettiklerini de anlatmışlardır. Kadınları şiddetle yaşamaya mecbur bırakan en önemli etkenlerin kadınların ekonomik özgürlüklerinin olmayışı, çocuklarıyla gidecek yerlerinin olmaması ve anne -babalarının kendilerine yeteri kadar sahip çıkmayışı olduğu dolayısıyla kadınların çaresizliğinin şiddete boyun eğmede etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca alkol ve madde kullanımının şiddete nasıl yansıdığı katılımcılar tarafından konu edilmiştir.
Yapılan konuşmalardan kadınların kendilerinden daha fazla çocukları için endişelendiği gözlenmiştir. Şiddeti kendi gördüğü zamanlarda daha kolay tolere eden kadınlar sözkonusu çocukları olunca daha cesaretli kararlar alabildikleri müşahade edilmiştir.
Kendilerini dikkate alan, dinleyen, sorularını cevaplayan uzmanların olması ve kendileri gibi şiddete muhatap olanlarla bir arada halleşmek kadınlar üzerinde olumlu tesir bıraktığı gözlenmiş olup eğitimlerin grup terapisi gibi ayrıca bir etkisi olduğu tespit edilmiştir.
Verilen eğitimleri dikkatle dinleyen kadınlar eğitimin kendileri için çok faydalı olduğunu dile getirmiş ve “burada edinilen bilgilere daha önce sahip olsaydık hayatımız daha farklı olabilirdi” diyerek bundan sonra da böyle eğitimler olursa katılabileceklerini söylemişlerdir.