Karaköy Gezisi

Hazırlayan: Yorum yapılmamış Paylaş:
 16 Mayıs 2013
Sevgili Arkadaşlar,
16 Mayıs 2013 Perşembe günü 10:30’ da Beyoğlu ilçesindeki Karaköy Perşembe Pazarında bulunan Arap Camii avlusunda Hazarlı arkadaşlarımızla ve Arap Camii restorasyonunda görev almış Vakıflar Müdürlüğü mimarlarıyla buluştuk. Avludan başlayarak bize bilgi verdiler. Arap Camii’nin Haliç’in Galata yakasındaki en büyük camii olduğunu öğrendik.
Yapının esasının İstanbul’un fethetmeye gelen Arap kuvvetleri tarafından 716-717’de kurulduğunu dair bir görüş var. Bazı tahminlere göre Arap Camii olan binanın yerinde evvelce bir Bizans kilisesi vardı. İstanbul’un fethinden sonra 1475’e doğru Galata Camii adıyla camiye çevrilmiştir. Arap Camii’ne Galata köprüsünün bitimindeki tünelden 500 metre ilerde sağda kolaylıkla ulaşabileceğiniz bir yerde. Bir görüşe göre 1492’de İspanya’dan göçe zorlanan Endülüs Arapları’nın bu camii çevresine yerleşmesiyle burası Arap Camii olarak alınmıştır. Arap camii 3.Mehmet döneminde bir tamir görmüştür.1731’deki Galata yangınının arkasından 1734’de Galata’nın bu bölgesinde hayır eserleri yaptıran 1.Mahmut’un annesi Saliha Sultan tarafından restore edilmiş, şadırvan yapılmıştır. Camii 1807’de yangın geçirmiş ve tamir edilmiştir. Bu tamir sırasında Divan-ı Hümayun katiplerinden Hacı Emin Efendi tarafından binanın tarihçesi manzum olarak yazılıp taşa işlenmiş minarenin sağındaki duvara konulmuştur. Bu manzumede camiinin Mesleme Bin Abdülmelik’e dayandığı yazılıdır, avluda kabri vardır.
Arap Camii’nin büyük bir onarımı 1868’de 2.Mahmut’un kızı Adile Sultan ve kocası Mehmet Ali Paşa tarafından yapılmıştır. Bu sırada avlunun altına şu an şadırvan olan bir sarnıç  inşa edilmiştir. 1913’de yine bir onarım geçirmiş ve camiye son cemaat yeri eklenmiştir. Mahfiller ahşap direkler üzerinde yeniden inşa edilmiştir. Arap Camii dikdörtgen planlı ve gotik üslupta bir yapıdır. Minaresi kare kesitlidir, altında gotik sivri kemerli bir dehliz avluya geçişi sağlar. Hünkâr mahfili ve yan kapılarının söveleri barok üslupta olduğuna göre 1734’te Saliha Sultan tarafından yapılan tamir dönemine aittir. Son restorasyon 28.11.2011-3.7.2012 tarihleri arasında tamamlanmış ve ibadete açılmıştır. Arap Camii’nin bütün aksamı gözden geçirilip aslına uygun olmasına dikkat edilerek yeniden dizayn edilmiştir. Her yönüyle görülmeye değer bir camimiz, şimdilerde azalan cemaatiyle sizleri ibadet için davet ediyor.
YER ALTI CAMİİ
Gezimizin Arap Camii’nden sonraki durağı Karaköy’de bulunan Yeraltı Camii oldu. Karaköy vapur iskelesinden sonra Kemankeş Caddesi üzerinde bulunan Yer altı Camii’nde iki sahabi, bir tabiin medfundur. Sahabeden Amr Bin As, Vehb Bin Huşeyre, tabiinden alim bir zat olan Süfyan bin Uyeynenin kabirleri bu camidedir. İlginç mimarisiyle dikkat çeken bu güzel camii yan yana sıralanmış sütunlarıyla bir mahzen gibi ziyaretçilerini beklemektedir.{jcomments on}
KILIÇ ALİ PAŞA CAMİİ
Kılıç Ali Paşa Camii, Kaptanı Derya Kılıç Ali’nin Mimar Sinan’a yaptırdığı İstanbul’un Tophane semtinde bulunan camiidir.1580 yılında yapılmış olup türbe, medrese ve hamamdan oluşan bir külliyesi vardır. Kubbenin iki yanındaki kemerler ve destek duvarlarıyla camii Ayasofya’nın küçük çapta bir kopyasıdır. Mihrap tarafındaki çiniler İznik’in parlak döneminin ürünüdür.2011 yılında ciddi bir restorasyon geçiren camii, türbe, hamamı ile İstanbul’un değerli hazinelerinden biridir. Tophane tramvay durağında bulunan Kılıç Ali Paşa camii ve külliyesinin karşısında büyük bir Osmanlı çeşmesi ve bir çok levent kabristanı vardır. Restorasyon son derece titizlikle yapılmıştır. İçerisindeki sedef kakmalı kürsü, pencerelerindeki müzeyyenler, fevkalade ve fevkaladenin üzerinde müzeyyenlerle, mermer minberiyle, özel kalem işleriyle, özellikle müezzin mahfilinin altında bulunan çok kıymetli ceylan derisi üzerine işlenmiş kalem işleriyle görülmeye değer hazinelerimizden biri olarak sizleri bekliyor. Kılıç Ali Paşa Camiinden sonra istikametimiz Sarıyer Boyacıköy’de bulunan İski Sosyal Tesisleri oldu. Çok güzel bir Boğaziçi manzarası eşliğinde öğle yemeğimizi yedikten sonra Beşiktaş’ta bulunan Yahya Efendi Dergahı’nı ziyarete gittik.
YAHYA EFENDİ CAMİİ VE TÜRBESİ
Yahya Efendi İstanbul’un en tanınmış evliyalarındandır. 1495 yılında Trabzon’da doğdu. Babası Amasyalı Ömer Efendi, annesi Seyyide Afife hanımefendidir. Yavuz Sultan Selim Han Trabzon’da vali iken Kanuni Sultan Süleyman burada doğmuştu. Yahya Efendi Kanuni’nin süt kardeşidir. İlk tahsilini Trabzon’da tamamlamış sonra İstanbul’a gelip Şeyh zembilli Ali Efendiye talebe olmuştur. Canbaziye, Etfaliye, Fatih ve diğer pek çok medresede müderrislik yaptı. 1555 de müderrislikten ayrılıp Beşiktaş’ta dergahını kurup inzivaya çekilmiştir. Zahiri ve batini ilme, fen ilmine sahipti. Tıp, hikmet, hendese ilimlerinde önde idi. Tekkesi civarında mescid, medrese, hamam ve çeşme yaptırdı. Kanuni ile bizzat görüşür, Osmanlı ordusunun muzafferiyeti için dua ederdi. Tekkesinde fakiri gözetir ziyafetler verirdi. O zamanlarda büyükleri, tüccarlar, gemici ve denizciler sefer öncesinde ve dönüşlerinde mutlaka tekkeyi ziyaret ederdi. Yahya Efendi’nin Hızır(AS) ile sohbet ettiği bu ziyaretlerinde birbirlerine “Aşık” diye hitap etmesi ile bilinir. 1570’de 78 yaşında vefat etmiştir. Yahya Efendi Hazretleri bahçesinde mevsimlik çiçek yetiştirirdi. Müderris mahyasıyla yazdığı şiir ve ilahileri de vardır.
KÜLLİYENİN TARİHÇESİ
Dergah önceleri Yahya Efendinin evi idi, vefatından sonra 2.Selim kabrinin üzerine Mimar Sinan’ın tasarladığı kâgir kubbeli bir türbe yaptırır tekke yeni baştan genişletilir. Yahya Efendi vefat ettiği yere defnedilmiştir. Tevhidhane ve türbe kaynaşması burada da görülür. 2.Osman döneminin vezir-i azamlarından Güzelce Ali Paşa 1621’de vefat edince buraya defnedilmiş ve kabrinin üzerine kâgir kubbeli bir türbe inşa edilmiş.
Kaptan-ı Derya ve veziri azam Cezayirli Gazi Hasan paşa 1777’de tekkenin içine bir çeşme yaptırmıştır.1812’de 2.Mahmut tekkeyi tamir ve tezyin etmiş ve müstakil bir zaviye teşekkül etmiştir. Abdülmecid döneminde de onarım geçirmiştir. Bugünkü şeklini 1873’te Abdülaziz’in kızı Pertevniyal Valide Sultan’ın yaptırdığı onarım sonucu almıştır. 2.Abdülhamit döneminde de onarım geçirmiştir. Tekkeler 1925’te kapatılınca cami ve tevhidhanesi, cami olarak kullanılmıştır. Şeyh Yahya Efendi Külliyesi hali hazırda 13 adet yapıdan oluşmaktadır.
1-Giriş taşlığı ve Kapıcıbaşı odası
2-Yahya Efendi türbesi, tevhidhane, kütüphanesi
3-Güzelce Ali Paşa Türbesi
4,5,6-Meşruthane
7-Yanmış Meşruthane
8-Meşruthane
9-Matbah-ı Şerif (aşevi kalıntısı)
10-Şehzadeler Türbesi
11-Kütüphane
12-Hamidiye çeşmesi
13-Yahya Efendi çeşmesi.
Vakıflar 1.Bölge Müdürlüğü’nde görevli Dr.Mimar Olcay Aydemir’in restorasyon süreci ve yapılan çalışmalar hakkında Hazarlı arkadaşlarımıza bilgi verdi.
Külliye 2009-2013 yılları arasında gerçekleşen restorasyonun tamamlanmasıyla Mayıs 2013’de yeniden ibadete açıldı.

Ziyaretimiz esnasında Yahya Efendinin dervişleriyle sohbet ettiği kahve odasında muhteşem boğaz manzarası eşliğinde camide görevli hocamızın kısa bir sohbetini dinledik. Regaip Kandiline denk gelen bu güzel bahar gezisinde çok feyizli manevi duygular yaşadık.
Geziyi düzenleyen arkadaşlarımıza, bize bu güzel mekanlarla ilgili bilgi veren mimarlara, ayrıca Mimar Olcay hanıma çok teşekkür ediyoruz. Bir sonraki kültür gezisinde buluşmak dileğiyle Allah’a emanet olun.
 Hazırlayan: Emine Akay
Önceki Yazı

AKP İstanbul İl Başkanlığı’nın Düzenlediği İftar Programına Katıldık

Sonraki Yazı

Dublin’den HAZAR’a Ziyaret

Bunlar da ilginizi çekebilir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir