İnsanlar akın akın sokaklara yürüdüler. Bizde geceyi ailece İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün önünde dualarla, tekbirlerle geçirdik. Bizim Emniyet Müdürlüğünün önünde beklediğimiz saatlerde İstanbul Belediyesi önünde askerler vatandaşlarımızın üzerine ateş ediyor, insanlar ölüyor, yaralanıyor fakat asla geri adım atmıyordu. Binlerce insanımızla hemde her kesimden her görüşten insanımızla beraber sabaha kadar bekledik. Patlama sesleri, jetlerin alçaktan taciz uçuşları, ara sokaklardan gelen silah sesleri art arda geliyor, bizler yerlerimizde tekbirlerle şehitler ölmez nidalarıyla bekliyoruz. Sala sesleri sabaha kadar devam etti ve biz meydanlarda bekleyenlere güç verdi. Dualarla bekledik, sokaklarda bütün Türkiye olarak. Çanakkale ruhu yeniden canlandı. Bu ülke bu ihanet girişimini yenecek inşallah.
Dünya tarihinde eşi görülmemiş bir ihanet hareketiyle karşı karşıya olduğumuzu o gece anladık. Allah’ın izniyle bu ihanetin altından kalkacak ülkemiz. Birbirine kenetlenmiş halkıyla, yönetimiyle , muhalefetiyle, askeriyle, polisiyle..
Yüzlerce insanımızı şehit ettiler. Binlerce gazimiz var. Rabbimizden, şehitlerimize rahmet diliyorum. Yaralı gazilerimize acil şifalar niyaz ediyorum.
Sonraki günlerde gördük ki bu ihanetin iç ve dış ayakları var. Bu aziz millete karşı beraber hareket ediyorlar. İçimizdekilerin ihanetine olan hayal kırıklığımızı kelimelerle ifade etmek mümkün değil. Bu aziz milletin tertemiz duygularını, Allah, Peygamber, İslam sevgisini nasıl da istismar edip bu millete silah olarak çevirdiler? Allah bu zalimliği yerde koyar mı? Onların bu tuzaklarını ayaklarına dolamaz mı?
Allah’a sonsuz şükürler olsunki doladı da. Bu millet darbeye geçit vermedi, vermeyecek. Bu güzel milletin önünde saygıyla eğiliyorum.
İlk darbeyi yaşadığımda 14 yaşındaydım. 12 Eylül 1980 sabahı kimse sokağa çıkamadı. 80 Darbesiyle tahsil hayatım başlamadan sona erdi. Geleceğimi elimden aldı o darbe. Yıllar sonra tahsilime devam ettim. İkinci darbeyi 28 Şubat 1997’de yaşadım. O zamanlarda da kamuda yok sayıldık, görünmez olduk.Başörtülüyüz diye okulların bahçesine bile alınmak istemedik. 1960’tan bu yana her on yılda bir yaşanan darbeler bizim neslimizin birçok hakkını elinden aldı, esir etti adeta. Eğitim, çalışma, memleketimize hizmet etme vb. haklarımız..
Çocuklarımız bu zulümleri tekrar yaşamasınlar diye; daha aydınlık ve özgür bir Türkiye’nin geleceği için meydanlardayım. Ta ki Cumhurbaşkanımız evinize dönün, demokrasi nöbetiniz tamamlandı deyinceye kadar.
Bu ihanetten sorumlu olanların hak ettikleri cezayı bulmaları, birlik beraberlik şuurumuzun hep diri kalması, Çanakkale ruhunun, yeniden dirilişin devamı için, Türkiye’de yaşayan kullarına en güzel şekilde yardım etmesi için Rabbimize yalvarıyoruz. Şimdi yaralarımızı sarma, kendimizi yeniden gözden geçirme (biz nerede neleri eksik bıraktık da bunlar bu kadar yayıldılar bu ülkede), birlik beraberlik şuuruyla işlerimizi en güzel şekilde yapma zamanı. Rabbimiz ülkemizde yaşayan bütün kullarına basiretli, ferasetli, iman ve aşkla yaptığı işi en güzel şekilde yapan, hakka hukuka titizlikle riayet eden kullarından eylesin. Böyle bir ihaneti bir daha yaşatmasın ülkemize.{jcomments on}