Erken Yaşta ve Zorla Evliliklerle Mücadelede Eylem Planı Toplantısı

Hazırlayan: 1 Yorum Paylaş:

13.07.2017

Aile Bakanlığı’nın KSGM bünyesinde düzenlediği erken yaşta evlilikleri konu edinen toplantıya katıldık.

Erken yaşta evlilik olarak tanımlanan 18 yaş altı yapılan evlilikler bütün dünyanın en önemli sorun alanlarından biri olmaya devam ediyor. Sorunun ciddiyetine binaen geliştirilen uluslararası hukuki metinlere rağmen henüz büyük bir başarıdan söz etmek pek mümkün değil.

Konuya ilişkin uluslararası hükümler şöyle:

Türkiye’nin 1989 yılından beri taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre, 18 yaşın altındaki bireyler çocuk olarak tarif ediliyor ve taraf devletleri çocuğu her türlü sömürüye karşı korumakla yükümlü kılıyor.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi; “Evlenme sözleşmesi ancak evlenenlerin özgür iradesiyle yapılır, (m.16/2)” diyor.

Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW)’; “Çocuğun erken yaşta nişanlanması veya evlenmesi hiç bir şekilde yasal sayılmayacak ve evlenme asgari yaşının belirlenmesi ve evlenmelerin resmi sicile kaydının mecburi olması için, yasama dahil gerekli tüm önlemler alınacaktır, (m. 16/2)” hükmünü getiriyor.

İstanbul Sözleşmesi ise, çocuğu ve yetişkini evliliğe zorlamanın suç sayılmasını sağlamak için taraf devletleri yasal tedbirleri almakla yükümlü sayıyor. (m.39)

Bütün bu uluslararası mevzuata rağmen, dünya genelinde 17 yaşın altında 51 milyon çocuk gelin bulunuyor (The International Center for Research on Women, 2005).

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) tarafından hazırlanan rapora göre, bu gidişle gelecek 10 yılda 142 milyon kız çocuğu 18 yaşından önce evlendirilecek. Rapordaki veriler, dünyada her gün 18 yaşın altındaki 37 bin kız çocuğunun evlendiğini gösteriyor.  Bu eğilimin önüne geçilmezse 2020’de 18 yaşından küçük evlendirilen kız çocuğu sayısı yılda 14,2 milyon, 2030’da ise yılda 15,1 milyona ulaşacak. Bu da yaklaşık yüzde 14 oranında artış anlamına geliyor.

Rapor vesilesi ile bir açıklama yapan UNFPA Genel Müdürü Dr. Babatunde Osotimehin, hiçbir sosyal, kültürel veya dini gerekçenin bu evliliklerin çocuk gelinlere verdiği zararı meşrulaştıramayacağının altını çiziyor ve “Bir kız çocuğu kiminle ve ne zaman evleneceği konusunda karar verme hakkına sahiptir. Çocuk yaşta evlilikleri engellemek için birlikte çalışmalıyız aksi takdirde bu insanlık trajedisini sona erdiremeyiz” diyor.

“Marrying too Young: End Child Marriage” (Çok Genç Evlilikler: Çocuk Evliliğini Durdur) başlıklı rapora göre, dünyadaki çocuk gelinlerin yarısı Asya ülkelerinde, beşte biri Sahra Altı Afrikası’nda yaşıyor. Latin Amerika, Ortadoğu ve Doğu Avrupa ülkelerinde de çocuk yaşta evlendirilen kız çocuğu sayısı göz ardı edilemeyecek boyutlarda.

Yine aynı rapor yoksulluğun ve eğitimsizliğin erken evlenme ile yakın ilişkisi olduğu tespitine yer veriyor. Buna göre okula gitmemiş kız çocuklarının ikinci sınıfa ya da daha ileri seviyede okula devam eden kız çocuklarına nazaran 18 yaşından küçük evlenme olasılığı üç kat daha fazla.

Erken yaşta evliliklerin olumsuz etkileri

Kız çocuklarının fiziksel, psikolojik ve ekonomik olarak kendini geliştirme imkanlarından yoksun bırakan erken evliliklerin olası pek çok soruna kapı açmasının yanı sıra anne-çocuk sağlığı üzerindeki etkileri görmezden gelinecek gibi değil. ICRW, 2005 raporuna göre 10- 14 yaş arasındaki kadınların hamilelik döneminde hayatını kaybetme riski 20-24 yaş arasındaki kadınların hamileliklerindeki ölüm riskinden 5 kat, 15-19 yaşlarda ise bu riskin 2 kat daha fazla olduğu tespit edilmiş.

Yine araştırmalar erken yaşta doğum yapan kadınların bebeklerinin ölüm riskinin diğer yaş gruplarına göre 3’te 2 oranında fazla olduğunu ortaya koymaktadır.

Türkiye’ye gelince durum çok da farklı değil.

Erken yaşta “zorla evlendirilen çocuklar” konusunda Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun raporuna göre, çocuk yaşta evlendirmelerin en fazla yaşandığı şehirler,  Kilis, Kars, Ağrı, Muş, Niğde, Bitlis, Kahramanmaraş, Aksaray, Gaziantep, Yozgat. TUİK’in verilerine göre 2015’te yapılan toplam 602 bin 982 resmi evliliğin, 31 bin 337’sinde 16-17 yaşındaki kız çocukları gelin oldu. Bu sayı, toplam evliliklerin yüzde 5,2’sine denk geliyor. 2002’de bu oran  %7,3 olarak tespit edilmişti. Bu ciddi düşüşe sevinmeden önce kayıt dışı evliliklerin bu oranların içinde yer almadığını gözden kaçırmamak gerekir. Zira nüfus idaresine bildirilmeyen çocuk evlilikler TÜİK kayıtlarına geçmiyor. Ancak TÜİK, 15 yaşın altında doğum yapan kadınları kayıt altına alıyor. Bu veriler 13-14 yaşlarında kayıt dışı yapılan evliliklerin bir bölümünü gün yüzüne çıkarıyor.

Doğan Haber Ajansı’na konuşan UNFPA Türkiye Temsilcisi Dr. Zahidul Huque, Türkiye’de 2011 yılında 20 bin ailenin, 16 yaşından küçük kızlarını evlendirebilmek için dava açtığının altını çizmiş. Bugün açılan dava sayısı ne kadar bilmiyor olmakla beraber bu sorunun devam ettiğini 2016 yılında kamuoyunda infial yaratan cinsel istismar önergesiyle biliyoruz.

“Erken Yaşta ve Zorla Evliliklerle Mücadele Strateji Belgesi ve Eylem Planı Hazırlık Toplantısı”

Çocuk ve kadın haklarının en önemli ihlallerinden ve kadına ve çocuğa yönelik şiddetin bir biçimi olan erken yaşta ve zorla evliliklerle mücadele için 2018-2023 dönemlerini kapsayacak olan eylem planı hazırlık toplantısı için Ankara’daydık.

Bu kapsamda kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları işbirliği ile hazırlanacak Eylem Planı ve Strateji Belgesinin içeriği erken yaşta ve zorla evliliklerin azaltılması, kız çocuklarının eğitim yoluyla güçlendirilmesi,  konuya ilişkin bilinç ve farkındalık çalışmalarının planlanması ve kurumsal hizmetlerin iyileştirilmesi olarak belirlenmiş.

Programa Kadın Sorunları Genel Müdürü Başkanı Gülser Ustaoğlu’nun açılış konuşmasıyla başlandı. Ustaoğlu, erken yaşta evliliklerin gelişmiş ülkelerin de sorunu olduğunu ABD örnekliği üzerinden anlattığı konuşmasında şunlara değindi:

“2016 yılında “Unchained At Last” isimli bir sivil toplum kuruluşu tarafından yayınlanan araştırmada ABD’de birçok eyalette yasal asgari evlilik yaşının 18 olduğu ancak ebeveynlerin onayı ile 16 ve 17 yaşında çocukların evlenebildiği belirtilmiştir. Ancak buna rağmen 27 eyalette asgari evlenme yaşı konusunda hiçbir yasal düzenleme bulunmadığı da ifade edilmiştir.

