Cinsiyet Eşitliği ve Siyasal Katılım Sempozyumu

Hazırlayan: Yorum yapılmamış Paylaş:
6-7- Şubat-2006
Hazırlayan: Ayla Kerimoğlu

TESEV’in düzenlediği Ortadoğu ve Güney Afrika’da cinsiyet eşitliği v e siyasal  katılım konulu sempozyum 6-7 Şubat’ta İstanbul Hilton Otelde gerçekleştirildi.
Programa Ürdün, Irak, Suudi Arabistan, Mısır, Lübnan, İran, Bahreyn, Pakistan, Türkiye, Fas, Libya, Yemen, Sudan, Filistin, Cezayir, Afganistan, Almanya, Kuveyt, İtalya, Rusya, ABD, İngiltere Birleşik Arap Emirlikleri gibi pek çok ülkeden 150 yi aşkın  STK temsilcisi katıldı.

Sempozyumun amacı, kadınların siyasal hayata katılımlarını desteklemek, geliştirmek ve demokratik katılıma katkıda bulunmak için hükümet-sivil toplum ilişkisini güçlendirmek olarak belirlenmişti.

Sempozyum, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da demokratikleşmeyi destekleme planı çerçevesinde 2004 G–8 zirvesinde oluşturulan Demokrasi Destek Diyalogu kapsamında gerçekleştirildi.

İtalya, Türkiye ve Yemen hükümetleri, birer sivil toplum kuruluşu ile işbirliği içerisinde bu girişimin eş başkanlığını yürütmektedir.

Haziran 2005’te TESEV tarafından düzenlenen toplantının sonuçlarını daha detaylı bir şekilde ele alan Sempozyumda, ‘Cinsiyet Eşitliği ve Siyasal Katılım’ ana teması üzerinde durulmuştur. Buradan çıkan öneriler, Mayıs 2006’da Demokrasi Destek Diyalogu (DAD) programı çerçevesinde düzenlenecek ve sivil toplum temsilcilerini hükümetlerle bir araya getirecek bir konferansta sunulacaktır.

Sempozyumun Konusu;
-Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde kadınların siyasal hayatta daha aktif rol oynamalarının ne şekilde sağlanabileceği,
-Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ni (CEDAW) daha etkin uygulama konusunda sivil toplum kuruluşlarının bölge hükümetlerine nasıl destek olabileceğinin belirlenmesi,
-Bölge hükümetlerinin cinsiyet eşitliğini sağlama konusunda daha etkin hale getirilmesinin nasıl teşvik edilebileceği idi.

TESEV Dış Politika Program Direktörü Mensur Akgün, açılış konuşmasında, Demokrasi Destek Diyalogu(DAD) programının bölgede gelişmekte olan reform dinamiğine destek verme hedefinin olduğunu ve programın 2006 yılındaki temalarının iki başlıkla ele alınacağını söyledi. Akgün, temaların ilkinin “Kadınların kamusal hayata katılımı; ikinci temanınsa siyasi çoğulculuk ve seçim süreçleri olarak belirlendiğine dikkat çekti.

Akgün, demokrasinin istikrarlı bölgede yeşereceğini; kurumsallaşma ve katılımın da demokratikleşmede istikrarı getireceğini belirtti.

TESEV Yönetim Kurulu Başkanı Can Paker, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da kadınların toplumun en mağdur kesimlerini oluşturduğunu söyledi. Eğitimin en çok vurgulandığı ülkelerde bile okur-yazar oranının yüzde 35’lerde seyrettiğini belirterek, “Kadınların toplumsal hayatın her alanında varolması ve toplumsal cinsiyet eşitliği, demokrasinin olmazsa olmazlarındandır” diyerek kadın sorunlarının çözümü için güçlü kadın kuruluşlarının olması gereğine işaret etti.

Feride Acar, CEDAW’ı192 ülkeden 180’inin kabul ettiğini, bu yüzden CEDAW’ın evrensel bir ölçüt olma kapasitesinin bulunduğunu ve tek hukuki bağlayıcı enstrüman olduğunu belirtti.

Konuşmasını Arapça yapan Emel Basha Yemen’de “gender” kelimesinin kargaşaya yol açtığını, “Ruslardan kaçın” demeye benzer tarzda reaksiyona yol açtığını, kendisinin master eğitimi sırasında bir yılını bu kelimeyle ilgili araştırmaya verdiğini ve Arapça’da tek bir kelime ile karşılığının bulunmadığı için “eşitlik” kelimesini kullandığını  belirtti.
Yemenin siyasi tecrübesinden hareketle (1993,de 11 olan kadın milletvekili sayısı önce 22’ye, 2003’den sonra da 1’e düşmüş) demokratikleşme ile kadının siyasi katılımının paralel süreçler olmadığını ifade etti.

Serpil Sancar ise bölgedeki kadınları güçlendirecek önemli parametrelerden birinin kadınlar arasında ilişkinin güçlendirilmesi olacağını söyledi. Geleneksel ve modernlik ikileminin kadınların bir araya gelmelerine engel olduğunu bunu aşmak gerektiğini belirtti ve programın başarısının buna bağlı dedi.
Global kadın hareketinin de çok önemli olduğunu ve lokal—global ittifakının bu açıdan çok önemli olacağını belirtti.

Atölye Çalışmaları

Atölye çalışmalarında genel olarak ülkelerin kadın konusunda yaşanan sıkıntıları dile getirildi:
Bu problemlerin çözümü için kadınların karar alma mekanizmalarının her kademesinde yer almalarının önemine değinildi, geçici kota uygulamalarının gündeme getirilmesi ve  siyasi katılımın bütün kadınlar için eşit hale gelmesi gereğinin altı çizildi.

Cinsiyet eşitliğinin her alana yayılması ve toplumun her kesiminde kabul görmesi için toptan bir dönüştürme kampanyasına ihtiyaç olduğunu, okulların müfredat programlarının buna uygun hale getirilmesi,

Hükümetlerin zaten imzaladıkları CEDAW protokolünün hayata geçirmesi ve CEDAW’a çekince koyan ülkelerin bu çekincelerinin kaldırılması konusunda baskı uygulanması,
Bu süreçte STK’lara etkin bir rol verilmesi, STK -hükümet işbirliği içinde bu düzenlemelerin yapılması,

Devlet güdümlü STK’ların dışında alt ve orta sınıf kadınların temsil edildiği STK oluşumu için de çaba gösterilmesi gereği vurgulandı.
Yapılacak anayasal değişiklikleri uygulama açısından STK’ların takip etmesi ve G-8 ülkelerinin bu konuda hükümetlere baskı uygulamasının süreci hızlandırıcı etkiye sahip olacağı ifade edildi,

Ayrıca bir kadın enstitüsü oluşturulup burada alınan kararların hükümetler nezdinde takip edilmesi önerildi.

Bir Kısım Katılımcının Yaptığı İtiraz Konuları İse Şunlardı:

Buna karşılık bazı katılımcılar tarafından ;
CEDAW protokolünün bir din haline getirilmesinin yanlış olacağı,
Bu protokolün bölge halkının hassasiyetleriyle ters düşen tarafları ve kendi içinde bir takım çelişkileri olduğu,
Bu hassasiyetlere dikkat edilmesi gerektiği, aksi halde inanç özgürlüğünün tehlikeye düşebileceği,
İngiltere’de dahi CEDAW protokolüne uygun olmayan uygulamaların var olduğu,
ABD’nin bu protokolü imzalamadığı halde bölge halklarına bunu dayatmasının çifte standart olduğu,
G-8 ülkelerinin bu çerçevede rol almasının gereksiz olduğunu,
Bu bölgelerin daha acil güvenlik ve ekonomik sıkıntılar içinde olduğu
şeklinde bazı itirazlar dile getirildi.

Oturum arasında yaptığımız görüşmelerde toplantı sonuçlarının aslında çok önceden belli olduğu ve katılımcılardan bunu onaylaması beklendiği yönünde endişelerini dile getirenler de vardı.

Kapanış Konuşmasını Bakan Nimet Çubukçu Yaptı.
Sempozyumun kapanış konuşmasını yapan Bakan Nimet Çubukçu:
“1960’lı yıllarda ivme kazanan kadın hareketleri günümüzde toplumsal taleplerle örtüşmeye başlamıştır.
Dünya parlamentolarında her 1 kadına karşılık 10 erkek parlamenter görev yapıyor. Ülkemizde de, iyimser bir tablonun olmadığı gerçektir.
‘Yasal anlamda her ne kadar eşit olursa olsun eğitimde, sosyal gelişmede, sağlık hizmetlerinden yararlanmada tam eşit olanaklara sahip olmayan kadınların, erkeklerle aynı şartlarda yarışa tabi tutulması; bir tanesinin ayağına 10 kiloluk demir bağlanıp, ‘diğeriyle eşit koşullarda koş’ denmesine benziyor. Sosyal şartlar, fırsat eşitliğini sağlamada en az yasalardaki düzenlemeler kadar önemsenmeli. Bu anlamdaki çalışmaları hızlandırmak için CEDAW önemli bir yasal araçtır,” dedi.

Sonuç

Sonuç olarak cinsiyet eşitliği ve kadınların siyasi süreçlere katılımı konusunda engellerin kaldırılması ve kolaylaştırıcı tedbirlerin alınması ve CEDAW’ın uygulanması yönünde hükümetlere baskı yapılması noktasında özetlenebilecek kararlarla toplantı sonuçlandı.

Önceki Yazı

5. Uluslararası Ruhsal Travma Günlerine Katıldık

Sonraki Yazı

Womenist Toplantısına Katıldık

Bunlar da ilginizi çekebilir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir