27 Nisan 2014
Hazar Derneği ve Parktur olarak birlikte tertiplediğimiz bu gezimiz, İstanbul’daki son buluşma noktasından hareket ederek başladı.
Sümeyra arkadaşımızın o güzel anlatımıyla gideceğimiz yer hakkında bilgi sahibi olduk.
Sapanca Gölü ve Kartepe arasında çok güzel bir konumda olduğunu öğrendiğimiz Maşukiye sınırlarına kısa süre sonra ulaştık.
Mihmandarımızın yönlendirmesiyle Kartepe yolunda kahvaltı yapmak üzere konakladık. Hem lezzet hem de görsel açıdan bir şölendi kahvaltımız.
Yoğun sis sebebiyle manzarayı görmek imkansız hale gelince Kartepe’ye çıkmaktan oybirliğiyle vazgeçtik ve yeniden aşağıya doğru yöneldik.
Sapanca kıyısında güzel bir yürüyüş yaptık. Manzara eşliğinde çay ve kahvelerimizi yudumladık. Göl içerisinde sandal sefası süren, göl kenarında ise at binip gezen arkadaşlarımızın keyfi görülmeye değerdi.
Maşukiye içinden geçerken evlerin ve bahçelerin zevkli uyumu, dikkatimizi çekmişti. Yol alırken, Türkiye’nin her yerinde böyle uyumun ve güzelliğin hakim olması temennisinde bulunduk.
Kendimizi birden Alabalık Vadisinde bulduk. Şelale kenarında öğle yemeklerimizi yedikten sonra su kenarında yürüyüş yaptık.
Çaylarımızı ve kahvelerimizi içerken yağan yağmuru izledik. Toprağın o güzel kokusunu teneffüs ettik.
Akşamüzeri tatlı bir yorgunluk çökmüştü.
Geri dönüş yolunda değerli hocamız Emrullah Bey’in Kur’an tilaveti, ilahileri ve duası günün zirvesiydi.
{jcomments on}