İlhan Kutluer
İz Yayıncılık
Din eksenli medeniyetlerde o veya bu nispette tezahür etme istidadında olan felsefenin, İslam medeniyetinde tezahür ediş şekli yahut tezahür etmiş şekillerini araştırmak, bugün İslam düşüncesinin seyri gibi hayati bir mevzu zaviyesinden bize sunabileceği zihni ilhamlar bakımından önem taşır. Ne de olsa kelam ve tasavvuf yanında felsefenin İslam medeniyet modeli içinde geçirdiği serüvenin fikir tarihi bakımından bir birikim oluşturduğu ve bu birikim tüm doğrudan ve dolaylı etkileriyle İslam düşüncesinin gelişim safhalarında tarihi bir rol oynadığı bilinmektedir. Eğer düşünce tarihimizin üç ana entelektüel geleneği olan kelam ilmi (usul-ı fıkıh dahil), felsefe (bilim dahil) ve tasavvuf yalnızca ilişkileri yahut yalnızca ayrımları açısından okunmaz da hem ilişkileri hem de ayrımları açısından incelenirse kolayca anlaşılabilecek bir husustur bu. İlişki ve ayrımların birlikte dokuduğu, tarihi kanaviçeye bakan muhakkak bir göz bu bütünlüğü zaten fark edecektir.
Ayrımların göz ardı edilmesiyle yapılacak incelemelerin bu üç ana entelektüel geleneği bir diğerine icra etmek gibi bir metodolojik hatayı; ilişkilerin göz ardı edilmesiyle yapılacak incelemelerin bu gelenekler arasındaki bir diğerini besleyici, ivme ve yön kazandırıcı etkileşim leri fark edememe gibi başka bir metodolojik hatayı derinleştireceğini düşünüyoruz. Bütüncüllük endişesine yönelik olan bu metodolojik vurgunun başta cevap aranması istenen sonuyla irtibatı ortadadır. İslam felsefesi tarihinin İslam düşüncesinin günümüzdeki seyri bakımından sağlayabileceği imkan ve verebileceği ilhamların, söz konusu bütüncüllüğün görmezden gelinerek devşirilemeyeceği hususu, işte bu irtibata işaret etmektedir.
Kitap, İslam tefekkür geleneğinin ruhunu keşfetmeye yönelik yazılardan oluşuyor. Yitirilmiş Hikmeti Ararken başlığının çağrıştırdığı anlamlara işaret etmek, geleneğin hem şimdi hem de gelecek için vaat ettiği fikri açılımlara dikkat çekmek istiyor.
Kitap iki bölümden oluşmakta: birinci kısım, İslam bilgelik tarihinin çeşitli tezahürlerini günümüz okuru için taşıdığı imkanlar ve ilhamlar bakımından ele alırken, özellikle İslam felsefesinin bu gelenek içinde (kazandığı/eriştiği) önemli mevkii konu edinmektedir. Bu bölümde yer alan yazıların ortak hedefi tefekkür geleneğimizi ele almanın yöntemleri hakkında belli bir farkındalık oluşturmak, bunu yapmaya çalışırken yorumlayıcı ve anlamlandırıcı yaklaşımlar denemektedir. İkinci kısımda ise araştırma metinleri yer alıyor. Bu bölümdeki makaleler özellikle klasik İslam düşüncesinin felsefi boyutlarını belirgin kılmaya yarayan bir muhtevaya sahip. Önde gelen İslam ve Osmanlı düşünürlerinin diyalojik bir okumaya imkan verecek şekilde ele alındığı bu bölüm, entelektüel tarih çalışmalarına bir nebze olsun katkı sağlama ümidiyle kitapta yer alıyor.
Yazara göre kitabın ilk muhatapları, geleneğin sancaklarını günümüzün fikir dünyasına taşıyacak ve geleceğin medeniyet burçlarına dikecek olan hikmet yolcularıdır. Bu yönüyle kitap, yitik hikmet hazinesine götürecek fikri haritaları geleneğin birikimi ve çağının deneyimiyle yeniden çizecek olan hakikat araştırıcıları için bir yol azığı olmayı amaçlıyor. {jcomments on}
Yazara göre kitabın ilk muhatapları, geleneğin sancaklarını günümüzün fikir dünyasına taşıyacak ve geleceğin medeniyet burçlarına dikecek olan hikmet yolcularıdır. Bu yönüyle kitap, yitik hikmet hazinesine götürecek fikri haritaları geleneğin birikimi ve çağının deneyimiyle yeniden çizecek olan hakikat araştırıcıları için bir yol azığı olmayı amaçlıyor. {jcomments on}