DOÇ. DR. Haluk NURBAKİ
Her nefis ölümü tadacaktır.
İmanın, “inandım” demekle bitmediğini hep düşünmüşümdür. Kur’an’ın imana verdiği ehemmiyeti ne yazık ki biz aynı hassasiyetle İslami eğitimlerde vermemişiz. İmanın ne tarz bir şey olduğu hususunda kavram eksikliğimiz var. Manevi bir kavram olan imanın özünde insanın yapısını ve imanı tanıtım halini çok iyi bilmek gerekir.
Bizim Kur’an’la tanışmamız Fatiha’yla olmasına rağmen, metin itibarıyla Kur’an, Sure-i Bakaradan başlar. Fatiha bir önsöz, bir özet mahiyetindedir. Kur’an’ın muhteviyatını Sure-i Bakaradan öğreniriz. Bu sureye baktığımızda fevkalade bir şeyi tespit ediyoruz. Bir din kitabının ilk ayetinden “ey insanlar bu kitap sizi hidayete çıkarmak için benim tarafından bildirildi” diye bir hitap beklenirken, Allah kitabının başında “işte o beklenen müthiş kitap budur ve bu kitap muttakileri hidayete erdirir”, buyurmaktadır.
Bir mümin imanla, tasavvufla, sevgiyle hayatını sürdürürken bu ayeti hiç unutmamalı. Çünkü ittika sahibi olunmadıkça Kur’an’dan fayda beklenmez. Allah muttak iyi “gayba inananlar, namaz kılanlar ve infak edenler” diye tarif ediyor. Yani Cenab-ı Allah, ancak bu üçünü yaparsanız ben sizi hidayete erdiririm diyor.
Bir sonraki ayete bakıldığında “Allah’a inananlar değil de, gabya inananlar” diye başlıyor. Bunun üzerinde iyi durmak lazım. İman dediğimiz hadise gayba inanmaktır.”
Not: Programın özeti, deşifre üzerinden yapılmıştır.
Hazırlayan: Ayla Kerimoğlu