1996
1976 yılında Vancouver’da yapılan Habitat I. Konferansı, istediği başarıyı yakalayamayınca önce kendini sorguladı. Alınan kararları uygulatabilmenin en kolay yolunun kararı uygulayacak olan toplumları karar mekanizması içine çekmek olduğunu düşündüler. Böylece BM, Habitat II konferanslarını STK’ların katılımı ile gerçekleştirme kararını aldı. Her ülke hazırlayacağı ulusal raporda, o ülkenin STK’larının görüşlerine de yer verecekti. Ayrıca küresel bir rapor hazırlanacak her ülke kendi çözümünün bu raporda yer almasına çalışacaktı. Halbuki bakıldığında görüldü ki, STK’ların rapora etkisi “devede kulak” örneği idi. Devlet bu konuyla ilgili kişileri atamış, onlarda bu raporu çoktan hazırlamışlardı. Ancak STK’ların katılımı söz konusu olduğundan, kendi görüşlerine uygun olanlardan seçtikleri kelime ya da paragraflara raporda yer verildi. Bu konuda daha şanslı olanlar, raporu hazırlayan kesime görece daha yakın anlayışta olan STK’lardı. Bu aldatmaca içinde hazırlanan rapor, küresel rapora etki etki edebilecek süreyi de çoktan geçirmişti. Hazırlanan bu raporun “Türk halkını ne kadar temsil ettiği” en çok tartışılan konularda biri oldu. Habitat çalışmaları içinde ulusal rapora etki edebilmek üzere çalışan bütün STK’larda heyecan doruktaydı. Bunun için seminerler, sempozyumlar, toplantılar düzenleniyor kendi aralarında bir yarıştır gidiyordu. Kozalar oluşturulmuş, her koza haftada bir kez mutat toplantılar yapıyor, ayrıca geziler yada atölye çalışmalarıyla ortak bir karar çıkarabilmeye gayret ediyordu. Kelimeler itinayla seçiliyor, kimse kendi görüşüne muhalif bir kelimenin rapora girmesini istemiyordu. Bu esnada ortaya çıkan gerginlikler, kutuplaşmanın tipik örneklerini sergiliyordu. STK’ların bir çoğu ilk kez uluslar arası bir konferansa katılacaklardı ve bunun telaşını yaşıyorlardı. Bir çoğu neyi nasıl yapacağını bilemiyordu.
Evet 1976 yılında yapılan Habitat II’den bu yana müspet yönde bir değişme olmamış, aksine yaşanabilirlilik açısından maalesef daha da menfi gelişmeler söz konusu olmuştu. Karar mekanizmasında yer almayan insanların, alınan kararlara uymayacağı düşünülerek STK’ların karar mekanizması içine çekilmesiyle de bu işin çözülebileceğini sanmıyoruz. Zira bu bir zihniyet meselesidir. İnsanın yaradanına ve yaradılmışlara saygı duyması halinde ancak yaşanılabilir bir çevre ve barış ortamı sağlanabilir. Biz Hazar Grubu olarak, Habitat’ın görünen yüzü olan yaşanılabilir ve sağlıklı çevre amacının gerçekleşebileceğini sanmıyorduk. Ancak buna rağmen resmi konferansa biraz da başkalarının teşvikiyle müracaat ettik…
Resmi konferansa katılma şansını yakaladıktan sonra STK formlarına da katılma kararını aldık. Böylece iki arkadaşımız resmi, on arkadaşımız da STK formunda olmak üzere 12 kişi olarak Hazar Grubu’nu temsil ettik.
Bizim için önemli olan noktaları tespit ettik ve çalışmaya başladık. Amaçlarımız şunlardı;
-Uluslararası konferanslar hakkında bilgi edinmek, deneyim kazanmak,
-Uluslararası ilişkiler kurmak,
-Türkiye’den katılan STK’larla tanışmak,
-Dünyanın gündemini yakalamak,
-İlgi alanımıza giren konular hakkında zihin jimlastiği yapmak ve farklı bakış açıları kazanmak,
-Kendi mesajımızı diğer katılımcılara ulaştırmak,
-Ayrıca BM’in görünen yüzünün aksine, görünmeyen yüzünü bir fotoğraf sergisiyle ortaya koymak ve bu konuya canlı şahitlik yapacak Bosna’lı Müberra İsanoviç ile ‘Savaşta Kadın Olmak’ adlı toplantıyı düzenlemek istedik.
Bu amaçlarımızı olabildiğince gerçekleştirmeye çalıştık. Ancak Habitat’ın umulandan sönük geçmesi ve katılımın az olması nedeniyle hiç kimsenin umduğunu bulamadığı da bir gerçek. BM’in düzenlediği Habitat II, insan yerleşimleri ve kentleşme ana konusuyla, insanlar için sağlıklı bir çevreyi, böylece de insanların mutluluğunu amaç edinmişti. Bu aslında garip bir çelişkiyi de içeriyordu. Bir taraftan sağlıklı çevre diyeceksiniz, diğer taraftan insanların başlarına yıkılan evlere ses çıkarmayacak hatta müsebbibi olacaksınız. Bu noktadan baktığımızda BM’i “Zulmedenlere, yeryüzünde bozgunculuk yapmayın denildiğinde biz sadece ıslah edicileriz derler…” ayeti ne güzel açıklıyor.
BM’in Bosna’da Sırplar’la işbirliği yaptığını artık herkes biliyor, Beyrut’taki BM kampına sığınan sivilleri İsrail askerleri bombalarken de hiç sesleri çıkmamıştı. Kuzey Irak’a ambargo uygulayarak, açlık ve ilaç yokluğundan ölen binlerce çocuğun katili olmuşlardı. Kuzey Irak’a hala daha insani yardım yapılmamaktadır. Ruanda ve diğer Afrika ülkelerinde ise sömürü, katliam v.b. bir sürü olay devam etmektedir.
Öyleyse hangi insan, hangi yaşanılabilir çevre.. Acaba bu konferanslar BM’in bu çirkin yüzünü örtmek için mi düzenlenmektedir?
¯BM neden Bosna’da Sırplarla işbirliği yaptı?
¯BM son 10 yıl içinde hangi ülkeleri terörist ilan etti?
¯BM çevre formüllerini hangi ülkelere dayattı?
¯Şunda hangi ülkelere ambargo uyguluyor, neden?
¯Kalkınmayı sınırlandırıcı yaptırımları hangi ülkelere dayatıyor?
¯BM’in veto kararları hangi ülkeleri kana boğdu?
¯Nato eski sekreteri Clares neden” yeni düşman İslamcı köktenciliktir” dedi?
İşte bütün bu soruları sorduğumuz ve bu sorulara cevap niteliği taşıyan görüntülerden oluşan “Yeni Dünya Düzeni” adını verdiğimiz bir fotoğraf sergisi düzenledik. Sergide Bosna, Çeçenistan, K. Irak, Halepçe, Somali, Ruanda, K. Afrika, Lübnan, Filistin gibi ülkelerdeki sıkıntıları, acıları, zulmü anlatmaya, insanları daha duyarlı, daha bilinçli olmaya çağırdık. Bütün bu vahşeti kurgulayanları göstermeye çalıştık. Büyük ilgi gören sergimizi, dağıttığımız broşürlere bakarak en azından 4.500 kişinin gezdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunların arasında BM delegeleri de dahil pek çok yerli, yabancı resmi delege ve STK temsilcileri, ABD, İngiltere, Fransa, Kore, Japonya, Singapur, Avusturalya, Avusturya, Hollanda, Kanada, Mısır, İran, Pakistan, Tanzanya, Nijerya, Afrika gibi ülkelerden gelen misafirler de vardı.
Sergi münasebetiyle açtığımız deftere, yüzlercesi düşünce ve duygularını aktardılar. Bu yazılarda gördük ki, insanlarımızın bu konudaki patlamaya dönük hislerine tercüman olmuşuz. Bunun için pek çok tebrik ve dua aldık. Bunları sizinle paylaşmak istiyoruz.
¯Harika bir sergi. Düzenleyenlere saygı duyuyor teşekkür ediyorum. Bu sergiden herkesin haberi olmalı. Sesimizi duyurdunuz sağolun.
Yazar İhsan Işık
¯Bu sergide insanlar kendilerinden saklanılmak istenen bir çok gerçeği görebilirler. Teşekkürler.
Vefa Anadolu Lisesi Öğrencileri
¯ Şok edici fakat, gerçek ıstırabı durdurmanın bir yolu da onun feci yüzünü insanlara anlatmaktır. Görevimizi yapıyorsunuz, hepimiz adına sağolun.
Prof. Nevzat Yalçıntaş
¯Bu fotoğrafları görünce gerçekten ağlamamak için kendimi zor tuttum. Hepimiz suçluyuz. Utanıyorum insanlığımdan ve hiçbir şey yapmamanın ezikliğinden.
Ümit P.
¯Serginiz çok hoş aynı zamana ibret verici “kollarımızı dünya kadar açtık” diyen logonuz barışın, sevginin ve Bereketullah’ın mesajını en iyi şekilde vermekte. Bizler Hindistan olarak hepinizi seviyoruz.
………… ………..
¯Fotoğraflar ve bilhassa sorular şeklinde oluşturulan mesajlar güzel. Ellerinize sağlık ve tabii ki teşekkürler.
Yazar Ekrem Kızıltaş
¯Fotoğraflar, insan olmanın anlamını unutmuş bir dünyanın suratına inmiş birer tokat gibi. Hazar Grubunu tebrik ederim.
Yazar Abdurrahman Arslan
¯Yüzyıllar boyunca modern dünyaya kadar devam eden savaşın ve şiddetin gösterdiği şok edici bir sergi. İyi yapılmış…
Paul Flamagen/Avusturalya
¯Siz ve siz, kötülük yapmak yaşamlara son vermek için özel çaba harcayan ne olduğu meçhul varlıklar. Belki size birilerinin nefeslerini kesmek çok zevkli gelebilir. Hiç sevmeyi denediniz mi? İnanın o kadar zor değil
Esra ….
¯İnsana yaşamın anlamını düşündüren bir sergi
Demet Cabban
¯Her doğan çocuğun güzel bir dünyada yaşama hakkı varsa ve dünya önce çocuklara ait ise, gün yürüyüş günüdür, insana ve çocuğa..
Çocuk yüzlü devrimler gerçekleşmezse bu acılar dünyayı kuşatacak ve bu acı bizi öldürecek.
Mustafa Ruhi Şirin
¯Gerçekleri çok güzel göstermişsiniz. Allah sizden razı olsun.
Tüm bu savaşları yapanların canını cehenneme versin
Altay Muratov/Kazakistan
¯Batı düzeninin dünyadaki kan, kin, ölüm kusan ve kokan uygulamalarını fotoğraf serginizde belgelenmiş olarak gördük. Teşekkür ediyorum.
İst.B.Şehir.Bld.Bşk. Recep Tayyip Erdoğan
¯BM’in nasıl bir millet olduğunu üzülerek gördüm. Bütün bu eziyetleri çeken kardeşlerimize bu milletin hiç faydası olur mu?
A.Kösele
¯Hazar Grubu tebrikler. Medeniyet denilen Akif’tense tek dişi kalan Avrupa’yı resimlerle o kadar güzel anlatmışsınız ki…
……………..
¯Bütün bu problemler istekle çözülebilir. İnsanlarda bu istek var ama politikacılarda yok.
Vancouver Canada
¯Orta Asya’daki savaşlar hakkında fazla bilgi alamadığımız için bu sergi ibret verici
Sinagpur’lu bir arkadaş
¯Dünyanın bu kötü gidişatı ümitlerimi iyice kırmışken, bu stantta gördüğüm ve biraz konuştuğum nur yüzlü, gülen gözlü, yıkanmışken ak ruhlu genç kızlarımızdaki iman, benim buruk ruhumdaki gelecek için yeniden ümit kıvılcımları çaktırdı. İnşallah başarırlar.
Lütfi Ayabakan
¯Bu sergi müslüman ve müslüman olmayanların dikkatlerini çekmesi açısından çok önemli.
Sudan
¯Tesadüfen serginizi gezdim. Hiç böyle olmamıştım. Sanki daha önce yaşanmış bunca şeyin farkında değildim. İçimi bambaşka bir duygu sardı. Sanki bütün bunların suçlusu benmişim gibi… Çok duygusuz, katı, soğuk , sorumsuz biriydim. Serginizi gezdikten sonra içimi insan sevgisi doldurdu.
Muzaffer
¯İnsan hakları ve yeni dünya düzeni konulu sergini ziyaret ettim. Tüm dünyadaki müslüman kardeşlere göstermiş olduğunuz sorumluluk beni çok etkiledi.
Kasra Barkeshli
¯Buraya ne yazsam içimde biriken duyguları ve başkaldırma isteğini ifade etmeye yetmeyecek. Allah razı olsun. Hazar’a nazar değmesin.
Metin Öztürk
¯Neden başlarımızı soktuğumuz kum çukurlarından bizleri çıkardınız. Keşke bıraksaydınız da mutlu dünyalarımızda gözleri kapalı, rahat kalsaydık.
……….. ……..
1 Yorum
Bir çalışma nedeniyle siteye girdim ve Habitat’ta yaptığımız çalışmaya katılanların düşüncelerini okudum. Unutmuşum! Tekrar o günlere geri gittim ve sergiyi gezen insanlarla kendi içimde konuştum. Serginin insanları nasıl etkilediğini ancak bir kısım insanın bize nasıl hücum ettiğini yeniden hatırladım.