Hayata Dokun; Yaz-Çek-Yönet

Hazırlayan: 3 yorum Paylaş:
 “Hazar’ın ihlaslı kardeşliğinin yüreklere dokunduğuna bugün de şahit olduk elhamdülillah”
Her zaman olduğu gibi bugün de Hazar yoğun bir tempodaydı. Sabah 08.00’de başlayan mesaimiz 15.00 civarında bittiğinde, -veriminden olsa gerek- günün ardından, ‘iyi ki…’ dedirten tatlı bir yorgunluk kaldı. Birkaç haftadır ön hazırlığını yaptığımız “ ‘HAYATA DOKUN’ Yaz-Yönet-Çek” projesinin eğitimi vardı çünkü. Pırıl pırıl gözleriyle adeta ‘biz de sizler gibi hayatı dert ediniyor ve bir şeyler yapmak istiyoruz’ diyen çocuklarımızla projenin önemli bir adımını gerçekleştirdik.
Sınıflarımız iki gün önceden en ince teferruatına kadar öğrencilerimiz için hazırlanmış, bahçe temizlenmiş, masalar, sandalyeler çıkarılmıştı. Hummalı bir çalışma sonunda artık hazırdık, beklemeye başladık. Öğrencilerimiz birer birer içeri girmeye başladığında heyecanımız artıyor, bir aksilik bir eksiklik olur mu endişesi yerini umuda bırakıyordu. Bu çocuklar; bizim öngördüğümüz sorunlu alanlara dair bir farkındalığı belki de çevrelerine taşıyacak gönüllü elçilerimizdi. Hafta sonu tatiline rağmen dernekte eğitim almayı kabul etmiş, sorumlu gençlerdi. Bizi de umuda taşıyan, onların bu haliydi. Öğrencilerimizle birlikte hocalarımız da gelmeye başladı. Onların da bizim heyecanımızı paylaşıyor olması gönüllü ortaklığın bereketini ortaya koyuyordu. Her sınıfın bir hocası iki sorumlusu vardı. Çalışmalarımız, iki sınıftan oluşan fotoğraf atölyesi, birer sınıf röportaj ve kısa film atölyesi şeklinde gerçekleşecekti.

Saat 10.30 da, Şaheser arkadaşımızın, elindeki zili Hababam Sınıfı’nın Hafize Anası misali sallamasıyla dersler başladı. Kısa Film Atölyesi, Mavi Salon’da idi ve ilk dersi veren Boğaziçi mezunu, İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğünde görev yapan bir ama idi. Onun görevi, engellilikle ilgili çocukları bilgilendirmekti. Arkadaşlarımız dahil herkes Halis Bey’in etkili anlatımını dinledi.

Saat 13.00’de öğle arası verildi. Önceden hazırladığımız ikramları almak üzere çocuklar bahçeye çıktığında bahçemiz hiç bu kadar güzel olmadı diye düşündük. Çocuklar, baharda açan laleler gibi, güzel, onlar kadar renkliydiler.

Öğle ikramından sonra fotoğraf yarışmasına katılacak öğrenciler öğretmenleri ve sorumlu arkadaşlarımızla birlikte Selimiye Camii’ne gittiler. Kısa film için eğitim alanlar dernek bahçesinde, Röportaj grubu ise sınıflarında uygulamalı eğitime devam ettiler.

Öğrencilerimize eğitimlerin ardından uyguladığımız memnuniyet anketi, eğitimlerin kalitesini ortaya koyuyordu. Yalnız bir şikayetleri vardı; eğitimlerin bir günle sınırlı olması. O kadar beğenmişlerdi ki bir daha olsa ve yine gelselerdi.

Stresli ve endişeli başlayan gün, yorgun ama mutlu bitti. Bizi heyecanlandıran, her şeyden önce çocukların gösterdiği katılımdı. Geleceğe dair umudumuzu yeşerten bu rağbet, aslında onların da dert edindiği bazı şeylerin olduğunu gösteriyordu. Eğer karşımızdakileri böyle heyecanlı görmeseydik ilerleyemezdik.

Üyelerimizden; Fatma Bal, Emine Akay, Gül Akay, Şaheser Bostan, Şafak Sarı, Songül Albayrak, Birsen Altuntaş, Emir Sultan Baryaman, Songül Ertem, Şehri Zengin, Gülçin Karabulut, Merve Kalsın, Elif Sarı,
Genç Hazar’dan;  Şeyma Ertem, Merve Nur Yıldırım,  Seda Akman, Vildan Ay,
Çalışanlarımızdan; Züleyha Öztürk, Sümeyye Çalışkan, Nergis Kasım, Nazmiye Arslan, Ayşe Arslan,
Dışardan teknik ekip olarak çağırdığımız Furkan Ural, Cemal Tus,
Hocalarımızdan;
Röportajda; Habibe Göksal, Canan Emir,
Fotoğrafta; Merve Aktaş, Abdüsselam Ferşatoğlu, Meryem Aktaş, Fatma Zehra,
Kısa Filmde; Tülin Tezel, Halis Kuralay ve Mustafa Benter’le büyük ve özverili bir kadro olarak bu çalışmayı gerçekleştirdik.
Rabbim bu hayırda emeği geçen herkesten razı olsun.

HAYATA DOKUN PROJESİNİN YÜREKLERDE BIRAKTIĞI ETKİYE DAİR GÜZEL BİR YAZIYLA SİZİ BAŞBAŞA BIRAKIYORUZ…

2 NİSAN 2016
BAYRAM GÜNÜ
Bugün derneğimiz bayram yeri gibiydi. Sanki bayram günüydü… Bayram nedir? Toplanmak, paylaşmak, dayanışmak, beraber gülümsemek… Peki, sosyal sorumluluğu ilke edinmiş bir dernek için bayram nedir? Gençlere, gençliğe, evlatlarımıza önem veren, baş tacı eden bir dernek için bayram nedir? Bugün Hazar’da olandır dersem abartmış olmam inanın…
Onlarca gencin bayram meydanında toplanır gibi, Hazar’ın asırlık manolya ağacının altında güzel bir niyet için toplanmasıdır bayram. O gençlerin kardeşçe bir araya gelmesi, dayanışmasıdır. Hazar’da bugün almış oldukları eğitimle yüzlerinin gülmesi, bayram sevinci yaşamaları ve bize yaşatmalarıdır. İlkbahar’ın habercisi rengârenk laleler arasında, aynı sofraya oturmamızdır, aynı şükrü yapmamızdır Yaratana. Hep beraber geleceğe dair ümitvar oluşumuzdur.
Nasıl güzel bir gündü… Pırıl pırıl gençler. Tertemiz yüzlü, sıcacık yürekli… Merakla, istekle kalkıp gelmişler. Bazıları fotoğrafa meraklı, bazıları yazının büyülü dünyasına meftun… Bazılarıysa hayal perdesinde gerçekliği yakalama peşinde… Ama bir ortak noktaları var ki… Hepsi de iyiliği, güzelliği, doğruyu bulma sevdalısı. Bunu da Hazar’da bayram havasında yaptılar.

Birçoğu bir STK’nın kapısından ilk kez girdi. Güzel olan şu ki misafir gibi karşılanmadılar, geleceğin ev sahibi gibi karşılandılar. Çünkü bu kapı onlara her daim açık… Bugün öğrenci olarak girerler, yarın bir gün onlar başka öğrencileri kapıda karşılar. Aynı sıcaklık ve güler yüzle… Ablalarından gördükleri gibi, öğrendikleri gibi…
Bayram nedir? Bitmese, bir gün daha olsa dediğiniz gündür. Tıpkı bugün gençlerin bize dediği gibi… Ne büyük mutluluk derneğimiz adına bunları işitmek… Dokunduğumuz yüreklerin ses vermesidir bu. Sanki röportaj yapmışız da cevap almışız gibi… Aynı heyecanı paylaştığımızın fotoğrafıdır bu, yıllar sonra bile bakıp hatırlayacağımız…
Bugün, tüm bu yaşananlar aslında nedir biliyor musunuz? Aynı amaçta buluştuğumuzun, birbirimizi sevgiyle kucakladığımızın kısa filmidir aslında. Uzun filmiyse; derneğimizde gençlere olan inancımız, sevgimiz, emeğimiz devam ettiği sürece olacak olandır… Hem de bayram havasında, bayram sevincinde…

Hazırlayan:Fatma Bal

Bu Kategoriyle ilgili Yazılar

Hazar’da “HAYATA DOKUN” YAZ-ÇEK-YÖNET! Projesi

13. yüzyıl düşünürü İbni Haldun’un “toplum insanın ikinci ana rahmidir” vecizesiyle özetlediği, insanların doğduğu toplum tarafından şekillendiği tezinin kuşaklar arası farklılaşmaya da işaret ettiğini söyleyebiliriz.Şimdilerde sosyal bilimciler, farklı zaman dilimlerinde ve farklı toplumsal gerçekliğin içinde doğan sekiz farklı kuşaktan söz etmektedir; gerçeklik algıları, hayatla baş etme yolları ve yaşama tarzlarıyla içinde doğduğu toplumun özelliklerine göre […]

Önceki Yazı

Wo/men for Women Proje İçeriği

Sonraki Yazı

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin Yeni Adı: WO / MEN FOR WOMEN

Bunlar da ilginizi çekebilir

3 yorum

  1. Merhaba,
    çok sevinerek, mutlu olarak okudum.
    demek ki hala bir yerlerde güzel şeyler yaşanıyor, hemde gençlerimizle…
    bunların karşılığını Rabbim sizlere kat kat fazlasıyla veriyordur, emeklerinize sağlık…

  2. Hazar’ın yoğun temposu ile başlamışsınız yazınıza,
    maşallah hep böyle birlikte mi organize oluyorsunuz?
    kalabalıkları organize etmek zordur, ama sizin projeniz tabir-i caizse süper bir organizasyona sahne olmuş, tebrikler.
    bu arada komik gelebilir ama adınızı iki hanım gemide konuşurken duydum, “hazarın yeni projesi, dernek süper işler yapıyor” gibi hararetli konuşunca istemeden dinledim. ama ne yalan diyeyim süper oldu, bundan sonra takipteyim, keşke erkeklere yönelik de programlar olsa.
    epey bir inceledim ama göremedim. bu da benim hazarla tanışma maceram olsun, saygılar..

  3. İhsan Doğan bir Hazar gönüllüsü olarak yazdıklarınız beni mutlu etti,biz Hazar dostları olarak elimizden gelen tüm gayretle organizasyonlar da görev alamaya çalışıyoruz…. Sorumluluğunun bilincinde en ufak ayrıntıyı bile es geçmeyen Hazar Yönetiminin bu organizasyonlar da payı büyük, bir vapur seyahatinin sohbet konusu olmamızı,insanların güzellikle yad ettiği işlere katkıda bulunmamızı sağladığın için iyi ki varsın HAZAR….

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir