28.10.2017
Mescidi Aksa, surlar içerisinde bulunan 144 dönümlük alanın tamamıdır. İçerisinde birçok tarihi eseri barındıran ve Hz. Ömer zamanında yaptırılan Kıble Mescidi ve Kubbetüs-Sahra vardır.
Allah-u Teâlâ Mescid-i Aksa için “ etrafını mübarek kıldığımız mekan” ifadesini kullanmıştır. Bu ifade başka hiçbir yer için kullanılmamıştır. Hz. Meymune’den rivayet edilen bir hadis vardır. Hz. Meymune, Resullulah’a “ya Resulullah bize Mescidi Aksa’dan bahset” deyince Resulullah, “gidin orada namaz kılın” demiştir. “Ya Resulullah ben Mescidi Aksa’dan bahset dedim, sen de bana emir verdin” deyince Resulullah tekrar “gidin orada namaz kılın, eğer gidemiyorsanız oraya yağ gönderin, kandillerini aydınlatın” demiştir.
Bugün Mescid-i Aksa dünyada bir güç merkezi konumundadır. İslam dünyası güçlü olmak istiyorsa bunun yolu Mescidi Aksa’dan geçer. Hz. Ömer Mescidi Aksa’yı fethetmeden önce dünyanın gücü oraya sahip olan insanların elindeydi. Hz. Ömer fethettiği andan itibaren güç Hz. Ömer’in kurmuş olduğu devlete geçmiştir. En güçlü hilafet Hz. Ömer’in hilafetiydi ve fethettiği andan itibaren gücü dünyaya ulaşmıştır. Emeviler, Eyyübiler aynı şekilde Mescidi Aksa’ya hizmet ettikleri oranda dünyada güç sahibi olmuşlardır. 1516 yılında Osmanlı Mescidi Aksa’ya sahip çıkmıştır. 1516’dan 1917 yılına kadar 400 yıl boyunca Osmanlı dünyaya hakim olmuştur. Son dönemlerinde güçsüz olmasına rağmen yine dünyada söz sahibiydi. 1917 yılında İngiltere, 1948 yılından bugüne kadar da nüfusu çok az olmasına rağmen İsrail dünyada söz sahibidir.
Selahaddin Eyyübi kadınlara çocuklarınızı emzirirken Mescidi Aksa marşlarını söyleyin derdi. Bizler bu bilinci, bu ufku kaybettik. Bugün maalesef Mescidi Aksa yalnızlığa mahkûm olan bir mekandır. Dünya Müslümanları Mescidi Aksa’yı hakkıyla bilmiyor ve oraya hakkıyla hizmet edemiyorlar. Halbuki İsrail Mescidi Aksa’yı Yahudileştirmek için bütün imkanlarını seferber ediyor. Sadece Kudüs Belediyesinin Kudüs’ü Yahudileştirmek için yılda bir buçuk milyar dolarlık bütçesi var. Dünya Yahudilerinin Kudüs’teki Siyonist derneklerine vermiş oldukları bağış miktarı yılda bir milyar doları aşıyor. Buna karşı dünyadaki iki milyar Müslüman’ın, Mescidi Aksa’nın korunması için bağışladıkları meblağ yılda 15 milyon doları geçmiyor. Normal şartlarda Mescidi Aksa’nın çoktan yok edilmiş olması lazımdı. Ama Allah Mescidi Aksa için öyle bir bereket vermiştir ki, o küçük bağışlar bile harcanan büyük rakamlar karşısında kale gibi duruyor.
Dünya Müslümanları karşı çıksa da İsrail Kudüs’e tamamen sahip olmak istiyor ve bunun için daha şimdiden Mescidi Aksa’nın altını tamamen Yahudileştirdiler. Şu an Mescidi Aksa’nın altında bir Sinagog var. 2000 yılından sonra Mescidi Aksa’nın içine girmeye başladılar. Kudüs’teki Müslümanlar da buna direniyor. Müslümanlar Mescidi Aksa’yı sadece Müslümanların değil herkesin ibadetlerini yapabileceği bir yer haline getirmek istiyor. İsrail yasalarında Mescid-i Aksa kamu alanı olarak ilan edilmiştir. İsrail’in 2011 yılında Mescidi Aksa’yı ikiye bölme, 2014 yılında da tamamen ortadan kaldırma hedefi vardı, fakat bunu gerçekleştiremediler. Kudüs’te yaşayan 350 bin Müslüman, Mescidi Aksa’nın içinde sabahtan akşama kadar nöbet tutuyor. Herhangi bir saldırı olduğunda, fanatik gruplar mescide her girdiğinde bu Müslüman kardeşlerimiz onları tekbir sesleriyle dışarı çıkarıyor. Ve İsrail bunları aşamadığı için Mescidi Aksa’yı bölemiyor.
Bundan üç dört ay önce İsrail Mescidi Aksa’yı Müslümanların girişine kapatmış, kapısına x-ray cihazları koymuştu. Bununla İsrail Mescidi Aksa bizim, burada hakim olan biziz demek istemiştir. Bu hadiselerde Mescidi Aksa’nın içerisinde iki Müslüman şehit oldu, üç tane Yahudi askeri öldü. İsrail bunu bahane ederek Mescidi Aksa’nın kapılarını kapattı, ancak dünya Müslümanlarından hiç bir ses yok. İsrail başbakanı, “Mescidi Aksa artık İsrail’indir dedi. Ne Türkiye, ne Ürdün, ne de hiçbir ülke bu konuda benim karşıma çıkamaz, burası bundan sonra İsrail’in kontrolündedir”, dedi. Böylece Dünya Müslümanlarına “buranın sahibi benim” demiş oldu. Fakat 350 bin Müslüman Mescidi Aksa’nın kapılarına dayanıp, x-ray cihazlarının kaldırılması için mücadele edince, İsrail bu uygulamayı 2-3 haftadan fazla sürdüremedi. 35 bin Kudüslü yatsı namazını cemaatle Mescidi Aksanın kapılarında kılıp, sabaha kadar nöbet tuttu. İsrail bu durumda geri adım atmak zorunda kaldı ve Mescidi Aksa’nın kapıları açıldı. Şu an Müslümanlar eskisi gibi Mescidi Aksa’nın içerisinde namaz kılabiliyorlar.
Kudüs’te verilen mücadele dünyanın hiçbir yerinde yok. Kudüs’teki Müslümanların %86’sı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. İsrail’den tehdit almalarına rağmen evlerini bırakıp Mescidi Aksa’nın içerisinde nöbet tutuyorlar. Her Kudüslü ‘nün İsrail devletine borcu var; ya elektrik borcu, ya vergi borcu, ya temizlik borcu ama ödeyemiyorlar. İsrail bunlara önce dokunmuyor ama sonra borç birikip ödenemeyecek duruma gelince diyor ki; ya bu borcu ödersin ya seni Kudüs’ten çıkartırım ya da Mescidi Aksaya yanaşmayacaksın. Onlar da inadına Mescidi Aksaya gidiyor. İsrail ceza olmak üzere bunların evlerini yıkıyor. Evinden oluyor adam ama Mescidi Aksa’yı boş bırakmamak için davasında devam ediyor. 70 yaşında bir teyze bize evinin fotoğraflarına gönderdi. “Benim evin restorasyona ihtiyacı var duydum ki siz Mirasımız Derneği olarak restorasyon çalışması yapıyorsunuz, benim evime restorasyon yaparsanız memnun olurum”, diye yazmış. Biz de dernekte fotoğraflara bakıp dedik ki; bu bir eve benzemiyor, herhalde teyze deponun fotoğrafını yolladı bize. Temsilcimizi gönderdik oraya. Arkadaşımız eve ulaştıktan 15 dakika sonra bizi aradı, evde 10 dakikadan fazla oturamadığını söyledi. Ev tamamen harabeye dönmüş, çatıda su akıntıları var, rutubet kokuyor, yerler tamamen kırılmış, böyle bir evde bu teyze Mescidi Aksayı korumak için nöbet tutmaya çalışıyor. Restorasyonu bitirdikten sonra teyze bize bir kağıt parçası gösterdi. İsrail evini satın almak için 2 milyon 3900 dolar teklif etmiş. Demişler ki eğer komşularınızdan çekiniyorsanız biz sizi kaçırır, Amerika’ya gönderir, orada vatandaşlık verdiririz. Buna karşılık teyze, “tamam, olur, yalnız bir şartım var. Dünyadaki iki milyar Müslüman’dan bana evi satmam için izin kağıdı getirin. Bu ev benim değil onların, ben burada sadece nöbetçiyim, bunu yaparsanız evi size satarım”, demiş. Kudüslüler hep bu hissiyatla yaşıyorlar. Bizim de onların yanında olduğumuzu hissettirmemiz lazım. Hayatımızda bereket olması için, hayatımızda yolumuzun açık olması için Mescidi Aksa bizim için bir fırsat.
Muhammed Demirci
Mirasımız Derneği Genel Başkanı
Özeti hazırlayan: Güzin Çolak-Zeynep Sena