Raporun “Şok Edici İstatistikler” adlı alt başlığında; ABD’de 38 eyaletten elde edilen verilere göre on yıl içinde 38 eyalette, evlenen yaklaşık 167.000’den fazla çocuğun (büyük çoğunluğu kız ve bir kısmı 12 yaşında) bulunduğu ve bunların 18 yaş üstü erkeklerle evlendirildiği ortaya çıkmıştır.

Raporda aynı zamanda; erken yaşta evliliklerin küresel bir sorun olduğundan, ABD’de olduğu gibi dünyanın her yerinde, çocuk evliliğinin ve zorla evlendirmenin, kız çocuklarını ve kadınları orantısız bir şekilde etkilediğinden bahsedilmektedir. Buna göre; küresel olarak ülkelerin yüzde 88’inin asgari evlilik yaşını 18 olarak belirlediği, ancak ülkelerin yüzde 52’sinin kız çocuklarının ebeveynlerin izniyle evlenmesine de izin verdiği ifade edilmektedir.

Sonuç olarak, dünyada 700 milyondan fazla kadının çocuk yaşta evlendiği bunların çoğunun Güney Asya’da veya Sahra altı Afrika’da yaşadığı ifade edilmektedir.

Türkiye’de de yapılan düzenlemeler ve verilen eğitimlere rağmen TUİK verilerine göre erken yaşta evlilikler azalsa da varlığını sürdürmeye devam ediyor.

Erken evliliklerin kız çocukları üzerinde yıkıcı etkilerinin var olduğu biliniyor. Bu yüzden hazırlayacağımız eylem planıyla sorunu %1 e düşürmeyi hedefliyoruz.”

Ardından yapılan sunumla Türkiye’deki erken evlilikler hakkında bilgi verildi. Hacettepe Üniversitesi’nin 2013 verilerine göre 18 yaşından önce yapılan evliliklerin oranı % 14,7, 15 yaşından önce yapılan evliliklerin oranı ise %1,1 olduğu ifade edildi.

Toplantıda üzerinde durulan konular ise şöyleydi:

*Erken yaşta evlilik ifadesi konuyu tam olarak ortaya koymuyor, erken ifadesi rölatif bir şekilde algılanabilir. Halbuki, çocuk yaşta evlilik ifadesi daha doğru ve farklı anlamalara imkan vermeyecek bir tanım.

*Sunulan raporda TUİK verilerine göre resmi evlilik oranlarının düştüğü belgelenmiş, ancak cezai yaptırım getirilen erken yaşta evlilikler gayri resmi olarak devam ediyor olabilir mi sorusuna cevap verilmiyor. Rapordaki verilerin ne kadar gerçeği yansıttığı konusu ayrıca incelenmeye tabi tutulmalı,

Eğer erken yaş evliliklerinde bir düşüş varsa bunun neye bağlı olduğunun tespit edilmesi bundan sonraki politikalara yön vereceği için önemli olabilir. Bu durum araştırılmalı,

*Bölgesel yapılan çalışmalar dikkate alınmalı. Örneğin; Kars, Ağrı, Burdur ve Iğdır’da yapılan başkaca çalışmalar TUİK verileriyle çelişiyor. Takibi yapılmalı ve bu veriler bir araya getirilerek incelenmeli,

Ayrıca hazırlanacak eylem planında bölgelerin hassasiyetleri göze alınmalı ve yöreye özgü tedbirler geliştirilmeli,

*Erken evliliklerin tespiti için MEB ile ortak çalışılmalı, 4+4+4 eğitim sisteminin erken yaşta evlilikler üzerine olası etkisi incelemeli,

