Dr. Timur Harzadin ile Duygusal Açlık – 23 Aralık 2023 – 20 Ocak 2024

Hazırlayan: Yorum yapılmamış Paylaş:

Duygusal yeme bireyin duygusal durumlarına bağlı olarak yeme davranışlarında değişiklik yapmasıdır. Bu genellikle stres üzüntü öfke yalnızlık yorgunluk veya sıkıntı gibi negatif duygularla başa çıkmak için kullanılan bir mekanizmadır.

Duygusal yeme gıdalarla duygusal bir bağ kurmayı içerir. Bireyler mutluluk rahatlama veya teselli gibi olumlu duygusal tepkileri tetikleyen yiyeceklere yönelirler. Bu yiyecekler genellikle yüksek şeker, yağ ve kalori içerir. İnsanlar genellikle belirli duygusal durumlarla başa çıkmak için yeme eğilimindedir.

Örneğin stres altındayken abur cubur yemek, üzüntülüyken tatlıya yönelmek gibi. Duygusal yeme sırasında kişinin normal yeme alışkanlıkları değişebilir. Duygusal yeme genellikle planlı olmayan, dürtüsel ve kontrolsüz yeme davranışlarına yol açar. Bazen mutluluğa tahammül edememek de duygusal yeme davranışlarına yol açar. “Çok depresifim, okuduğumu anlamıyorum, öğrenemiyorum” şeklinde şikayetler de ilave olabilir.

Duygusal yeme kısa vadede geçici bir rahatlama sağlar. Uzun vadede kilo alımı, bağırsak florasında bozulma, obezite gibi sağlık problemlerine yol açabilir. Sistematik inflamasyon genel sağlık üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilir.

Kronik sistemik inflamasyon beyin hücrelerinin hasar görmesine ve fonksiyon bozukluklarına neden olabilir. Obezite sadece beyni değil vücuttaki tüm organlarda inflamasyona sebep olur. Günlük hayatın stres faktörleri, iş sorunları, ekonomik zorluklar veya kişisel ilişkilerdeki gerginlikler, duygusal yeme davranışını tetikleyebilir.

Kayıplar, hayal kırıklıkları veya sosyal izolasyon durumları, üzüntü ve yalnızlık hissini artırabilir. Bu duygusal durumlar, konfor sağlayan yiyeceklere yönelme eğilimini tetikler. Kişisel tatminsizlikler veya duygusal boşluklar, bireylerin bu eksiklikleri gidermek için yemeğe başvurmalarına sebep olabilir. Çocukluk döneminde kazanılan yeme alışkanlıkları ve aile içindeki yeme kültürü, yetişkinlikteki yeme davranışlarını etkileyebilir. Örneğin ödül veya teselli olarak yiyecek verilmesi, duygusal durumlarla yemeği ilişkilendirme eğilimini artırabilir. Mutluluk veya heyecan gibi pozitif duygular da bu davranışı tetikleyebilir. Duygusal yeme, kısa vadeli duygusal rahatlama sağlasa da, uzun vadede duygusal dalgalanmalara neden olabilir. Bu durum yeme davranışlarını gizleme eğilimine yol açabilir.

Sürekli duygusal yeme davranışları, bireyin kendine olan güvenini ve beden imajını olumsuz etkileyebilir. Duygusal yeme sonrası bireyler sıklıkla suçluluk ve utanç hissederler.

Duygusal yemeyi önlemenin ilk adımı, duygularınızın farkında olmak ve hangi duyguların yeme davranışınızı tetiklediğini anlamaktır. Günlük tutma veya duygu günlüğü, bu farkındalığı artırmada etkili olabilir. Hangi durumların veya olayların duygusal yeme davranışınıza yol açtığını belirleyin. Bu egzersiz yeme davranışınızı daha iyi kontrol etmenize yardımcı olabilir.

Kaliteli uyku, beyin fonksiyonları için hayati öneme sahiptir. Uyku öğrenilen bilgilerin işlenmesi ve hafızada uzun süreli olarak saklanması için kritik bir zaman dilimidir. Kaslı ve atletik olmak, sosyal etkileşim sosyal bağlar beyin sağlığı için çok önemlidir. İnsanlar sosyal varlıklar olduğundan sosyal bağlantılar hem psikolojik hem de nörolojik sağlık üzerinde önemli etkilere sahiptir. Yaratıcı hobilere zaman ayırmak, resim yapmak, müzik aleti çalmak gibi yaratıcı aktiviteler beyin fonksiyonlarını destekleyebilir ve yaşam kalitesini artırabilir. Seyahat ve yeni deneyimler de beyin için geliştiricidir.

Stres Yönetimi, yoga ve meditasyon gibi rahatlama teknikleri beynin varsayılan mod ağı “default mode network” üzerinde etkili olabilir. DMN beyinde dinlenme durumundayken aktif olan ve içsel monolog veya zihinsel gezinti ile ilişkilendirilen bir beyin ağıdır.

Alkol tüketimini sınırlamak, öğrenmeye devam etmek, pozitif düşünce ve iyimserlik beyin sağlığını olumlu etkiler. Pozitif düşünce stres hormonlarının seviyelerini düşürmeye yardımcı olabilir. İyimser bir zihinsel tutum, zorluklar ve hayatın stresleriyle başa çıkmada bireylerin psikolojik dayanıklılığını artırabilir. İyimserlik karar verme sürecinde daha pozitif bir yaklaşım sağlayabilir. Pozitif düşünce, problem çözme yaklaşımlarını ve yaratıcı düşünceyi iyileştirebilir.

Kişiyi konfor alanından çıkartacak davranışlarda bulunmak, örneğin sizi iyi hissettiren şeyleri zaman zaman daha az yapmak, sizi zorlayan rahatsız eden eylemleri daha çok yapmak da iyileştirir. Çok konuşan biri az konuşmayı geliştirebilirken az konuşan ve konuşmayı sevmeyen biri daha fazla konuşmayı geliştirebilir. Çok çalışkan biri zaman zaman az çalışmayı ve tembelliği deneyimlerken, tembel birisi de zaman zaman kendisini zorlayıp çok çalışarak çalışkanlığı deneyimleyebilir. Çok hareketli birinin hareketsizliği deneyimlemesi, hareketsiz olanın ise daha hareketli olması, beyinde farklı alanların çalışmasını sağlayacaktır.

Önceki Yazı

Eğitimci Vildan Akdoğan Çetinkaya ile Kariyer Gelişimi Eğitim ve Atölyeleri – 11-12 Ocak 2024

Sonraki Yazı

Cihan Aktaş ile Şehrazat Balkonda Söyleşisi – 9 Aralık 2023

Bunlar da ilginizi çekebilir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir