LGBT Bireylerde Dini ve Manevi Eğilimler

Hazırlayan: Yorum yapılmamış Paylaş:

Evrim Anık

 13 Eylül 2014
Din ve maneviyat hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. İnsanların büyük bir çoğunluğunun dinî veya manevî eğilimleri bulunmaktadır. Alan araştırması şeklinde yürütülen bu çalışma, LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel ve trans) bireylerin dinî ve manevî eğilimlerinin nasıl ve ne derece olduğunu konu edinmiştir. LGBT bireylere dair Türkiye’de yapılan çalışmalarda, bu bireylerin dinî ve manevî eğilimlerini inceleyen araştırma yok denecek kadar az olduğundan, araştırma bu yönüyle literatüre önemli bir katkıda bulunmuştur. Araştırma kapsamında Beyoğlu Bölgesi’ndeki LGBT bireylerden 6 lezbiyen, 11 gay, 6 biseksüel ve 7 de trans olmak üzere toplam 30 bireyle derinlemesine mülakat yapılmıştır. Mülakat soruları psikiyatristlerle, psikologlarla, birkaç LGBT bireyle ve de tez danışmanıyla yapılan görüşmeler sonucunda önceden belirlenmiştir. Belirlenen mülakat soruları ile katılımcılarla ses kaydı alınarak ya da internet ortamında görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Mülakatlar ile LGBT bireylerin çocukluk dönemlerinde yaşadıkları trajik olayları, cinsel yönelimleri veya cinsiyet kimlikleri ile ilgili gelişimleri, aile yapıları, dine ve maneviyata olan bakışları, dinin eşcinsellikle ilgili yaptığı yorumlara dair düşünceleri, dinle yaşadıkları çatışma, yaşadıkları sıkıntıların üstesinden gelmede dini başa çıkma yolunu benimseyip benimsemedikleri, Tanrı tasavvurları, dinî ritüellere dair uygulamaları, ahlak anlayışları ve ailelerinin dindarlık dereceleri tespit edilmiştir.
LGBT bireylerin çocukluklarında taciz, şehirlerarası göç nedeniyle uyum sorunu, translarda istediği kıyafeti giyinmesine izin verilmediği için aileyle çatışma yaşanması ve şiddete maruz kalma gibi bazı trajik olaylar olmasına karşın mutlu ve iyi bir çocukluk dönemi geçiren pek çok birey de bulunmaktadır. Genel olarak cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği açısından daha beş altı yaşlarındayken “diğer insanlardan farklı olduklarını” düşündüklerini ve bu durumun ergenlik çağında daha belirgin şekilde hissedildiği ifade edilmiştir. LGBT bireylerden inançlı olanlar cinsel yönelimlerini veya cinsiyet kimliklerini fark ettiklerinde dinle bir çatışma sürecine girmişlerdir. Öncelikle dinde eşcinsellik yasaklandığı için cinsel yönelimlerini veya cinsiyet kimliklerini bastırmaya çalışan bu bireyler, duygularının değişmediğine karar verdiklerinde dini reddetme ya da dinde çıkar yol bulma sürecine girmişlerdir. Dinle uzlaşabilmek için bulunan bazı çıkar yollar şunlardır: 1-Kur’an’daki her ayet farklı yorumlanabildiği için Lut Kavmi’yle ilgili ayetler de farklı yorumlanabilir. 2-İnsanlar homofobik ve transfobik olduklarından dinin LGBT’ye karşı olduğunu söylüyorlar; ama özünde din buna karşı değil. 3-Eşcinsel yaratılmamın bir hikmeti vardır. 4-Her şey değişip dönüşüyorken dinin değişmediği düşünülemez vb. Çıkar yol bulmaya çalışıp da dinle uzlaşamayan bireyler ise dini reddetmişlerdir. Genel olarak inançlı LGBT bireylerin kurumsal olan dini yapıdan manevi olana doğru yöneldikleri yani manevî eğilimlerinin dinî eğilimlerinden daha yüksek olduğu sonucuna varılmıştır. Bireylerin dini eğilim açısından çoğunun (%40) kendilerini Sünni Müslüman olarak, diğer bireylerin ise Alevi, ateist, agnostik ve kararsız olarak tanımladıkları görülmüştür.
Katılımcıların Tanrı tasavvurları sorgulandığında, İslam’da var olan Allah tasavvuruna, deist, panteist veya vahdetü’l-vücût anlayışına paralel olan bir Tanrı tasavvuruna sahip oldukları görülmektedir. Tanrı tasavvurunda Kur’an-ı kaynak olarak alanlar, Allah’ın aynı anda zıt özeliklere sahip olduğunu ve insan aklının kısıtlı olduğunu; deizm ile paralel bir Tanrı tasavvuruna sahip olanlar, bilinçli bir Tanrı olmadığını, dünyayı yaratıp bıraktığını ve panteist anlayışı benimseyenler ise her şeyin içinde Tanrı’dan bir parça olduğunu düşünmektedirler. Katılımcılar tarafından genel olarak, Tanrı’nın merhamet gibi pozitif yönleri ön plana çıkarılmıştır.
Katılımcıların din adına neler yaptıkları sorgulandığında, daha çok dua ettikleri ve maddi yardımda bulundukları görülmüştür. Dua etmenin dışında ise namaz ve oruç ibadetlerini veya diğer dinlerin ritüellerini uyguladıkları sonucuna varılmıştır. Translar lezbiyen, gey ve biseksüellere göre daha inançlı olduklarını ve dini ritüelleri daha çok yerine getirmeye çalıştıklarını ifade etmişlerdir. Genel olarak LGBT bireylerin dinden ve maneviyattan destek aldıkları, inançlı olanların zor zamanlarında üstün bir varlığa sığınma ihtiyacı duydukları ve ayrıca kendi ahlak kurallarını oluşturdukları tespit edilmiştir.
Sonuç olarak toplumda LGBT bireyler arasında inançlı olanların çoğunlukta olduğu (30 katılımcıdan 21’i üstün bir varlığa “Tanrı’ya” inanmaktadır), dinle çatışma yaşayanların çıkar yol bulmaya çalıştıkları ve genel olarak Tanrı’nın merhametini ön plana çıkardıkları tespit edilmiştir.{jcomments on}
Hazırlayan: Evrim Anık
Önceki Yazı

İnsan Hakları ve İslam “Sosyolojik ve Fıkhi Yaklaşımlar”

Sonraki Yazı

Kalp Tutulması

Bunlar da ilginizi çekebilir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir