Kadriye Kaymaz
22 Şubat 2014
Emine Semiye kimdir?
Emine Semiye, Mecelle yazarı tarihçi ve devlet adamı Ahmed Cevdet Paşa’nın üç çocuğundan en küçüğü olarak 1864’te Vezneciler’de dünyaya gelir. O doğduğunda babası Bosna Hersek teftişindedir. Üçüncü çocuğunu erkek bekleyen Paşa, ona “İsmail Neyyir” adını vermeyi düşünür. Ahmed Cevdet Paşa çocuklarına evinde, zamanın pozitif ilimleri de dâhil bütün ilim dallarını, her biri alanında uzman, özel hocalar tutmak suretiyle verdirmiştir. Hatta Ali Sedat Bey için evde bir laboratuvar bile kurulmuş. Çocukların evde tahsil görmelerinin sebebi ise bilindiği gibi Ahmed Cevdet Paşa’nın resmî memuriyetleri dolayısıyla sürekli bir yerde ikamet edemeyişi ve sıklıkla yer değiştirmesidir (Çocuk yaşta Halep, Yanya ve Şam’da bulunmuşlar). Fatma Aliye’nin çocukluğunda, vaktini haremden çok selamlıkta geçirdiği için babasının itibarlı konuklarıyla tanıştığı biliniyor. Fakat Emine Semiye için böyle bir kayda rastlamıyoruz.
Emine Semiye, tarih ve din derslerinde ablası Fatma Aliye kadar ileri gidememiş; daha ziyade edebiyat ve felsefeyle ilgilenmiştir.
Temel matematik bilgilerinin yer aldığı Hülâsa-i İlm-i Hisap (İstanbul, 1894) isimli eserini yazmasında, aldığı matematik derslerinin de payı vardır. Kaynaklarda onun Paris ve İsviçre’de psikoloji ve sosyoloji eğitimi aldığı belirtilmektedir.
Emine Semiye iki kez evlenmiş. İlk eşi Kazasker Mustafa Paşa vefat edince, dadısının oğlu Reşid Paşa ile evlenir. Toplam 4 çocuk dünyaya getirmiş, ancak bunlardan biri bebekken biri de 8 yaşında vefat etmiş. Hayatta kalan iki çocuğu Hasan Rıza ve Cevdet’tir. Reşid Paşa ile 1908’den sonra araları iyice bozulmuş ve boşanmışlar, boşanmadan sonra çocuklarına kendisi bakmış.
Emine Semiye, eşi Reşid Paşa’nın resmi görevi sebebiyle gittiği ve 9 sene kaldığı (bunun 4 senesini gene eşinin görevi sebebiyle Serez’de geçirirler) Selanik’te “İnas Mektepleri” müfettişliği yapmış, ayrıca siyasi faaliyetlerde bulunmuş. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin resmen kurulmasa da kadrolarının ve amaçlarının belirlendiği, okullarının açılmaya başlandığı o yıllardaki faaliyetleri, bilindiği gibi Selanik ve Paris’te odaklanmıştı. Cemiyetle teması da işte bu Selanik görevi sırasında başlar.
Selanik’teyken civar şehirlere kısa süreli seyahatler yapıp izlenimlerini yazıya dökmeyi ihmal etmemiş. Hem oraları gidip gezme imkânı olmayan kadınları bilgilendirmek, hem de hatırat olması amacıyla yaşadıklarını kayıt altına alıyor, bunları yayımlıyor da. Selanik’teyken Farsça ve tasavvuf dersleri aldığı da belirtilmektedir. Yine 1895 sonrasına rastlayan Selanik yıllarında Selanik’te çıkan Mütalaa gazetesinin başyazarlığını yapmış, diğer yandan İstanbul’da çıkan Hanımlara Mahsus Gazete’nin daimi yazı kadrosu içinde yer alarak hikâye ve romanlar, çeşitli konularda makaleler kaleme almıştır.
Reşid Paşa, 24 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyetin ilânından sonra bir süre sonra Edirne’ye vali olmuş ve Emine Semiye de eşiyle birlikte Edirne’ye gitmiştir.
İttihat ve Terakki’nin kuruluş aşamasından itibaren içerisinde yer alan Emine Semiye, II. Meşrutiyet öncesinde II. Abdülhamid karşıtı ve “hürriyet” yanlısı tavırlarıyla dikkatleri üzerine çekmiştir.
Halide Edip Mor Salkımlı Ev adlı hatıratında 1906’da Selanik’te açılan İttihat ve Terakki Partisi’nin tek kadın üyesinin Emine Semiye olduğunu kaydeder: “1906’da orada bir teşekkül vücut bulmuş, İttihat ve Terakki Cemiyeti kurulmuştu. Üçüncü ordu zabitlerinden Enver, İsmail Hakkı, Niyazi, Mustafa Kemal, Eyüp Sabri, Cafer Tayyar’lar faal azaları idi. Fakat o gün, ön safta en fazla Niyazi, Enver ve Fethi görünüyorlardı. Tek kadın aza, kadın muharrirlerimizden Emine Semiye idi.”
II. Abdülhamid devrinde kadınlar haremin dokunulmazlığından yararlanarak İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin gazete ve mektup gibi belgelerini taşımışlardır. Emine Semiye’nin cemiyetin “teşkilat-ı hafiye”sinde yer aldığı belirtilir.
II. Meşrutiyet’in ilanından ve İttihat Terakki idaresinin başa gelmesiyle beraber, Emine Semiye’nin yeni iktidardan özellikle kadın haklarına yönelik beklentilerinin boşa çıktığını, üstüne üstlük bu dönemde kadınlara saldırıların arttığını görür. Ayrıca 1909’da basına büyük kısıtlamalar getiren sansür kanunun da yürürlüğe girmesi de onu öfkelendirmiştir. Böylelikle cemiyete ilk eleştirilerini yöneltmeye başlar. Emine Semiye bu dönemde kadınların haklarını korumak ve savunmak amacıyla “Hizmet-i Nisvan” derneğini Aralık 1908’de Edirne’de kurar. Yine bu dönemde Osmanlı Demokrat Fırkası’nda faaliyet göstermeye başladığı kaynaklarda belirtilir.
Balkan Harbi ve Çanakkale Savaşı sırasında Emine Semiye, gönüllü hemşirelik yapar. 1916-1918 yılları arasında Halide Edip’le birlikte Suriye’ye giden öğretmenler arasındadır. 1922’den sonra tekrar öğretmenliğe dönerek 6 yıl boyunca Edirne, Adana, Sivas, Ordu gibi şehirlerde vazife yapar. 1944’te vefat eder.
Yazı hayatı
Yazı hayatının en velut dönemi, 1895–1908 yılları arasıdır. Hanımlara Mahsus Gazete, Mehasin, Mütalaa, Kadın, İnci ve daha birçok gazete ve dergide yazıları çıkar.
Emine Semiye’nin gerek gazete yazıları, gerekse hikâye ve romanları iki temel meselenin ekseni etrafında döner: Eğitim ve kadın. Bu iki konunun çatallanan birçok alt başlığı vardır. Kadın ve aile, kadın ve eğitim, kadın hakları, kadın hareketi, kadın ve ekonomi, kadın ve moda; çocuk eğitimi ve pedagojisi, bu konuda yapılan yanlışlar ve söz konusu yanlışlara çözüm yolları, gibi… Kadının çocukluğu, genç kızlığı, evliliği ve sonrasında anneliği süreçlerindeki formasyon eksikliğinin yol açabileceği toplumsal sorunları dile getiren Emine Semiye, bütün eserlerinde kadın ve çocukların eğitimi meselesine ayrı bir önem atfetmiştir. Hatta eğitimci kimliğini yazarlığıyla gazete sütunlarında birleştirerek, pozitif bilimlerden kadınları haberdar etmek maksadıyla anatomiden fizik ve kimyaya, biyolojiden matematik ve felsefeye uzanan birçok ilmin harmanlandığı yazılarını “Hanımlara dürûs-ı hikmet” başlığıyla ve sohbet üslubuyla yayımlamıştır. Kadın hareketi üzerine pek çok yazı yazan Emine Semiye, “İslamiyette Feminizm” gibi yazılarında Asr-ı Saadet’ten başlayarak tanınmış Müslüman kadınların öncü yanlarından söz eder. Emine Semiye’ye göre, medenileşmek zaten İslamiyet tarafından emredilmekte ve peygamber aracılığıyla da uygulanmakta ve anlatılmaktadır. Yazar İslam’ın kadına vermiş olduğu hakların engellenmesine ve kadının toplumsal hayattan soyutlanarak eve kapatılmasına karşı çıkmaktadır.
Emine Semiye’nin edebi eserlerine gelince, hemen hepsinde bir ahlâk ve terbiye kaygısı ön plandadır. Zaten kendisi de sadece ahlâk ve terbiyeye hizmet için yazdığını, devrin meşhur yazar kadınları arasında edibelik iddiasında bulunmasının mümkün olmayacağını ifade etmektedir.
Bütün yazıları ve romanları gazete sayfalarında kalan Emine Semiye’nin eski harflerle basılmış iki eseri vardır: Sefalet (roman), Hülasa-i İlm-i Hisab (matematik ders kitabı)
Hazırlayan: Kadriye Kaymaz
{jcomments on}