Prof. Dr. Ömer Faruk Harman
Dördüncü dersimizin konusu, Yahudiliğin kadına bakışı ve kadının sosyal hayattaki yeriydi.
Bu başlık çok kapsamlı bir şekilde işlenemedi. Zira bu dersin konusu, sorulan bir soru üzerine ağırlıklı olarak ashab-ı Kehf ve arz-ı Mev’ud oldu. Arz-I Mev’ud ve Ashab-I Kehf konularında Dİyanet Vakfı İslam Ansiklopedisindeki maddelere bakılabilir.
Hocamız katılımcıları, Yahudilikte kadın algısıyla ilgili detaylı bilgi için Salime Leyla Gürkan’ın bu konu hakkındaki tezine yönlendirerek kısaca şunları söyledi:
“Yahudi toplumu ataerkildir. Farklı görüşler olmakla beraber genel kabule göre kadın erkekten sonra yaratılmıştır.
Yahudi olmanın en temel şartı Yahudi bir kadından doğmaktır. Burada kadın erkekten çok üstündür. İhtidalar yani Yahudiliği bir din olarak sonradan seçenler farklı kategoride değerlendirilir. Sosyal hayat cinsiyete göre şekillenmiş olup kadın sosyal hayatta rol almaz. Aileyi korumakla , çocuk doğurmakla ve nesli devam ettirmekle görevlidir. Anne olarak kadının özel bir yeri vardır ve ona saygı gösterilmesi istenir. Erkeğine bağlıdır, geçimini erkek üstlenmiştir.
Tevrat’ta kadının yaratılışıyla ilgili iki kıssadan birincisine göre kadın erkeğe eşittir ve ikisi de Tanrı’nın sûretinde yaratılmıştır (Tekvîn, 1/26-27). İkinci kıssaya göre ise (Tekvîn, 2/21-25) kadın, erkeğin kaburga kemiğinden ve onun yalnızlığını gidermek üzere uygun bir yardımcı olarak yaratılmıştır (Tekvîn, 2/21-22). Kadının erkekten yaratılmasının sebebi aynı bütünün parçaları olmaları dolayısıyla birbirlerine bağlanmaları (Tekvîn, 2/23-24), parça bütüne tâbi olduğu gibi kadının erkeğe tâbi olmasıdır. Bu tâbi oluş, kadının yasak meyveyi yemesi ve eşine de yedirmesi sebebiyle daha da ön plana çıkmıştır. Tanrı emre itaatsizliği yüzünden kadını cezalandırmış, zahmetini daha da çoğaltacağını, ağrı ile evlât doğuracağını, arzusunun kocasına karşı olacağını ve kocasının da kendisine hâkim olacağını bildirmiştir (Tekvîn, 3/16).
Kadın erkeğe suç işleten olma sebebiyle günahın, kovulmanın, cezanın, şeytanın, yasak meyvenin, yılanın anlatıldığı mevzularda öznedir. Fakat bununla beraber Hristiyanlık’ta olduğu kadar küçültülmez.
Kadın ibadetle yükümlü değildir.Cemaatle ifa edilen ibadetleri, sinagogda arkalarda ya da üst katlarda yerini alarak izler.
Kadın, erkekler gibi giyinemez.Saçının telini gösteremez. Başının açılması halk içinde küçük düşürücü bir durumdur.
Kadından peygamberler gelmiştir. Peygamber olabilen kadın, garip bir şekilde haham olamaz. Hatta ayine katılamaz, sadece izleyebilir.”
Bu derste, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’nden ‘arz-ı mev’ud’ maddesinin okunması uhdemize bırakılan bir emanet oldu.
Dört ders boyunca Muhterem Hocamız interaktif bir öğretim metodu ile katılımcıları dersin içine çekerek zihinlere yol açtı ve düşünme melekemizi harekete geçirtti. Kendisinin derin bilgisinden faydalanmamızı sağlayacak, konumuz ile direk alakalı olmayan ara soruları da gündeme aldı.
Hocamıza bu güzel program için teşekkür ediyoruz.
Hazırlayan: Dilek Serdar
{jcomments on}