Hadis Literatüründe Kadın

Hazırlayan: Yorum yapılmamış Paylaş:

 Dr. Hidayet TUKSAL

18 Aralık 1998

“İslam medeniyetinin oluşmasında ve gelişmesinde önemli rolü olan hadisler, kadın konusunda da zengin muhteva arz etmektedir.

Hz. Peygamber dönemine ve İslam tarihine baktığımızda kadından epeyce bahsedildiğini ve o dönem kadınlarının, toplumdaki yeri, kişiliği ve problemleri gibi mevzular hakkında bilgi sahibi olabileceğimizi görüyoruz.

Vahiy dönemi içerisinde kadınlar erkeklerle, dünya tarihinde eşi olmayan bir mücadelenin ortaya konması için birlikte yer almışlar ve bunu başarılı bir şekilde tamamlamışlardır. Tebliğ ile ilk muhatap olanın bir kadın olması, kadınların da üstelik çocuklarını ve eşlerini bırakarak hicrete dahil olmaları buna örnek olarak verilebilir.

Kadınlar, Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamber’in; “ey insanlar” nidasına kendilerini dahil görmüşler, erkeklerle aynı mekanda topluca namaz kılmışlar, Hz. Peygamber’e ve sonraki siyasi liderlere biat etmişlerdir. Yani kısacası toplum hayatında kendilerini “sorumlu-özne -halife insan” olarak görmüşler ve öyle kabul edilmişlerdir.

Fakat hayata bilfiil katılma ve onu biçimlendirme cesaretinin, sosyal saygınlığın, hiçbir yaratılmışa kul olmama bilincinin ve bunun meydana getirdiği özgüvenin, özgürlük ortamının tarihte yaşamış örneği capcanlı dururken, nasıl oldu da kısa bir süre sonra saygınlık düşkünlüğe, cesaret çekingenliğe, özgüven tedirginliğe, özgürlük köleliğe dönüşmüş, kadın toplumda cahil bırakılmış, çocuktan biraz akıllı köleden biraz özgür konuma girmiştir.

Hz. Peygamber döneminden sonra, aradan daha bir asır geçmesine rağmen insanlardaki anlayışların değişmesi, alimlerin fetvaları, Kur’an’daki hicap ayetlerinin bu doğrultuda değerlendirilmesi sonucu kadınların evde oturmasının daha uygun olduğu fikri hakim olmaya başlamıştır. Genelde ağır basan ataerkil yapı yine ön plana çıkmış ve artık kadın, “asıl insan” olan “erkeğin” dünya ve ahiret hayatındaki başarısını kolaylaştırmak üzere geri çekilmiştir.

Kur’an’da sorumluluk bakımından kadın ve erkeğin aynı şekilde muhatap alındığını gördüğümüz halde, hadis literatüründe olumlu yaklaşımların yanı sıra, olumsuz anlayışların, rivayetlerin varlığını da biliyoruz. Birbirine zıt olan bu anlayışların her birinin de Hz. Peygamber’e isnat edilmesi, üstelik olumsuz yaklaşımların hemen bütün sahih hadis kitaplarında olumlu yaklaşımların yanında yer alması, dinin kadına bakışı konusunda, insanların zihninde, çelişki doğurmaktadır.

Hadis literatüründe, kadın konusunda değişik yaklaşımlar, değişik bakış açıları var. Fakat genel yaklaşım, kadının gerçekten cehennemlik bir varlık olduğu yolunda. Çünkü bu rivayetleri topladığımız zaman, onu cehennemlik kılan pek çok suçun var olduğunu görüyoruz. Nankörlük, cimrilik, sırları ifşa, kıskançlık, huysuzluk, lükse düşkünlük, altın ve ipekle meşguliyet cehennemlik kadın suçlarından bir kaçıdır. Mesela kadınlar, erkeklere nazaran altına ve ipeğe daha düşkünler fakat bizim hiçbir lüksümüz erkeklerin mercedes, volvo, büyük şirketler gibi zaaflarını paha olarak karşılamaz. Demek ki her cinsin kendine göre bir lüksü var. Aslını ararsanız, insanın özünde, yine insanın iyiliği için, birbirlerine kin beslemesinler, kıskanmasınlar diye mütevazilik de var. Bunu kimse inkar edemez. Fakat bu, kadın-erkek herkese düşen bir sorumluluktur. Zaafları olan sadece kadın değildir.

İnsanın eksikliğini anlatan bütün ayetler, hadis literatüründe kadın hanesine yazılmıştır. Sırf erkek cinsini hedef alan hiçbir söylem yoktur. Bu rivayetler çifte standardı ortaya koymaktadır.

Kur’an’da “Biz insanı en güzel surette yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına çevirdik. İnsan nankördür, acelecidir, çoğu duyarsızdır, çoğu sapıktır, başına iyiliğin gelmesini ister gibi kötülüğün gelmesini ister, vs.” tarzında insan kusurlarını anlatan ayetlerin kadın-erkek ayrımı yapmadığını görüyoruz. Bu ifadelerin hepsi insan soyu için zikredilmiştir. Fakat Kur’an-ı Kerim’de bu rivayetleri haklı çıkartacak hiçbir ipucu olmamasına rağmen, tefsir kitaplarında durumun aynı olmadığını biliyoruz. Kur’an’a göre Havva’nın Adem’i kandırma suçu diye bir şey yoktur. İhanet suçu, Havva’nın sol kaburga kemiğinden yaratıldığı, eğri (kusurlu) olduğu, şeytanın en kuvvetli silahı olduğu gibi iddialar bizim hadis literatürümüze Tevrat’tan geçmiştir. Hz.Peygamber, asla,  kadınları şeytan ile özdeşleştirecek kadar kaba, düşüncesiz, sorumsuz değildir. Literatürde okuduğumuz bu manadaki rivayetler, Hz.Peygamber’ in üslubuyla ve yaklaşımıyla bağdaşamaz.

Kur’an-ı Kerim’deki Adem ile Havva kıssasında ihaneti değil insanın yanılması temasının işlendiğini görüyoruz. Fakat buna rağmen bizim alimlerimiz, kendilerini adeta buna bir kılıf bulmak zorunda hissettikleri için, “Havva’nın ihaneti ahlaksızlıkla alakalı değildi. Adem’in ağaçtan tatmasını ve yanılmasını sağladı. Sonraki kadınlar da soya çekimle ona benzemişlerdir, dolayısıyla bu suçtan salim olan hiçbir kadın yoktur. Yani kadınlar kocalarının zaaflarına ve nefislerine uyup yanılmalarını sağlarlar” demişlerdir.

Başka bir grup rivayette akıl ve din bakımından eksik oldukları bildirilir ve dinde uğursuzluk diye bir şeyin olmadığını zikreden bir ravi de aynı yerde uğursuzluk getiren üç şey arasında kadını da sayar. Bir diğer rivayette kadın, eşek ve köpekle birlikte namazı bozan varlıklardan biri olarak geçmektedir.

Bütün bu rivayetlerden anlaşılacağı gibi tarih, kadına karşı olumsuz bir tavır almış ve bunun uzantıları bugüne kadar devam etmiştir. Aslında ataerkil bakışın bu belirlemeleri, sadece İslam dünyasına özgü değildir. Çok daha öncelere dayanan bu zihniyetin Tevrat’ın yazılımıyla kurumsallaştığı söylenmektedir.

Ataerkil anlayışın rivayetlere yansımasının arkasında insan zihninin peşin kabulleri olduğu kadar kasıt da bulunmaktadır. Bu malzemenin tarihimizde, peygamber diliyle meşrulaştırılması ve dokunulmazlığının sağlanması istenmiştir.

Problemlerin aşılması için en önce yapılması gerekenler, Kur’an’ı, sünneti ve bunların getirdiği mesajları iyi anlamak, mevcut rivayetleri ona göre değerlendirmektir. Böylece kaynaklarımız gerçek rehber olma özelliklerine tekrar kavuşmuş olacaklardır.”

Not:Programın özeti, deşifre üzerinden hazırlanmıştır.

Hazırlayan: Dilek Karataş
Önceki Yazı

Kadından Topluma Eğitim

Sonraki Yazı

Günümüzde ve İslam’da Kadın

Bunlar da ilginizi çekebilir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir