15 Temmuz Gazilerini Ziyaret Ettik

Hazırlayan: Yorum yapılmamış Paylaş:

15 Temmuz 2016

15 Temmuz gecesi ülkemizi ele geçirmeye çalışan hainlere karşı milletimizin verdiği mücadele sonucu 241 şehidimizi ahirete uğurladık. 2000’i aşkın gazimizin tedavisi ise halen hastanelerde devam ediyor..

Onlar ülkemizi darbeci hainlere karşı savunurken yaralanmış, kimi kolunu bacağını kaybetmiş, kimi daha ağır yaralar sonucu belirsiz bir sürece girmişti. Pek çok vatandaşımızın yaptığı gibi biz de Hazar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği olarak hastanelerde yatan gazilerimizi ziyarete gittik.

Göztepe Devlet Hastanesi’nde, biz gittiğimizde 16 gazimiz vardı tedavi gören. Devletimiz onları hastanelerde tek başına kalabilecekleri özel odalara yerleştirmişti ve tedavileri en güzel şekilde yapılıyor idi.

Hastaneye girer girmez hemşireler gazilerimizi ziyarete geldiğimizi anlayıp bizi yönlendirdiler. Gazilerimiz daha çok ortopedi, nöroloji ve cerrahi bölümlerinde yatıyorlardı.

Odalarına girince yüzlerindeki gururla karışık çok şerefli bir işi başarmış olmanın ifadesi hemen farkediliyordu. Çoğu bacaklarından ve kasıklarından kurşun veya şarapnel yarası almıştı. Yaraları sarılmış, parçalanmış kemikleri platinlerle tutturulmuş, yapılabilecek her türlü tedavi itina ile yapılmıştı.

Odalardan birinde, yanında kimsesi olmayan tek başına iyileşmeyi bekleyen gencecik bir delikanlı vardı. Geçmiş olsun dedik girdik yanına. Hemen bize o gece yaşadıklarını anlatmaya başladı. Bir taraftan da o gece köprünün üstünde çektiği görüntüleri gösteriyordu. Onlar için olay bitmemiş, hala devam ediyordu sanki. O gece darbe haberini alınca motoruna atlayıp köprüye gitmiş, sonuna kadar tanklara direnmiş ama bacaklarından ciddi şekilde yaralanmıştı.

Bir başka odada, o gece tankların karşısına ilk çıkan kahramanımız vardı. Emekli bir matematik öğretmeni..Televizyonda köprünün darbeciler tarafından kapatıldığını duyunca, daha Cumhurbaşkanımız sokağa çıkın çağrısını yapmadan koşa koşa köprüye gitmiş ve tankların karşısına dikilmişti. Konuşmakta zorlanıyordu ama kelimeleri ardı ardına sıralayarak o geceyi anlatmaya çalışıyordu. Çünkü yaptığı ile öyle gurur duyuyor, öyle iftihar ediyordu ki..

Bir diğer odaya girdiğimizde ise genç bir hanım karşıladı bizi. Eşi o gece beyninden kurşunlanmış. Kurşun öyle bir yere saplanmış ki müdahale etmek çok riskli olduğu için hiçbir şey yapılamıyormuş. Yoğun bakımdaydı eşi. Mütevekkil, vakur bir şekilde anlattı bize eşinin o gece nasıl arkadaşlarını toplayıp, Maltepe’den köprüye gittiklerini. Üç tane çocuğu varmış; en küçüğü bebek.. Neredeler diye sorduğumuzda gözlerinden süzülen yaşlarla cevap verdi.. İçimiz burkuldu, kalbimiz sıkıştı.. Bir şey diyemedik.. Sadece ona sımsıkı sarılarak hissettiklerine ortak olmaya çalıştık. Ülkemize, kardeşlerimize bunu yapanları Rabbimizin yüce adaletine havale ederek oradan ayrıldık..

Herbir odada ayrı bir hikaye vardı anlatılmayı bekleyen. Allah o gece Çanakkale ruhunu tekrar yaşatmıştı insanlarımıza anlaşılan. Rabbim bir daha yaşatmasın ama hepsi, yine olsa yine yaparız diyordu yaşadıkları için. Evet o gece Boğaz Köprüsü’ne, Kısıklı’ya, Çengelköy’e, Saraçhane’ye Vatan Caddesi’ne binlerce insan koşmuştu ama alınlarına şehit olacak, gazi olacak diye mühür vurulanlar belli idi.

Allah hepsinden razı olsun. Şehitlerimizin mekanları cennet olsun. Gazilerimize Rabbim en kısa zamanda şifa nasip etsin. İçimizde yaşayıp ülkemize, milletimize savaş açanlar ise hem bu dünyada, hem de ahirette Allah’ın rahmetinden uzak olsunlar inşallah…{jcomments on}

Hazırlayan: Şafak SARI
Önceki Yazı

Bağımsız Gelecek Proje Çalıştayı

Sonraki Yazı

Şiddetle Mücadele İl Eylem Planı Çalıştayı

Bunlar da ilginizi çekebilir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir