Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın düzenlediği Kadına Yönelik Şiddet İzleme Komitesi Toplantısına katıldık.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da katıldığı Kadına Yönelik Şiddet İzleme Komitesi 2021 Yılı 15. Toplantısı’ndaydık. Toplantıya Derneğimizi temsilen Kurucu Başkanımız Ayla Kerimoğlu katıldı.
Bakan Yanık açılış konuşmasında kadına yönelik şiddetle mücadelenin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tüm kurum ve kuruluşlarla birlikte yürütülen ve bakanlık olarak hassasiyetle üzerinde durdukları önemli bir konu olduğunu söyledi. 1 Temmuz’da yürürlüğe konan ve 2021-2025 dönemini kapsayan 4. Ulusal Eylem Planının, kadına yönelik şiddetin her biçimiyle mücadeleyi hedeflediğini belirtti. Planda özellikle şiddeti önleme ve erken müdahalenin öne çıktığını, aynı zamanda merkezi ve yerel düzeyde erişilebilir hizmet sunumunu iyileştirmek, çocuk yaştan itibaren şiddete yol açan tutum ve davranış kalıplarını dönüştürmek, şiddet mağdurunu güçlendirmek, şiddet uygulayanı rehabilite etmek gibi bütünleyici unsurların da Ulusal Eylem Planında yer aldığını belirtti.
Bakan Yanık, Adalet, İçişleri, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları ile Diyanet İşleri Başkanlığı işbirliğinde 2020-2021 yılları için hazırlanan ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Planı’ çerçevesinde de 75 faaliyet gerçekleştirildiğini, 81 ilde valiler başkanlığında toplanan ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele İl Koordinasyon, İzleme ve Değerlendirme Komisyonları’ ile yerel düzeyde izleme ve değerlendirme çalışmaları yürütüldüğünü söyledi.
Bakan Derya Yanık, özellikle 2022 yılı yatırım bütçesinde, şiddet uygulayanlara yönelik çok yönlü sosyal hizmet müdahalesi programına yer verdiklerini de hatırlattı.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ise toplantıda yaptığı konuşmada, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda geçen dönemde atılan adımların değerlendirilmesi, kurumlar arası iş birliğinin daha da artırılması açısından bu çalışmayı önemli bulduklarını söyledi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın koordinesindeki bu toplantıda, hem bir yılın muhasebesini hem de uygulamadaki görüş ve önerileri alacaklarını dile getiren Gül, şiddete karşı tedbir alması gereken tüm kurumların aynı masa etrafında müzakere etmesinin çok anlamlı ve değerli olduğunu vurguladı.
Bir insanlık sorunu olarak gördükleri kadına karşı şiddeti önlemenin ve ortadan kaldırmanın herkes için aynı zamanda bir insanlık borcu olduğunu belirten Gül, “Kadına karşı şiddeti amasız fakatsız lanetliyor ve reddediyoruz. Sadece şiddeti değil şiddeti meşru göstermeye çalışan her davranışın her refleksin de karşısındayız ve en güçlü şekilde karşı durmaya devam edeceğiz. Zira şiddet, aile ve çocuklar başta olmak üzere hepimizi olumsuz etkilemekte ve toplum yapımıza yıkıcı bir etki ortaya koymaktadır. Bu zorbalık, bu zalimlik mahrem bir mesele de değildir.” diye konuştu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle bir araya geldiklerini, kadına karşı şiddetle mücadele konusunda tüm bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşlarıyla birlikte hareket ettiklerini söyledi.
Aynı konuda iki yıl önce de toplandıklarını dile getiren Bakan Soylu, “O zaman burada tüm paydaşlarla çeşitli konuşmalar yaptık. Bize neler yapacağımızı, neler yapmamızın gerekli olduğunu, elimizde çok önemli bir kanun olduğunu ve bu kanun çerçevesinde de bunun sahada yansımalarını, özellikle kadına şiddet meselesinin ülkemize, medeniyetimize bu toprağın değerlerine, insanımıza, inancımıza, dinimize, kültürümüze, gelenek ve göreneklerimize, aslında bizden beklentilerle bize uyuşmadığını, yakışmadığını, doğru olmadığını burada birlikte konuşmuştuk. Her birimizin sorumluluk aldığını da ifade etmiştik.” dedi.
Kadına şiddet konusunda devletin kendine ait yöntemlerinin dışında farkı bir bakış ortaya koyması gerektiğini belirten Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Devletin de kendine ait tedbirleri alma konusunda genel işleyişin dışında buraya farklı bir bakış ortaya koyması aşikar ama bu sorun sadece bizlik bir sorun değil. Bütün ülkelerde var. Gelişmişliğe, gelir seviyesine, eğitime, kırsalda veya şehirde oturup oturmadığına bakmıyor. Tüm dünyada böyle bir sorun var. Bu şu demek değil, ‘Tüm dünyada bu var, bizde de biz bunu normalleştirelim.’ Haşa. Böyle bir şey yapmamız doğru değil, böyle bir şeyi zihnimizden geçirmemiz de doğru değil.”
Kadın Acil Destek Uygulaması’na (KADES) gelen bir ihbarların çok önemli olduğunun ve hızlı bir şekilde müdahale edilmesi gerektiğinin altını çizen Soylu, “Kadına şiddet bitti mi? Hayır. Bitecek mi? Hepimiz bitmesini umuyoruz. 245 bin ihbar gelmiş KADES’e. Yani 245 bin ihbardan 244 bin 999’u yanlış veya sahte yapılmış olsa, bir tane yapılmış olsun, 245 bin defa oraya gitmeye değer. Bu meseleye hep birlikte böyle bakmak gerekir.” diye konuştu.
Kadına şiddet meselesini dünyada en iyi çözen ülkenin Türkiye olması gerektiğini vurgulayan Soylu, “Pandemiyi biz oluşturmadık ama pandemi dünyanın küresel bir sorunu. Göçü de biz oluşturmadık. Dikkat edin, çok uzun yıllardan beri birlik olmaya çalışan Avrupa’yı sadece bir göç sorunu sarsıyor. Birbirlerine girmiş durumdalar. Bizim başımıza gelenin onda biri onların başına gelse herhalde birbirleriyle saç saça baş başa bir durumla karşı karşıya kalırlar. Her zaman söylüyorum. Bize ataerkil toplum derler ama biz anaerkil bir toplumuz. Bunu hiç unutmadan, kadına şiddet meselesini dünyada en iyi çözen millet, en iyi çözen ülke olmak zorundayız.” dedi.