*Erken yaşta yapılan evliliklerin sağlık üzerindeki olumsuz etkisi anne ve bebek açısından ele alınmalı. Çocuk kadınların doğumda ölüm riskinin diğerlerine göre 5 kat daha fazla olması ve bu evliliklerden doğan bebeklerin 3/2’sinin ilk bir yıl içinde ölüyor olmasının altı çizilmeli. Doğumlar arası en az iki yıl ara olmaması durumunda anne sağlığının bundan olumsuz etkilendiği, depresyon türü psikolojik hastalıkların yine bu kadınlarda fazla görüldüğü halka iyi anlatılmalı. Cezai yaptırımlar korkusuyla erken yaşta hamile kalan çocuk kadınların sıhhi olmayan şartlarda evlerde doğum yapmalarının anne-bebek ölümlerine ya da olası sağlık sorunlarına etkisi konusu üzerinde de durulmalı.

* Erken yaş evliliklerinin legal şekilde gerçekleştirilmesi için çocukların yaşlarının büyütülmesi olası bir yöntem olabilir. Adalet Bakanlığı tarafından mahkemelere yaş büyütmek için müracaat eden çocukların bilgisi KSGM’de konuyla ilgili çalışan birime verilmeli ve birim konuya ilişkin bütün verileri bir havuzda toplayarak araştırmaları genişletmeli,

*Erken evlilikler gibi erken cinsellikte masaya yatırılmalı. Erken cinsellik vesilesiyle dünyaya gelen bebekler çocuk bakım evlerine alınıyor. Bu durumdaki çocuk kadın ailesi tarafından reddediyor. Bu yüzden o da kadın sığınma evine alınıyor. Orada belli bir süre kalan genç kadın sonunda yine gayri meşru ilişkiler içine girebiliyor. Bu durumların da dikkate alınması gerekir.

Türkiye’deki cinsellik yaşının düşüyor olmasının nedenleri araştırılmalı ve önleyici tedbirler geliştirilmeli, erken evliliklerde ve cinselliğin erken yaşlara düşüşündeki medyanın rolü incelenmeli ve bunlarla mücadelede medya gücünden yararlanılmalı,

*Sorunun çözümünde hem geleneğin hem modernizmin karanlık yüzü aynı ölçüde ele alınmalı. Böyle geniş bir perspektif içinde sorunu ele alarak çözüm üretilmeli,

*Erken yaşta evlilikleri önlemek için geliştirilen eylem planı ile kadına yönelik şiddet eylem planı arasında paralellik kurulmalı, bu planın hayata geçirilmesi için bütçesi olmalı, diğer kurumlarla koordinasyonu iyi sağlanmalı ve muhakkak sivil toplum desteği sağlanmalı,

*Yasalar arasındaki bu işe geçit verecek maddeler gözden geçirilmeli ve uyumlu hale getirilmeli,

* Eğitimler kadın erkek herkese verilmeli. Okullarda çocuklar konuya ilişkin bilgilendirilmeli. Erken evliliklerin önlenmesinde tecrübesi olan tanık ifadelerinden faydalanılmalı,

*Diyanet İşleri Başkanlığı eylem planına destek vermeli ve çalışmanın en önemli ortakları arasında yer almalı. Erken yaşlarda evlilikleri teşvik eden dini söylemlerle mücadele etmeli ve dinin kullanılmasına müsaade etmeyecek şekilde görev almalı.

*Hazırlanacak eylem planının hayata geçirilmesi için uygulamanın takip edilmesi gerekmektedir. Uygulamayı İzleme ve denetleme bağımsız birimler tarafından yapılmalı, ancak akademi ve STK’larla işbirliği içinde yürütülmelidir.

Bütün konuşmalar KSGM Başkanı ve uzmanları tarafından dikkatle not edildi ve bundan sonra izlenecek yol ve çalışma takvimi katılımcılara verilerek program sonlandırıldı.

 

Önceki Yazı

Türk Kızılayı; Afrika Sunumu

Sonraki Yazı

Kadın Hakları ve Ombudsmanlık Çalıştayı’na katıldık

Bunlar da ilginizi çekebilir

1 Yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir