Suriye’nin Özgür Kadınları ile Umuda Merhaba – 12 Aralık 2024

Hazırlayan: Yorum yapılmamış Paylaş:

Derneğimizde İstanbul’un çeşitli yerlerinde yaşayan birçok Suriyeli kadın yıllardır Türkçe dersi alıyor. Kimi çocuklarını okula yolladıktan sonra, kimi ise çocuğu ya da torunuyla derneğin yolunu tutuyor. Türkçe’yi iyi öğrenmek onlar için bulundukları ülkeye, çevrelerine, komşularına entegre olmak hatta burada doğmuş çocuklarıyla ve torunlarıyla iletişim kurmak için çok önemli. 

Bu hafta ise ders saatimizde Türkçe dersi yerine farklı bir program vardı. Suriyeli arkadaşlarımızın Esad’ın düşmesinin ardından yaşadıkları mutluluğu ve şaşkınlığı bir kutlama eşliğinde paylaştık. Programda sevinçten de hüzün ve acıdan da gözyaşı döküldü. 

 

Aisha (25): “Suriye’ye dönme ümidimiz yoktu.”

“Duygularımız çok karışık. Bir taraftan çok mutlu, diğer taraftan çok şaşkınız. Çünkü artık Suriye’ye dönmek hiç aklımızda yoktu, ümidimiz iyice azalmıştı. Rejimin vahşi olduğunu da biliyorduk ama gördüklerimiz düşündüklerimizden çok daha fazla çıktı. Şu an Suriye çok karışık. Ortada devlet ve kurumlar yok ama düzeleceğine inanıyorum. Dönmekle ilgili olarak Suriyelileri iki grupta düşünmek gerekiyor bence, burada doğanlar ve ileri yaşta buraya gelenler olarak. Ben buraya geldiğimde 16 yaşındaydım. Her şeyi burada yaşadım, büyüdüm, okudum, çevre edindim ama her zaman bir eksik vardı. Hep sanki burada değilmişim gibi hissettim. Bir bağ eksikti. Dönmek istiyorum ama nasıl olacak bilmiyorum. Her şey çok belirsiz. Burada öğrendiklerimle Suriye’ye gidip, ülkeme ve insanlara faydalı olmak istiyorum. Biz Şam’a yakın Guta bölgesinde yaşıyorduk. Açlık ve susuzlukla sınandık. Artık insanlar açlıktan ölmeye başlayınca bölgeden çıkıp buraya geldik. İstanbul’a gelirken babam ülkeyi bırakmak istemedi, savaşmaya devam etti. 9 yıl ayrı kaldık. 2 sene önce İstanbul’a geldi. Şu anda onu en çok üzen şey bu zaferi Şam’da kutlayamamak.” 

 

Leila (45): “Eşim insanları bombalamayı kabul etmedi.”

“Eşim savaştan önce rütbesi çok yüksek bir pilottu. Esed insanları bombalamasını istediğinde kabul etmedi ve ordudan ayrıldı. 3 kızımızla kampta yaşamaya zorlandık. Bu şekilde kendi halkını vurmayı kabul etmeyip 40 yıl hapishanede kalan askerler Uzun bir süre Hatay’da çadırda yaşadık sonra ise İstanbul’a geldik. Eşim geçtiğimiz yıl kanserden vefat etti. Bugünleri göremediği için çok üzgünüm.”

 

Sara (18): “Annemin gençken gezdiği parkların altında hapishanelerde insanlar varmış.”

“Benim yaş grubumdakiler için Suriye’nin üzerinde hep bir kırmızı çizgi vardı. Hiç vatanımıza gitme hayali kurmadık, görüş açımızda bile değildi Suriye. Benim babam da örgüte destek veriyor diye kara listedeydi. Bu yüzden hayatım boyunca gidemeyeceğimi düşünüyordum. Babam sebebiyle bizim aileden olmayan insanları isim benzerliğinden aldılar. Bu insanlar yıllarca hapiste kaldı. Ben Suriyeli olduğumu söylediğimde hep bir baskı hissediyordum. Korktuğumuz, savaştan kaçtığımız söyleniyordu. Açıklamaya çalıştığımda dinlemiyorlardı. Yüzbinlerce insan insani olmayan yollarla öldü. Annemin gençken gezdiği parkların altında hapishanelerde insanlar varmış. Şok yaşıyoruz. Esad sürekli Şam’ın altına metro yapmayı reddediyordu, bundanmış. Hepsini aşıp faşist olmayan bir ülkeye döneceğiz.”

 

Sedra (43): “Kızlarımıza bir şey olur endişesiyle buraya geldik.”

“Esed düştüğü için çok mutluyum. Arkadaşlarımın çoğu işkence altında tecavüze uğradı, şehit oldu. Ailemden bir çok kişi kayıp. Kızlarımıza bir şey olur endişesiyle buraya geldik. Şimdi vatanımızı tekrar inşa edip ayağa kaldıracağız. Suriyeli halk bu 10 yıl içinde eğitimli bir sürü genç kazandı. Bu Suriye’nin kalkınmasına büyük katkı sağlayacak.” 

 

Asma (25): “Esad’ın sarayına bakmaya bile korkardık.”

“Yıllardır rüyalarımda evime döndüğümü görüp çok mutlu oluyorum, rüya olduğunu anlayınca ise çok üzülüyorum. Şimdi hem mutlu hem de şaşkınım. Böyle bir şeyin gerçek olacağını hiç düşünmemiştim. Rüya gibi geliyor. Abilerim yıllarca Suriye’de kalıp savaştılar. Bulundukları bölge Şam’ın en sıkıntılı bölgelerindendi. Annem sürekli dua ediyordu ama ben hep boşa dua ettiğini düşünüyordum. Sonra bir gün döndüler. Onun gibi şimdi de Allah’a çok şükrediyorum. Esed’in sarayına doğru bakmaktan bile korkuyorduk, şimdi sarayın üzerine çıkmışlar inanamıyorum.”

 

Mariam (36): “Suriye’ye döneceğiz. Çok mutluyuz.”

“Eşimi muhaliflere kontör yüklemekten, örgüte destek olmaktan tutuklamışlardı. Uzun sürmedi. Biz de çocuğumuz 2 yaşındayken İstanbul’a geldik. Oğlum çok güzel Türkçe konuşuyor. Şimdi LGS’ye girecek, sonra Suriye’ye döneceğiz. Çok mutluyuz.”

 

Amal (48): “Hapishanede amcam ve kuzenlerim vardı. Geri dönmediler.”

“Mutluyuz ama belirsiziz. Çocuklarımız burada çalışıyor, okuyor. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Hapishane görüntüleri bizi üzdü. 3 amcam, kuzenlerim vardı hapishanelerde kaybolan. Babaannem yıllarca bekledi ama dönmediler.” 

 

Aisha (58): “Oğlumu yakalayabilmek için kızımı hapsettiler.”

“Oğlum İngiltere’de okuyordu. Savaş çıkınca Suriye’ye döndü. Bizi Ürdün’e çıkarıp savaşmaya tekrar Suriye’ye girdi. Şam’da, Guta’da açlıktan insanlar ölmeye başlayınca kuşatmayla çıkıp Türkiye’ye geldi. Şam’da yaşayan bir kızım vardı. Oğlumu bulabilmek için kızımı hapse attılar. İşkence yaptılar. Çok kötü muamelelere maruz kaldı. Çok büyük para karşılığında ancak çıkabildi fakat eşi de onu o şekilde bir türlü kabul edemedi. Şimdi yine de şükrediyoruz, inanamıyoruz. ” 

 

Zahra (52): “Kadınlara Kuran dinleterek tecavüz ettiler.”

“Bazı Türkler hakkımızda korkak dediler, savaşmadılar dediler. En büyük nedeni tüm bu işkenceler. Kadınlara Kuran dinleterek tecavüz ettiler. “Gelip seni Tanrın kurtarsın” dediler. İnsanları kıyma gibi yaptılar. Yıllarca gezmek için gittiğimiz nehir kırmızıya dönmüştü kandan. Bu normal bir savaş değildi. Cesaretle ilgisi yoktu. Erkekler çok güçlü ama çaresiz kaldılar. Oğlum şimdi ilk defa “Suriyeliyim” demekten çekinmiyor.

 

Fatima (47): “Bizim için yaptıklarınızı hiç bir zaman unutmayacağız.”

“7 sene önce geldim İstanbul’a. İlk geldiğim zamandan beri çalışıyorum. Çocuklara bakıyorum. Suriye’de kadınlar çok rahattı. Çok zorlandım ama geçti çok şükür. Türkiye’yi, Erdoğan’ı ve sizleri çok seviyoruz, çok büyük teşekkür ediyoruz. Bizim için yaptıklarınızı hiçbir zaman unutmayacağız. Sizleri Suriye’de misafir olarak ağırlayacağımız günleri bekliyoruz.”

 

Rana (48): “Hazar Derneği bizim için bir vatan gibi.”

“Biz Hazar’la yeniden hayata tutunduk, bir aile olduk. Çok şükür hazar var. Hazar bizim babaevimiz. Hiçbir zaman unutmayacağız. Vatan huzur bulduğunuz yerdir. Hazar Derneği de bizim için bir vatan gibi.”

 

 

Önceki Yazı

Ankara ve Kayseri Ziyaretleri – 12-13 Ocak 2025

Sonraki Yazı

Uzak Doğu’da Gelenek ve Modernleşme Ekseninde Kadın Çalıştayı – 7 Aralık 2024

Bunlar da ilginizi çekebilir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir