Prof. Dr. Hayrettin KARAMAN
26 Kasım 1994
Bir ramazan akşamı, Eyüp’te o güzel atmosferde Prof. Dr. Hayrettin Karaman hocamız ve eşi, Prof. Dr. Mehmet S. Aydın hocamız ve eşi Hazar’a misafir oldular. İftardan sonra panel mahiyetinde gerçekleştirdiğimiz programda her iki hocamızın değerli düşüncelerini dinledik.
Aşağıda Hayrettin Karaman hocamızın konuşmasını özet olarak istifadelerinize sunuyoruz:
“Bugün kültürel İslam, iman İslam’ı, Türk İslam’ı, Osmanlı İslam’ı, Kuran İslam’ı, gibi yaşadığımız din hakkında bir takım isimlendirmelerin oluşturulduğunu görüyoruz.Türkiye’ de yaşanan İslam’la ilgili ciddi ve ilmi bir araştırma yok. Ne kadar insanın müslüman olduğu, İslam’ı hangi anlayışla, nasıl yaşadığı konusundaki bilgilerimiz hep tahminlere dayanıyor.
Aslında İslami anlayış ve yaşayışlardaki farklılıklar yalnız bugünün meselesi değildir. Osmanlı geleneğini araştıran bazı ilim adamları, ulema İslam’ı, halk İslam’ı ve tekke İslam’ı olmak üzere üç farklı İslam’dan bahsediyorlar. Bunların yanında bir de İslam’ın bünyesinden çıkmış fakat gayri İslami hüviyette bulunan anlayışlar var.
Osmanlı’ ya kuruluş dönemlerinde sofiyye ya da tekke İslam’ı öncülük etmiş devletleştikten sonra ise hanefilik resmi mezhep olarak kabul edilmiştir. Deyim yerindeyse, siyasi irade kendi inisyatifiyle doğru İslam anlayışını tespit edip ortaya koymuştur. Bundan sonra sizin farklı bir İslam anlayışının propagandasını yapmanız mümkün değildir. Seçilen İslam’ın ideal İslam’la örtüşüp örtüşmediğini tartışabilmeniz için artık test edebilme imkanınız da kalmamıştır. Bundan dolayıdır ki Osmanlı’ yı günümüzle kıyas ettiğimizde farklılıklar olmasına rağmen orada daha yeknesak, tek tip İslam anlayışının ziyadeliğini görürüz.
Bugün biz daha müşkil bir durumdayız. Çünkü o zaman üç grup varken bugün her yeni ilim adamı veya grup kendi İslam anlayışının doğru olduğunu ileri sürüyor, etrafındaki insanlar da “evet, doğru budur” diye elleriyle onu işaret ediyorlar. Bu çevreler çoğu kez de diğer İslam anlayışlarını farklı ve yeni renkler olarak görmüyorlar aksine durdukları yer için “hayır, İslam budur, bunu ötesi küfürdür” diye nitelendiriyorlar.
Mademki tarihte farklı İslam anlayışları olmuş bugün de olması bu açıdan tabiidir. Peki, bugün camiamızın yaşadığı İslam’la doğru anlaşılan İslam arasında bir örtüşme var mı? Bu da çok problemli çünkü bunları takdim edenler insanlardır dolayısıyla görecelidir. Yani bir insan İslam’dan neyi anladı ve neyi yaşadıysa o kimse için İslam odur. Onun karşısındaki ise yanlıştır, eksiktir, kusurludur. Karşısındakine sunduğumuzda ise bu zıtlar tersine döner. Mesela bana sorduğunuzda şahsen ve mecburen bu soruya kendimden hareketle cevap veririm.
Şimdi detaylarıyla, incelikleriyle ve teorik olarak kitaplara, makalelere dökülen ve okuyarak öğrendiğimiz yaşantıyı bir kenara bırakıyorum, çünkü o çok zor. Bugün sünni kesimde kabul edilen âlimlerin ortaya koydukları İslam anlayışları birbirinden o kadar farklı ki eğer o anlayışlar yüz sene evvel ortaya konsaydı gayri sünni değil gayri İslami anlayışlar içerisinde mütalaa edilirlerdi; yani islam dışına atılırlardı. Fakat biz onları hemen dışlamıyoruz. Demek ki bu çağ müslümanları daha hoşgörülü olabiliyorlar. Gerçi bugün de bizim henüz sünniliğin bile dışına atamadığımız kişileri İslam’ın dışına atan hatta katli vaciptir diyen üstelik oldukça saygın insanlar var Türkiye’ de. İşte bu kadar gürültünün ve patırtının içerisinde sizin bir İslam anlayışı ortaya koyarak: “İdeal İslam budur, dünyada ve ahirette mutlu olmak isteyenler İslam’ı böyle anlasınlar ve yaşasınlar” demeniz mümkün değil gibi gözüküyor.
Osmanlı’ nın devamı olan Türkiye’de sağlıklı ve farklı bir adla anacağımız ve saydığımız İslami yaşayışları da içine alacak geniş bir İslam dairesi çizmek zorundayız. O dairenin içinde kalan İslam anlayışı sahih ve meşru görülmeli ve bunlar İslam’ın renkleri olarak kabul edilmelidir.
Doğru İslam anlayışına evrensel ve daha sürekli metodlar üreterek ulaşabileceğimizi düşünüyorum. Bu konuda da üretilen ve yaşanan İslam’dan çok İslam’ı üretirken kullandığımız usül ve metod önemlidir.”
Not: Programın özeti, deşifre üzerinden hazırlanmıştır.